Sevgili okurlarım,
18 Mart 1915 Çanakkale Deniz Zaferi’nin 102. Yıldönümü, hepimize şimdiden kutlu olsun...
Tarihin akışını değiştiren, Milli Mücadele’nin, dolayısıyla Cumhuriyet’in de önsözü anlamına gelen bu eşsiz kahramanlık destanını kutlayacağımız gün yaklaşırken, aklıma hep, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bu savaşlarda yaşamını yitirmiş Anzak askerleri için söylediği şu sözler gelir:
“Bu memleketin toprakları üzerinde kanlarını döken kahramanlar; burada bir dost vatanın toprağındasınız. Huzur ve sükûn içinde uyuyunuz. Sizler, Mehmetçiklerle yan yana, koyun koyunasınız.
Uzak diyarlardan evlâtlarını harbe gönderen analar;
Gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlâtlarınız bizim bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve huzur içinde rahat uyuyacaklardır. Onlar, bu toprakta canlarını verdikten sonra, artık bizim evlâtlarımız olmuşlardır...” (1934)

*  *  *

Ve oğlunu Çanakkale’de kaybetmiş bir annenin Gazi’ye cevabı:
“Gelibolu topraklarında yitirdiğimiz evlatlarımızın acısını, alicenap sözleriniz hafifletti. Gözyaşlarımız dindi. Bir ana olarak bana, bir güzelim teselli bahşetti. Yavrularımızın sonsuz uykularında, huzur içinde dinlendiklerinden hiç kuşkumuz kalmadı.
Majesteleri kabul buyururlarsa bizler de kendilerine ‘Ata’ demek istiyoruz. Çünkü, yavrularımızın mezarları başında söylediğiniz sözler, ancak bir öz babanın sözleri gibi yüce, ilahi. Evlatlarımızı bir baba gibi kucaklayan büyük ‘Ata’ya tüm analar adına şükran, sevgi, saygıyla...”

*  *  *

Şair Başbakan merhum Bülent Ecevit’in “Çanakkale” adlı şiirindeki şu muhteşem dizeler unutulabilir mi?
“Üstü cennet altı mezar
Çanakkale toprağının
kavga bitmiş mezarlarda
kaynaş olmuş yiten canlar.

Huzur içinde uyusun
vuruştukları toprakta
kavgadan kinden uzakta
yan yana dostça yatanlar...”

*  *  *

Günümüze gelirsek;
Kavga çoktan bitmiş, kaynaşmış yiten canlar.
Atatürk’ün sözlerinden, Avustralyalı annenin mektubundan ve Ecevit’in şiirinden ibret alsın, iktidar uğruna kardeşi kardeşe düşman etmeye çalışanlar!..