Her geçen gün geriye doğru gidiyoruz.
Hak ve özgürlüklerde yüz yıl öncesinden daha gerideyiz.
Atatürk 1923 yılında “Basın milletin ortak sesidir. Gazeteciler düşündüklerini samimiyetle, özgürce yazmalıdır” demişti.
Bugün geldiğimiz nokta ne?
Türkiye’de basın özgürlüğü var mı?
Ülkemizde adalet olduğunu söyleyebilir miyiz? Demokrasi, fikir ve düşünce hürriyeti var mı?
Ne yazık ki, tüm bu soruların cevabı olumsuzdur.
Dünyada artık özgür olmayan ülkeler sınıfına girmiş bulunuyoruz.
Orta Asya’nın geri kalmış bazı ülkeleriyle, Afrika’nın kabile devletlerinden pek farkımız kalmadı.
SÖZCÜ, Atatürkçü, laik, Cumhuriyet ilkelerini savunan yurtsever yayınları nedeniyle ağır bir baskıya hedef oldu.
İki arkadaşımızın tutuklanıp cezaevine kapatılmasının anlamı budur.
Dikensiz gül bahçesi isteyen iktidar, özgür basının sesini kısmaya çalışarak demokrasiye, hukuka ve insan haklarına zarar veriyor.
Özgürlük karşıtları, SÖZCÜ’ye vurdukça kendilerini küçültüp, SÖZCÜ’yü büyütüyorlar.