Hayır, son kitabım “Geldikleri Gibi Giderler”i anlatmayacağım!
Yıl 2002...
Arena Haber Merkezi’ni arayan bir seyircimiz, Çanakkale Deniz Savaşı’nın kaderini değiştiren Nusrat (Nusret) mayın gemisinin Mersin Limanı’nda çürümeye terk edildiğini bildiriyordu.
Kaynaklarımıza ihbarı doğrulattıktan sonra ekibimiz Mersin’e gidip çekim yaptı.
17 Mart 1915’i, 18 Mart’a bağlayan gece döktüğü 26 mayınla asrın en güçlü donanmasının bozguna uğramasını sağlayıp “Çanakkale Geçilmez” dedirten efsanevi gemi yarı batmış ve tanınmayacak durumdaydı.
Haberimiz yurt çapında ses getirdi. Telefonlardan Kanal-D santralı kilitlendi!
Yayınımızın ardından harekete geçen dönemin başarılı Tarsus Belediye Başkanı (Halen Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı) Burhanettin Kocamaz, çürümekte olan tarihi gemiyi dört parçaya ayırarak Tarsus’a getirdi.
Hızlı bir çalışmanın ardından,
aslına uygun olarak onarıldı ve
şanına yaraşır bir müze-parkta
ziyarete açıldı...

*  *  *

Bugün de Milli Mücadele’nin başladığı bir başka efsanevi geminin acınacak durumunu anlatacağım.
Daha doğrusu bu hazin gerçeği ortaya çıkaran “Balyoz Kumpası” mağdurlarından, yurtsever, Atatürkçü, Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz’in yazısını paylaşacağım.
Birlikte okuyalım:
“Birinci Dünya Savaşı sona ermiş, 7 Kasım 1918 günü VII. Ordu Karargahı lağvedilmiştir. Mustafa Kemal’e Başkent İstanbul’a dönmesi emredilmiştir. 10 Kasım akşamı Adana’dan hareket eden Mirliva (Tümgeneral) Mustafa Kemal, 13 Kasım 1918 Çarşamba öğle saatlerinde Haydarpaşa Garına varır. Yol boyunca trenin durduğu her yerde halkla sohbet etme fırsatı bulur. Yok edilme aşamasındaki bir ulusun, çökmüş bir imparatorluk halkının duygu ve düşüncelerini gözlemler. Anadolu izlenimlerini, son 7 yılda cepheden cepheye yaşadıkları tecrübelerle harmanlar ve yolculuk sonunda karşılaştığı işgal İstanbul’undaki öfkesini içine atar.
Haydarpaşa’da trenden indiğinde yorgundur. Garda bir manga tarafından törenle karşılanır. Yakın dostu Dr. Râsim Ferid (Talay) Bey onu karşılayanlar arasındadır. Tam da o esnada İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan gemilerinden oluşan, 55 parçalık işgal donanması, Haydarpaşa önünden geçerek demir yerlerine intikal etmektedir. Bu nedenle Fransız askeri makamlarının kontrolündeki Boğaziçi’nde deniz trafiği durdurulmuştur. Mustafa Kemal ve dostu Dr. Râsim Ferid rıhtımdan bu geçişi hüzünle seyreder. Saat 15.00 civarıdır. İskelede bekleyen Fransız işgal kuvvetlerine ait Enterprise (sonradan Kartal) adlı küçük tekne, 2 saatlik bekleyiş sonrası Mustafa Kemal’i Beyoğlu’nda kalacağı Pera Palas Oteline götürmek için Haydarpaşa’dan Galata’ya hareket eder. Demirli savaş gemilerinin arasından geçerek ilerlerler. Atatürk’ün yaveri Cevad Abbas, geçiş anını ‘’Ebedî Şef, Kurtarıcı Atatürk’ün Zengin Tarihinden Birkaç Yaprak’’ isimli kitabında (Halk Basımevi, İstanbul, 1939, Sayfa 166) şöyle anlatır:
“Askeri ulaşımın köhne bir motoruyla deniz ortasında yaslanan bir çelik ormanının içinden geçiyorduk. Atatürk’ün zarif dudaklarından ‘Geldikleri gibi giderler’ cümlesini işittiğim zaman, mütarekenin doğurduğu derin ve elemli ümitsizliği derhal unutmuştum...’’

04ugurbey30cm

*  *  *

1911 yılında Hollanda’da Rotterdam yakınlarındaki Slikkerveer’deki Wed.C. Boyle & Zonen Tersanesinde Fransız bir firma için Enterprise adıyla inşa edilen küçük tekne (istimbot) daha sonra Seyr-i Sefain idaresince satın alınır ve ismi Kartal olarak değiştirilir. Artık Türk gemisidir. Yarım saatliğine de olsa Atatürk’ü taşıyan tarihi değerde bir istimbottur. Yıllarca İstanbul limanında, Haliç’te römorkör olarak kullanılır. Zaman zaman Başbakan İsmet İnönü’nün Heybeliada’daki yazlık evine intikalini sağlar. 14 Temmuz 1942’de Çanakkale Boğazı çıkışında mayına çarparak batan Atılay denizaltısının arama ve kurtarma faaliyetlerinde görev yapar. Haliç Tersanesinde birkaç kez büyük onarıma girer, tadilat geçirir ve şekli değişir. İstanbul Limanı’nda Türk sancağı altında binlerce gemiye manevrasında ve yedeklenmesinde yardım eden Kartal, 1974 yılında, 63 yaşında devletten emekli olur. Yeni sahibi bir özel sektör firmasıdır. Yine tadilata uğrar. Bu süreçte de pek çok kurtarma operasyonunda vazife alır. 2015 yılında, yani 104 yaşında da mavi vatan sularına veda eder. Deniz adamı Arif Ertik ve Milliyet Gazetesi Muhabiri Gökhan Karakaş’ın girişimleriyle bulunup görüntülenir.
Kartal son 2 yıldır Tuzla kıyılarında kaderini bekliyor. Ya jilet olacak ya da Türk halkı onu bağrına basıp tekrar Mustafa Kemal’in Kartal’ı yapacak...”

*  *  *

Değerli Cem Gürdeniz’e teşekkür ederek sözün özüne geliyorum:
Bu koskoca ülkede her şeyimizi, aldığımız her nefesi bile borçlu olduğumuz Mustafa Kemal Atatürk’ün emperyalizme meydan okuyarak “Geldikleri gibi giderler” dediği 106 yıllık anıt gemiyi jilet olmaktan kurtaracak bir babayiğit çıkar mı acaba?..