16 Nisan, kirli, hileli,
şaibeli bir referandum
olarak tarihe geçti.
Böyle karanlık bir referandumu, Yüksek Seçim Kurulu’nun kanunsuz, adaletsiz ve yandaş tutumuyla kazanmak kimseye şeref getirmez! Getirmez ama bakıyoruz da, etrafta zafer kazanmış kahramanlar gibi dolaşıyorlar!
Yüksek Seçim Kurulu “Tam kanunsuzluk hali oluşmadı” diye garip bir açıklama yaptı. Ne demek yani? “Yarım kanunsuzluk hali” mi oluştu? Böyle yarım porsiyon, çeyrek porsiyon kanunsuzluk hali olur mu? Nasıl çarpık bir görüştür bu? “Tam değil, yarım hamile” der gibi bir şey!
Allah bunlara akıl fikir versin ve birazcık da hukuk nasip eylesin!
Bizim ne dediğimiz önemli olmayabilir ama Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) ne diyeceği çok önemli.
Türkiye olarak 30 yıl önce 1987 yılında AİHM’in yargılama hakkını tanımıştık. CHP İzmir Milletvekili Musa Çam, hukuksuz ve adaletsiz referandum için AİHM’e kanıtlarıyla başvurdu.
Uluslararası mahkeme “Kanun ihlali var! Halk oylaması âdil yapılmadı!” diye karar verirse ne olacak? O zaman seyreyleyin siz gümbürtüyü! Kıyamet kopacak!