Sevgili okurlarım,
Hayatımdaki en eski arkadaşımın kim olduğunu artık hepiniz biliyorsunuz: Atatürk ve Cumhuriyet sevdalısı büyük mizah ustası Müjdat Gezen... Tiyatroya ve öğrencilerine olan tutkusunun yanı sıra, üretkenliğine de hayran olduğum Müjdat, son okuduğu kitaptan yola çıkarak “Ego ve kindarlık arasındaki ilişkiyle, kolektif kindarlığın bir toplumda şiddete nasıl kolayca dönüşebildiğini” anlatan bir mektup yazmış.
İşte insanın içinden tekrar tekrar okumak isteği geçen o düşündürücü mektup:

* * *

“Canım Kardeşim Uğur,
Yıl: 1960... Vefa Lisesi öğrencisiyiz. Bizim mahalleden Ataman’ın sınıfında, uzun boylu, yakışıklı, sarı saçlı bir genç var. Ataman’a sordum: “Kim bu” diye. “Uğur o oğlum, bizim sınıfın çalışkanlarından” dedi. Aynı okulda ayrı sınıflarda okuduk, ama ikimiz de “özde” Vefalı idik. Sonra Kemal Sunal da katıldı aramıza, olduk üçlü... Birlikte güzel işler yaptık. Yıllar bardaktan boşalan yağmurlar gibi geçti gitti. Ben geldim bu yaşıma, sen geldin doksanına... Şimdi okurların diyecekler ki: “İkiniz de aynı yıllarda aynı okulda okuduğunuza göre bu kadar yaş farkı olmaz...” Hayır. Olabilir... Sen nasıl ki Vefa Lisesi’ne ilk yazılmaya geldiğin gün, okul bahçesindeki büstümü gördüğünü ve üzerindeki plakette “Müjdat Gezen-Okulumuzun Kurucusu-1872” yazdığını söyleyince inanıyorlarsa buna da inanırlar!..

27szt04b_ist_izm_ant_trb_ank_yeni

* * *

Bu yaz okuduğum kitaplar arasında “Şimdinin Gücü”nü yazan Eckhart Tolle’nin yeni kitabı “Var Olmanın Gücü” de bulunuyor. Yıllar önce psikolog arkadaşım Doçent Güler’in muayenehanesinde, duvarda asılı olan iki sözcük dikkatimi çekmişti. “Şimdi burada” yazıyordu. “Bu ne demek” diye sormuştum. Aldığım yanıt çok kısaydı: “Hayat...” Evet. Şimdi burada... Şu anda yaşıyorsun... Peki az sonra?.. Bilemeyiz... Tolle, kitabında gözlemlerini anlatıyor ve diyor ki:
“Kindarlık dediğimiz şey nedir ki? Eski düşünce ve duygulardan oluşan bir yük değil mi?”
“Egonun, kendisini güçlendirmek için en sık başvurduğu yöntemlerden biri şikayet etmektir.”
“Güceniklik de, şikayete ve kişilere birtakım zihinsel etiketler yapıştırmaya eşlik eden bir duygudur ve egoya daha da fazla enerji sağlar.”
“Ego sadece başka insanlardan değil, durumlardan da şikayet etmeyi ve onlara karşı bir kırgınlık içinde olmayı sever.”
“Uzun süren bir kırgınlığa kindarlık denir... Kolektif kindarlık bir ülkenin psişesinde asırlar boyu sürebilir ve sürekli olarak bir şiddet döngüsünü körükler.”
“Kindarlık, bir zamanlar uzak bir geçmişte yaşadığınız ve zorlayıcı düşüncelerle zihninizde canlı tutarak, yüksek sesle “Falanca bana şunu yapmıştı” veya “Filanca bize şunu yapmıştı” şeklinde anlattığınız bir olayla bağlantılı olan güçlü ve bir olumsuz duygudur.”
“Egoyu, haklı olma duygusundan daha fazla besleyen hiçbir şey yoktur.”

* * *

Canım Kardeşim Uğur,
Uzun yıllar önce “Ne kimseden eksik, ne kimseden fazla bir yanım olmadığını kabullenmemin doğru ve mutlu yaşamak için iyi bir çıkış noktası” olduğunu keşfetmem beni hep mutlu bir adam yaptı. Çok şükür bu yaşa geldik. Nefes aldığımız gün mutlu gündür.
Sevgilerimle...
Müjdat”

* * *

Sevgili okurlarım bir ülkede toplum mutlu değilse, bireysel mutluluk da mümkün değildir. Hele okuyup düşünen ve sorunlara kafa yoranlar için...
Bu açıdan bakıldığında Müjdat mektubuyla, doğru ve mutlu yaşamanın çıkış yolunu bulamayıp toplumsal mutluluğu engelleyenlere adeta bir reçete sunuyor.
Özetle “Egonuzdan sıyrılın, kolektif olduğunda şiddete dönüşebilen kindarlıktan kurtulun” diyor.