Yaza girerken özenle verdiğimiz kilolar sonbaharda inadına geri döner. Peki bu yaz rüyasının bitiminde gerçekten vücudumuz çaresizce kilo almayı kabullenmeli mi? Yoksa bunu engellemenin bir formülü var mı? Elbette var… Bu gibi durumlarda ilk yapmamız gereken yemek yemeyi kontrol altına alıp şimdi önereceklerimi hayata geçirmektir.

madde-1

1 Bu aylarda yavaşlayan metabolizma hızına yağışlı ve soğuk hava, azalan fiziksel aktivite de eklenince kilo almak kaçınılmaz hale gelebilir. Bu sebeple yapılması gereken ilk iş, yoğun kalori içeren besinlerin günlük hayattaki miktarlarını azaltarak dengeli bir beslenme düzenine geçmektir.

madde-2-kopya

2 Her gün en az 2.5 litre (12-14 su bardağı) su içilmeli, sıvı alımının karşılanmasında ıhlamur, adaçayı, kuşburnu çayı, açık çay gibi içecekler tercih edilmelidir.
3 Sık sık ve az miktarda beslenmek, ara öğünlerde kan şekerini destekleyici besinlere yer vermek ana öğünde az yemek yenmesine yardımcı olur.

madde-4

4 Sağlıklı yiyeceklerden oluşan dengeli bir kahvaltıyla güne başlamak çok önemlidir. Böylelikle hem kan şekerinin normalin altına düşmesi engellenmiş hem de metabolizmanın çalışmaya başlaması sağlanmış olur.

madde-5

5 Ara öğün olarak omega 3 içeriği zengin ceviz, badem, fındık gibi yağlı tohumlar kilo alımına sebep olmayacak ölçülerde yenebilir. Bunların yanında, çok az kahve eklenmiş az yağlı süt hem kan şekerinin toparlanmasına hem de kalsiyum ihtiyacını karşılamaya yardımcı olacaktır.

madde-6

6 Yemeklerde salata tüketmek hem kilo kontrolü sağlar hem de zengin vitamin içerikleriyle gün boyunca enerjinizin yenilenmesine yardımcı olur. Yemeklerde hayvansal veya bitkisel protein kaynaklarına yer vermek yorgunluk belirtilerini azaltır. Kolesterol sorunu olanlar kırmızı et yerine balık, organik tavuk ve kurubaklagilleri tercih edebilir.

7 Sonbaharda özellikle soğuk algınlığı ve bağlantılı hastalıkların görülme sıklığı artar. Bu hastalıkları daha hafif atlatmanın ilk şartı bağışıklık sistemini güçlendirmektir. Yaz biter bitmez bağışıklık sistemini güçlendirdiği bilinen vitamin ve mineralleri içeren besinlere ağırlık veren bir beslenme programına geçildiği takdirde sonbahar sorunsuz atlatılır. Doktorlar ilaç önermedikçe vitaminin doğal yollarla yani besinlerle alınmasına gayret edilmelidir.

8 Bağışıklık sistemini güçlendirmede diğer bir önemli grup probiyotik besinlerdir. Kalın bağırsaktaki faydalı bakterilerin üremesine yardımcı olurlar. Örneğin yoğurt ve kefir hem probiyotik hem de prebiyotik bir besindir. Günlük beslenme düzeni içinde mutlaka yoğurt ve kefire yer vermek hastalıklardan korunma da destek sağlayacaktır.

9 Güçlü bir bağışıklık sistemi için vücudun ihtiyacı olan proteinin alınması şarttır. Özellikle hayvansal protein kaliteli protein olarak kabul edilir. Kan yağlarıyla ilgili sorunu olan kişiler, sonbahar ve kış döneminde protein ihtiyaçlarını karşılamak için kuru baklagilleri kullanabilirler. Kuru baklagiller neredeyse hayvansal besinlere yakın oranda protein içerirken, hiç kolesterol ve yağ içermediklerinden kan yağlarını yükseltici etki de göstermezler.

madde-10

10 Kemik ve diş sağlığı açısından önem taşıyan D vitamini, güneş ışınlarıyla deri tarafından üretilen bir vitamindir ve besinlerde pek fazla bulunmaz. D vitamininin yanı sıra balık, beyin fonksiyonlarının gelişimi için gerekli çoklu doymamış yağ asitleri (omega 3), kalsiyum, fosfor, selenyum ve iyot mineralleri ile E vitamini için de iyi bir kaynaktır. Bu nedenle kış aylarında haftada 2-3 kez tüketilmesi önerilmektedir.

madde-11

11 Kış aylarında vücut ağırlığı kontrolünün sağlamasında; basit karbonhidrat olan saf şeker ve şekerli besinler yerine kepekli ekmek tüketmek önemlidir. Ayrıca makarna, bulgur gibi tam tahıl ürünlerinin tüketilmesine özen gösterilmesi, enerjisi yüksek hamur tatlıları yerine sütlü tatlılar, meyve tatlılarının tercih edilmesi, hareketsizlik nedeniyle artan sindirim problemlerinin önlenmesinde posa içeriği yüksek kuru baklagillerin tüketilmesi (haftada 2-3 kez) ve düzenli fiziksel aktivite yapılması gerekir.

Bağışıklık sistemini güçlendirme önerileri:


A vitamini: Karaciğer, havuç, kayısı, kavun, yumurta, ıspanak, kabak, domates, karaciğer, brokoli, marul
C vitamini: Limon, portakal, greyfurt, kivi, roka, maydanoz, yeşil sivri biber, kuşburnu, domates
E vitamini: Tüm bitkisel yağlar ve yağlı tohumlar
Selenyum: Deniz ürünleri, böbrek, yürek, etler
Çinko: Bulgur, badem içi, ceviz, balık, et, karaciğer süt, yumurta, kuru baklagiller
Magnezyum: Yağlı tohumlar, kuru baklagiller, yeşil yapraklı sebzeler, muz, tahıllar