Savaş tarihinde kullanılan en vahşi nükleer silah, atom bombası oldu.
Adı, “Manhattan Projesi” olan atom bombası çalışmasına katkı sunanların başında, bugün dünyanın en büyük küresel şirketlerinden DuPont vardı!
Atom bombası çalışmaları gizlilik içinde sürdürülürken, “beyaz insanın” gündeminde DuPont’un sahibi olduğu bir buzdolabı vardı:
Frigidaire! (Türkiye’ye 1930’larda ABD’den ithal edilen ilk buzdolabıydı. Arçelik yerli üretime geçene kadar ülkemizde “frigidaire/frijider” sözcüğü “buzdolabı” anlamında kullanılırdı! Neyse.)
“Beyaz insanın” gündeminde olan şuydu:
Evde kullanılmak üzere ABD’de 1913’te üretimi yapılan buzdolaplarında soğutucu madde olarak  “propan”, “amonyak” veya “kükürt dioksit” kullanılıyordu.
Bu maddelerin tehlikeli olduğu konuşuluyordu.
Frigidaire, soğutucu olarak “freon 114” adı verilen yeni bir maddeyi kullandığını belirterek, reklam yapmaya başlayınca -Türkiye’de dahil olmak üzere- dünyanın dört köşesine satış yaptı.
DuPont’un buzdolabı soğutucu çalışması başka buluşa yol açtı: Teflon!
Tarih: 6 Nisan 1938.
DuPont’un kimyagerlerinden Dr. Roy J. Plunkett ve asistanı Jack Rabok, “freon 114”ü keşfettikten sonra, arta kalan maddeyi çelik bir tüpe doldurup vanasını kapatarak -78 derecede sakladılar. Bir süre sonra...
Tekrar üretim yapmak için tüpün vanasını açınca tüpten gaz çıkmadı. Şaşırdılar. Tüpü tarttılar ağırlık azalmamıştı ve hammadde içerdeydi ama çıkmıyordu! Korktular.  Tehlikeli olmasına rağmen vanayı çıkarıp tüpü baş aşağı çevirdiler. Ve...
Gaz yerine beyaz bir toz dışarıya aktı.
Bu toz ele yapışmıyordu. Kaygandı. Yüksek sıcaklığa dayanıklıydı. Hiçbir madde içinde erimiyordu.
Evet teflon, tesadüf eseri böyle bulundu...
Sprey boya gibi malzeme yüzeyine püskürtülen bu endüstriyel kaplamanın kod adı, “K 146” idi.

Hayatın merkezinde

II. Dünya Savaşı sürüyordu...
Atom bombası çalışmaları devam ediyordu. Fakat aksilikler vardı. Uranyum zenginleştirmesi yapılırken, gaz haldeki hammadde boru bağlantılarının contalarını eritiyordu.
İşte...
Teflon ilk kez atom bombası projesinde conta yapımında kullanıldı. Ardından...
Savaş tüccarı DuPont’un ürettiği başka bomba ve patlayıcıların üretim aşamasında da teflon kullanıldı. Keza... Koruyucu askeri giysilerin imalatında da teflon vardı.
Atom bombasının da “katkısıyla” II. Dünya Savaşı bitti.
DuPont, -patent hakkı elinde bulunan- teflondan nasıl yararlanacağını düşünmeye başladı. Teflona şekil verme ve metal yüzeyleri teflonla kaplama yöntemleri geliştirmişlerdi. Bu nedenle teflon ilk kez ABD’deki mutfaklarda ekmek kalıpları kaplanmasında kullanıldı. Dünya mutfaklarına girmesini Fransız mühendis Marc Gregoire’nin eşi Colette’ye borçluydu. Çift, patatesi daha az yağla pişirmek için alüminyum tava ve tencerelerin teflon ile nasıl kaplanabileceğini 1954 yılında keşfetti.
İki yıl sonra... TEFlon ile ALüminyumun birleşiminde dolayı şirketlerine “TEFAL” adını verdiler.
DuPont müdahale etti; “Tefal” adını kabul etmedi, “T’Fal” olmasını istedi. Anlaştılar: Kuzey Amerika’da “T’Fal” ve, dünyanın diğer yerlerinde “Tefal” olarak kullanıldı.
Gelelim meselenin özüne...

Asıl amaç

Teflon...
Politetrafloroetilen (PTFE) polimerin ticari adı. Isıya, kimyasal maddelere, elektriğe, sürtünmeye dayanıklı ve bu nedenle hiçbir maddeye yapışmıyor. Ancak...
Yapımı ve yıkımı sırasında birçok kimyasal oluşturuyor. Örneğin...
230 derece sıcaklıkta “perfloroizobutan” (PFIB) içeren kanserojen gazlar açığa çıkarıyor. Keza...
Teflon ve diğer yapışmaz yüzeylerde (şekerleme ambalajı, pizza kutusu, kağıt tabak ve lekelere dayanıklı halı üretiminde) kullanılan “perflurooctanoic acid” (PFOA) maddesi, ABD çevre kuruluşu EPA’ya göre, “kanserojen!” Keza...
Teflonun yüksek sıcaklıkta ortaya çıkardığı “perfloroizobutan” (PFIB) adlı kimyasalın zararını yazmaya gerek yok; savaş gazı olarak kullanıldı!
Uzatmayayım...
Teflon, 5 dakika içinde 382 °C gibi yüksek sıcaklıklara çıkabiliyor. Bu sıcaklıkta, ikisi kanserojen, ikisi çevre kirliliğine ve diğer biri düşük dozda bile insan sağlığı için zehirleyici olan MFA (perfluoro methyl alkoxy) maddesini ortaya çıkarıyor. Sonuçta...
Tüm bu sebeplerle, DuPont’a milyonlarca dolarlık tazminat davaları açıldı.
DuPont...
-”Tavayı çizmemeleri gerekiyordu” dedi.
-”Tavayı yüksek ateşte boş ısıtmamaları gerekiyordu” dedi.
-”Eser miktarda teflon zarar vermez” dedi.
Palavraydı bunlar! DuPont tazminata mahkum oldu.
Anlamadığım şu:
Hala üretime neden devam ediliyor?
Kafamda tek soru var:
Dünyada adı konmamış bir biyolojik savaş mı var?
Güçlü/zengin ülkelerin-insanların ayakta kalabileceği!
Yoksa...
Göz göre göre insanı yok eden zehirli kimyasalların -başta gıda olmak üzere- hayatımızın her alanına girmesini nasıl açıklayacağız?
Bu arada unutmadan ekleyeyim:
Frigidaire buzdolabındaki soğutucu “freon 114” adlı kimyasal, ozon tabakasını deldiği için yasaklandı.
Dünyayı koruyanlar, aynı hassasiyeti insana neden göstermiyor? Soru yanıttır.