17 Mart akşamı, Muğla’nın güzel ilçesi Fethiye’deyiz...
Ekibimize ev sahipliği yapan CHP’nin değerli İlçe Başkanı Avukat Ali Özgür Kullukçu ve konuklarımızla Halk Arenası’nın yayın saatini bekliyoruz.
Konuşmacı konuklarımız Prof. Ümit Özdağ, Ümit Kocasakal ve Halkın Avukatı Murat Ergün’le sohbet ederken, saat 19.00 civarında, canlı yayın ekibimizin şefi Erdem Yıldırım arayıp “Abi cep telefonuna bir video gönderdim bir bakar mısın” diyor.
Videoya bakıyorum. Aman Allahım o da ne?.. Canlı yayına daha iki saat olmasına karşın, salona girmek isteyenlerin oluşturduğu kuyruğun ucu bucağı görünmüyor...
Her gittiğimiz yerde ilgiyle karşılanmaya, coşkulu desteğe alışığız ama, böylesiyle ilk kez karşılaşıyoruz.
Birbirine saygılı insanların muhteşem görüntülerine baktıkça hep birlikte “Ne iyi etmişiz de Fethiye”ye gelmişiz” diyoruz...

* * *

Hıncahınç dolu salonda yaklaşık 3.5 saat süren program sırasında spotların da etkisiyle dayanılmaz bir sıcak oluşuyor. Notlar aldığım kartonları yelpaze gibi kullanarak serinlemeye çalışıyorum ama nafile... Öylesine terliyorum ki, sırtımdan belime doğru ter damlacıklarının yuvarlandığını hissediyorum...
Programın ardından bir an önce otele gidip üstümü değiştirmeyi düşünürken, kalabalık arasında ilk bakışta bana yıllar önce kaybettiğim annemin yüzünü anımsatan bir kadın önümü kesiyor. Titreyen ellerinde tuttuğu havluyu uzatarak “Senin için getirdim. Bunu sırtına yerleştir, hasta olma. Sana çok ihtiyacımız var” diyor.
Ne diyeceğimi, nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum.
Boynuna sarılıp “İyi ki varsınız, siz bir iyilik meleğisiniz” diyebiliyorum.

* * *

Halk Arenası’nı haftada iki geceye çıkardıktan sonra yurdu dolaşırken o güzel insanların, o iyilik meleklerinin bize yaşattığı unutulmaz anıları yazsam, kitaba sığmaz!..
Onca il ve ilçe dolaşmamıza karşın hiçbir yerde olumsuz bir davranışla karşılaşmamak, bu sürecin beni en çok etkileyen yanı oldu. Sokaktaki yurttaşlarımız arasından bırakın kırıcı konuşma yapan birine rastlamayı, bize ters bakan bile çıkmadı! Aksine herkes, Anadolu konukseverliğini göstermek için adeta birbiriyle yarıştı.
Sadece içten sevgiyle oluşabilen bu tablonun, içimizi ferahlatmasının ve bizler için çok değerli ödül anlamını taşımasının yanı sıra, ülkeyi yönetenlere de çok anlamlı mesajlar verdiğine inanıyorum.

* * *

Çünkü bazılarının oy uğruna toplumu ayrıştırıp kutuplaştırmaya, hatta farklı siyasi görüşteki yurttaşlarımızı birbirine hasım hale getirmeye çalışmalarına rağmen, Anadolu insanı, ülkemizin içinden geçtiği Cumhuriyet tarihinin bu en sancılı ve tehlikelerle dolu sürecinde birlik ve dayanışmanın her zamandan daha fazla gerekli olduğuna inanıyor.
O nedenle tüm seçimlerde oyunu AKP’ye vermiş bulunan bazı yurttaşlarımız, her türlü yetki ve gücü zaten elinde bulunduran Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a bu kez “Hayır” diyeceklerini, 80 milyonun kaderinin tek adamın iki dudağı arasına sıkıştırılmasını doğru bulmadıklarını söylüyor.
Gittiğimiz her yerde bizi güçlü bir “Hayır” rüzgarı karşılıyor.

* * *

Yandaşların algı operasyonlarına hiç aldırmayın.
Pazar günü hayatınızın en önemli yurttaşlık görevini yerine getirmek için sandığa gidin ve oyunuza kesin sonuçlar açıklanıncaya kadar sahip çıkın.
Göreceksiniz çabalarınızın sonucu “Hayırlı” olacak.
Cumhuriyet, demokrasi, sevgi, kardeşlik, birlik ve barış kazanacak.
Türkiye kazanacak...

UĞUR DÜNDAR’IN NOTU: Bazı kentlerimizde Halk Arenası’na unutulmaz ev sahiplikleri yapan Atatürkçü Düşünce Derneği’nin (ADD) değerli ve saygın Başkanı Tansel Çölaşan ile tüm yönetici ve üyelerine Halk TV ailesi adına çok teşekkür ediyorum.