Dünyada futbol sadece futbol değildir.
Türkiye’de ise hiç değildir!..

★★★

Örnek: 1
Dün İstanbulluların yaşamak zorunda bırakıldığı çaresizlikten ve sağanak yağış sonrasında kentin içine düştüğü acınası durumdan başlayalım.
Mazeret olarak deniliyor ki “Yağış afet boyutunu alınca altyapı yetersiz kaldı. Ne yapsın belediye?..”
Ne mi yapsın?
Hemen söyleyeyim:
Dünyanın en vahşi arazi ve yapı yağmasının sürüp gittiği “Betonkent” İstanbul’da halkın ödediği vergilerle asli görevi olan altyapı yatırımlarına yönelmek yerine sırf birilerinin egolarını tatmin uğruna futbol kulüpçülüğü yapmasın!
Milyonlarca doları meşin topa akıtmasın!..
O paraları altyapıya yatırsın, dere yataklarını gözü dönmüş rantçıların işgalinden kurtarsın, böylece suları metro içlerine değil denize akıtsın!..
Milyar liraların döndüğü futbol piyasasındaki haksız rekabete alet olmasın!..

★★★

Örnek: 2
Bir ülkenin milli futbol direktörünün adı ne ile anılmalı?
Cevap gayet basit:
Milli takımın başarılarıyla!..
Ama bizde öyle olmuyor.
“Kebapçı-Steak House”çı kavgasıyla anılıyor!..

★★★

Örnek: 3
Alın Konyaspor Kulübü Başkanını!
Adam futboldan söz etmek yerine “Bugün Türkiye’de maalesef tüm stadyumlar İzmir Marşı’nı söylüyor; Konya hariç!’’ diyor!
Aklı sıra övünüyor!
Başkan saçmalar da değerli gazeteci kardeşim Mustafa Hoş durur mu?
“Bu da Konyaspor Futbol Partisi! İzmir Marşı’nı ülkenin birliğine karşı bir şey sanacak kadar şuursuz” diyerek cevabı yapıştırıyor!..

★★★

Cumhuriyet Tarihçisi Doç. Dr. Oktay Gökdemir dostumuz da tepki göstermekle yetinmiyor ve Konyaspor Başkanı’na unutamayacağı bir tarih dersi veriyor:
“Aslı Türk İzmir Marşı olan o marş, ilk kez 1923 yılında çalınıyor. Hem de nerede?
Almanya’da, Dresden’de...
Orijinal notaları İzmir Büyükşehir Belediyesi Kent Arşivi ve Müzesi’nde saklanan ve İzmir’in ‘Cumhuriyet kenti’ kimliğini yansıtan bu marş, 9 Eylül 1922 günü “Mustafa Kemal’in Askerleri”nin İzmir’e girişini anlatıyor!..
O tarihte İstanbul’daki Akşam Gazetesi “Elhamdülillah İzmir’e kavuştuk” manşetiyle yayımlanıyor!..”

★★★

Ey Başkan,
Bu güzel vatana ve bağımsızlığına sevdalanmış milyonlar gibi İzmir Marşı’nı sen de söyle!
Korkma!
“Maalesef” demeyi bırak, gururla haykırmaya bak!..
İzmir’in dağlarında açan çiçeklerin şehit kanlarıyla, anaların gözyaşlarıyla sulandığını... Bugün sahip olduğun her şeyi, hatta özgürce aldığın nefesi bile o marşta anlatılan zafere borçlu bulunduğunu sakın unutma!..
Büyük kuvayı milliyeci, soruşturmacı gazeteci basın şehidi Uğur Mumcu”nun oğlu Özgür Mumcu’nun dile getirdiği “Bu şahıs Kurtuluş Savaşı zamanı yaşasaydı acaba hangi tarafı seçerdi” gibi soruları kendine sordurma!