AKP iktidarının ithal mağduriyet yaratma çabaları beklenen sonucu vermediği gibi, geri tepmeye başladı!
Nasıl tepmesin ki?
Siz kendi ülkenizde Meral Akşener’in Niğde’de, Selin Sayek Böke’nin Boğaziçi Üniversitesi’nde ve Aylin Nazlıaka’nın da Bilgi Üniversitesi’nde yapacakları konuşmaları sırf muhalif oldukları için yasaklayacaksınız...
Ümit Özdağ ve Yusuf Halaçoğlu gibi saygın isimlere yapılan saldırıları kınamayacaksınız..
Referandum ortağınızın Sinan Oğan’a yapılan saldırıdan sonra “Ülkücüler bir işi yarım bırakmazlar” demesine sesinizi çıkarmayacaksınız...
Sonra da bakanlarınızı konuşturmadıkları için Almanya ve Hollanda’yı faşistlikle suçlayıp, Nazi benzetmesi yapacaksınız!..
Bununla da yetinmeyip, o ülkelerdeki seçmenlerin tercihlerini etkilemeye çalışacaksınız!..

*  *  *

Ama beklenen olmadı!.. Mağduriyet edebiyatı konusunda yeterince deneyim kazanan Türkiye’de mağduriyet ithal etme çabaları bu kez tutmadı...
Sadece Türkiye’nin yitip gitmekte olan uluslararası saygınlığına bir darbe daha indirilmiş oldu...
Hatta bu çabalar bazı çevrelerce alay konusu yapılarak onurumuzla oynandı...

*  *  *

Avrupa’daki krizin önemli ismi Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya hakkında asıl konuşulması gereken haber, dünkü Cumhuriyet’te, Aykut Küçükkaya imzasıyla yayımlandı.
Habere göre; Bakan Kaya’nın İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclisi’nin AKP’li üyesi olan kardeşi Sümeyye Sayan, 2014 yılında 10 bin lira sermaye ile bir danışmanlık şirketi kurmuş. Bu şirket, AKP’li Gaziosmanpaşa Belediyesi’nden toplam tutarı 1 milyon lirayı aşan 3 ihale almış! Böylece Bakan’ın kardeşi “Meclis üyeleri görevleri süresince ve görevlerinin sona ermesinden itibaren 1 yıl süreyle belediyeye ve bağlı kuruluşlarına karşı doğrudan veya dolaylı olarak taahhüde giremez, komisyonculuk ve temsilcilik yapamaz” hükmünü ihlal etmiş. Yani yasağı çiğnemiş...
İhalelerden birinin hem 2016 yılında, yani ablasının Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı olduktan sonra alınması, hem de konusu dikkat çekiciymiş. Çünkü Belediyenin Kadın ve Aile Hizmetleri Müdürlüğü’nce talep edilen “psikolojik destek hizmetini” kapsıyormuş...

*  *  *

Bakalım Bakan Kaya Cumhuriyet’in iddialarına nasıl bir cevap verecek?
Ya da buradan da bir mağduriyet hikayesi mi çıkaracak?..
Bekleyelim görelim.
Beklerken de güzel Türkiyemizin artık bir “ister inan ister inanma ülkesi” olduğu gerçeğini göz ardı etmeyelim!..