Yer Akit TV ekranı...
Görüntüde bir zamanların Rize Belediye Başkanı, eski milletvekili, şimdilerin Akit gazetesi yazarı Şevki Yılmaz var...
Anımsayanlar bu muhteremi taa 90’lı yıllarda Hac’da yaptığı şeriat konuşmaları ve sonrasında “bana komple kurdular” sözlerinden anımsayabilirler. Haa bu arada “komple” derken söylemek istediği “komplo” sözcüğüydü!.. Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın boşuna masraf olduğu, kaldırılması gerektiği de bu bu hazretin şahane fikirlerinden biriydi... Sonrasında epey süre Almanya’da ikamet etti... Artık sahne alma zamanının geldiğine hükmetmiş olmalı ki artık Türkiye’de...
İşte bu zat kendisiyle aynı kıratta olan TV ekranında referandumda “Neden Evet Demeliyiz” konusunu işlerken, kelimesi kelimesine hem de ağlayarak (!) şunları söyledi:
-16 Nisan’ın zaferle çıkacağına dair Hadis’i Şerif var!..
Yeterli görmemiş olacak ki, şu akıl almaz saçmalığı da ekledi sözlerine:
-Türkiye gitti mi Beytullah gider. 16 Nisan’da Evet demek Beytullah’a Ebabil Kuşu olmak demek!..
Haftaya o Hadis-i Şerif’i de okuyacağını yine salya sümük ilan eden (neden o an değil acaba?!) Şevki Efendi ardından ATV Haber’de “Kadraj” programına katıldı. Tabii bu arada sosyal medya bu “şahane yalanla” dolup taşmıştı bile... Programın sunucusunun konuyla ilgili “çok sayıda soru var, hangi Hadis-i Şerif bu?” sorusu üzerine bilin bakalım ne dedi hazret?
-Karanlık odaklar sözlerimi çarpıttı!.. Cehennemde yanacaklar... Allah’tan utanın!..
Sonra da hiç utanıp sıkılmadan Hazreti Muhammed’e sığınıp yeni yalanları ardı ardına sıraladı:
-4 Halife döneminden sonra sultanlıklar dönemi açılacakmış da, 1000 yıldan fazla süre sonra bir karanlık döneme girilecekmiş de (yani Türkiye Cumhuriyeti) 100 yıllık bu karanlıktan sonra yeniden Asrı Saadet dönemi gelecekmiş!..
Peygamberimizin bu sözleri bir müjde niteliğindeymiş, o da bunları söylemiş!.. Şu kıvraklığa, şu çarpıtma dehasına, şu utanmadan sarf ettiği yalanlara bakar mısınız?.. Lütfen açın internette bakın; söylediklerini karşılaştırın...
-Bir kaşarlanmış Ortaçağ kafasının yeri geldiğinde nasıl utanmazca kıvırdığına tanıklık edin!..

Göklerden gelen karar!..


Yer Balıkesir...
Ali Hikmet Paşa Meydanı’na Üzerinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da yer aldığı dev bir pankart asıldı. Üzerinde aynen şöyle yazıyordu:
-Ne yapsalar boş. Göklerden gelen bir karar vardır!..
Ne demek oluyor bu? Şu demek oluyor: referandum yapılması, “Evet-Hayır” propagandası filan, hepsi boş kardeşim; ilahi karar alınmış, aşağıya tebliğ edilmiş, iş bitmiş. Ne yaparsanız yapın nafile!.. Pekii, tebliğ kime inmiş? Bilmem, pankarta o fotoğrafı yerleştirenlere sormak lazım!..
Bu pankartı görünce kafasının tası atan CHP milletvekili Muharrem İnce bir basın toplantısı düzenleyerek duygularıma tercüman olan şu açıklamayı yaptı:
-Bunlar kafayı kırmışlar yahu, gerçekten kırmışlar. Böyle bir din yok arkadaşlar!..
İnce, “Göster bakayım kararı, nasıl bir karar bu?” diye sorduktan sonra bakın devamında bu utanmazca yalanı nasıl çarptı o pankartçıların yüzüne:
-Yani Allah’tan karar varmış, öyle söylüyor. Yalana bak. Göklerden gelen bir karar varmış... Mail mi geldi, Facebook’tan mı geldi? Geçenlerde Trabzon’da gördüm; Erdoğan’ın resminin altına yazmışlar “Üzülme Allah seninle” Niye onunla; benimle olamaz mı Allah, sizinle olamaz mı? Peygamber mi bu, kim bu?..
Aslında İnce’nin dikkat çektiği, son yıllarda peşine takıldıkları lideri peygamber katına taşıyan, yetmeyince “Allah’la aynı niteliklere taşıyacak” denli gözü dönmüş güruhun varlığıydı tabii!..

Hakimiyet gerçekte kimin acaba?!.


Hangi birini anlatsam, bilemiyorum...
Adı eskilerde kalmış, adeta gömülmüş yobazlar da bir bir hortladı!.. Hizbullah’ın 90’lı yıllarda önde gelen isimlerinden biri olan Metin Kaplan yeniden ortalarda görünmeye “fetva” vermeye başladı. Gerici bir medya grubunu kaftanı ve sarığıyla ziyaret eden bu yobazın söylediklerine bakalım:
-Bizler hakimiyet kayıtsız şartsız Allah’ındır, Hakimiyeti Allah’a vereceğiz millete veya herhangi bir zümreye değil, diyoruz!..
Dünya üzerindeki İslam ülkelerinin hemen tümü açlık, sefalet, yoksulluk ve acınacak denli bir gerilik içinde çırpınıyor. “Hakimiyet Allah’ındır” diyenler ise aslında tüm ipleri ellerinde toplayıp, İslamiyet’te yeri olmayan bir “ruhban sınıfı” yaratıp, insanları yalnızca şeyhine, şıhına, sultanına biat eden köleler haline getiriyorlar!..
Bilinçli olarak cahil ve yoksul bırakılan insanlar, Allah’a tapındıklarını düşünürken bir yığın madrabaz yobazın zevk-ü sefa içinde yaşaması için ömür tüketiyorlar!..
Türkiye’nin getirilmek istendiği, mahkum edilmek istendiği nokta da tam olarak bu, ne yazık ki!..
-Peygamberin sandaletini pazarlayan cübbelilere, sarıklı çocuk tacizcilerine, çocukların alçakça taciz edildiği vakıf evlerine, o minicik çocukların cayır cayır yandığı tarikat yurtlarına baktığınızda her şey gözlerinizin önüne seriliveriyor!..
İşte bu yobaz tayfası şimdilerde Doğu’da, Güneydoğu’da yukarıda bir kısmını saydığım yalanları sıralayarak “Evet” çıkarsa hilafetin geleceğini, “Asrı Saadet” zamanlarına dönüleceğini anlatıyorlar!.. Sosyal medyada görürseniz lütfen izleyin; bir takkeli, sakallı mütedeyyin hoca, televizyon ekranında “Hayır diyen şeytandır” propagandası yapan sözde İslam bilginini gösterip şöyle diyor:
-Dinimiz hiç bu kadar seviyesizce, pespayece kullanılmamıştı!..