Geçen gün kadim dostum, sevgili Müjdat Gezen’le sohbet ederken “Uğur zihnimi sürekli kurcalayan bir konuda senin fikrini almak istiyorum” dedi. Merakla konunun ne olduğunu sordum. Şöyle anlattı:
“Hatırlarsın. Eskiden radyoda “Türk Sanat Müziği İcra Heyeti’nden şarkılar dinlediniz” diye bir anons yapılırdı. Heyetteki sanatçılar, Türk Sanat Müziği örneklerini hakkını vererek söylerlerdi. Dinleyenlerde tiryakilik yaratan bu değerli kişilerin yanı sıra, Müzeyyen Senar ve Zeki Müren gibi ölümsüz seslere de “icracı” değil “yorumcu” denilirdi.
Tıpkı bir senfoni orkestrasındaki piyanistin icracı, İdil Biret veya Fazıl Say’ın yorumcu olmaları gibi.
Uzatmak istemiyorum ama bu değerlendirme tüm meslek dalları için geçerlidir.

*  *  *

Siyasete gelirsek...
Bana göre bizim hükümet ne icracı, ne de yorumcu!..
Örneğin İstanbul Boğazı’na harika bir üçüncü köprü yaptılar ama 78 liraya geçiliyor!..
Kumkapı’dan Kadıköy’e boru döşediler. Avrasya Tüneli sayesinde 4 dakikada Kumkapı’ya geçiliyor. Fakat yolu yapmayı unuttuklarından, Atatürk Havalimanı’na 2 saatte gidilemiyor!..
İstanbul-İzmir arasını 4 saate indirebilmek için Körfez’e bir köprü yaptılar. Gayet güzel... Ama o geniş yol, Gemlik’te bitiyor!
Yani iktidarın “icraat” anlayışı böyle!..

*   *  *

Şimdi de yorumculuğa geçelim ve sadece adalete bakışlarını ele alalım:
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun başlattığı “Herkese Adalet” yürüyüşüne hükümet cephesinden şöyle yorumlar geliyor:
“Yargı sizi de çağırabilir!..”
Kemal Kılıçdaroğlu keşke hızlı trene binseydi!..”
“Gandhi yalınayak yürümüştü!..”
“Bu yürüyüş, FETÖ’ye yardım etmektir!..”

*  *  *

Müjdat telefonu kapatırken benim ne düşündüğümü sordu.
“Ne düşüneceğim? Seni dinlerken aklıma sahnelediğin ‘Adalet Pantolonun Kemeridir’ adlı oyunun geldi. Malum gevşek bırakırsan düşer, çok sıkarsan boğulur!..”