Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında “Anayasa değişikliğinin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurmayacağız” dedi. İyi etti.
Hiç değilse yiğitlik CHP’de kaldı. Çünkü Anayasa Mahkemesi’nin bir şey yapacağı yoktu. Ne diyecekti ki?
Yapılan işler Anayasa’ya aykırı olsa bile Yüksek Mahkeme, Saray’ı kızdırmayı göze alabilecek miydi?
Hayır, alamazdı! Nitekim KHK (Kanun Hükmünde Kararnameler) konusunda CHP’nin başvurusunu geri çevirmişti. Peki, bir sürü hukuksuzluğun olduğu iddia edilen KHK’lara Anayasa Mahkemesi bakmayacak da kim bakacak?
CHP, Anayasa Mahkemesi’ne gitseydi ve mahkeme “Meclis’teki oylamalar sırasında açık oy kullanılarak Anayasa ihlal edilmiştir” diye bir karar verseydi ne olacaktı?
Olacağı belli!
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 28 Şubat 2016’da, Anayasa Mahkemesi’nin Can Dündar ve Erdem Gül hakkında verdiği kararı beğenmeyince çok kızmış ve: “Anayasa Mahkemesi’nin kararına uymuyorum, saygı da duymuyorum” diyerek Yüksek Mahkeme’yi eleştirmişti.
Neyse ki, Kılıçdaroğlu böyle bir ihtimali önledi.
Anayasa Mahkemesi de sanırım rahat bir nefes aldı!