Biliyorsunuz, minnacık çocukların eğitim müfredatı “cihat” temeline oturtuldu!..
Ne demek cihat? Başta AKP genel başkanı ve onun söylediklerini papağan misali köşelerinde kullanan yandaşlar şöyle açıklıyor anlamını:
-İnsanın nefsiyle mücadelesi, haksızlık karşısında susmaması, kötülükle savaş...
Peki, Türk Dil Kurumu Sözlüğünde cihat sözcüğünün karşısında ne yazıyor?
-Din uğruna düşmanla savaşmak!..
İktidarın yıllar içinde eğitimle nasıl oynadığını, defalarca değiştirdiğini ve her değişiklikte daha çağdışı müfredata doğru koşar adım gittiğini bildiğimiz için, okullarda öğrencilere cihat sözcüğünün hangi karşılığının öğretileceğini anlamak için allame-i cihan olmaya gerek yok zannımca!..
Pekii, müfredata bu eğitim anlayışını yerleştirebilmek için hangi konular eğitim dışı bırakıldı diye soracak olursanız gayet basit:
-Öncelikle Atatürk, Kurtuluş Savaşı, devrimler ve tabii ki laiklik!
Bu kafaya göre, ne Atatürk’ün eylemleri, ne dünyanın Düvel-i Muazzama’ya karşı kazanılan ilk Kurtuluş Savaşı, ne Cumhuriyet, ne Aydınlanma Devrimi ve ne de çağdaşlaşmanın olmazsa olmaz temel ögesi laikliğin hiçbir önemi yok zaten!..
Tabii bir de Evrim Teorisi! Ezelden ebede düşman oldukları, insanlığın oluşumunu, gelişimini, insana ulaşılmasının uzun tarihini anlatan Evrim Teorisi maazallah okutulmamalı, öğretilmemeliydi...
-Onu da hallettiler!..

Cahilin okumuş olanından kork!..

Hadi gericiler, yobazlar evrimden bu derece korkuyor, nefret ediyor, yasaklamak için fırsat kolluyor; aydın sıfatını göğsünde bir madalya gibi taşıyan zavallılara ne demeli?!.
Bunlardan biri, ne yazık ki 17 yıl çalıştığım Cumhuriyet gazetesinde tutmuş olduğu köşede kalem sallıyor!.. Yıllar yılı AKP’nin kuyruğunda dolaşıp, iktidara güzellemeler yazıp, kullanım süresi dolduğunda bir kenara atılınca “muhalefeti” keşfeden Nuray Mert, epey süredir, yeni yönetimin marifetiyle Cumhuriyet’te yazıyor...
Aslında kendisi de bir akademisyen olan Nuray Mert, geçen gün köşesinde aynen şöyle yazdı:
-İslam’a uygun veya değil, ben de Evrim Teorisi’nin bilim yerine konmasına karşıyım!..
Liberal kanadın kanaat önderlerinden akademisyen Nuray Mert, evrimin peşine takılan “Teori” sözcüğünden hareketle ve olanca cehaletiyle şu düşünceyi okurlarına sundu:
-Adı üzerinde Evrim Teorisi, ne kadar bilimsel kesinlik kazandırılmaya çalışılırsa çalışılsın veya bilimsel olarak çürütülmeye çalışılırsa çalışılsın, nihayetinde insanın oluşumuna ilişkin bir akıl yürütme biçimi ve bu şekilde değerlendirilmesinin öğrenciyi bilimden soğutması söz konusu değil...
Gerçekten çok acıklı! Tanrı’ya şükür bu ülkenin gerçek aydınları bu arkadaşa gereken ayarı verdi!.. Odatv’de Şıvan Okçuoğlu, Mert’e verdiği evrim dersinde önce şu bilimsel gerçeği dile getirdi:
-Deney ve testler sonucunda “sürekli olarak” varsayılan sonucu veren hipotezler teori yani kuram statüsünü alırlar..

Cahilin okumuşu dersten anlar mı?!

Şıvan, bu evrensel gerçeği yazdıktan sonra bakın nasıl ayar verdi:
-Nuray Mert belli ki teori sözcüğünün bilim jargonunda ne manaya geldiğini bilmiyor ve evrime teori denmesinin onun ispatlanamaz olduğu manasına geldiğini sanıyor. Nuray Mert bazı şeylerin 250 yıl gerisinde kalmış... Muhtemelen hayatının bir döneminde teori sözcüğünün karşılıklarından birinin “spekülasyon” olduğunu öğrendi ve bu eski veri kafasını karıştırdı!..
Bilmemenin değil öğrenmemenin, hele bir köşe yazarı için çok ayıp olduğunu nazikçe ifade eden Okçuoğlu, evrimin nasıl teori haline geldiğini de şöyle anlattı:
-Evrim kanunu yerine evrim teorisi deriz. Kanun evrimin tümünü kapsayacak bir ifade değildir. Kanunlar teorilerle açıklanırlar. Darwin’in ortaya attığı ise, gözlemlere dayanan bir hipotezden ibarettir. Bu hipotez, deneylerle inkar edilemez şekilde ispat olunmasaydı eğer, asla teori denemezdi!..
Liberal arkadaş bu dersi okudu mu, anladı mı bilmiyorum ama kendi gazetesinin yazarının yazdıklarını okumadan geçmemiştir sanırım... Cumhuriyet yazarı ve Bilim ve Teknik Dergisi’nin editörü sevgili Orhan Bursalı, sosyal medyadan şu mesajı paylaştı.
-Cumhuriyet’te evrim konusunda zerre kadar bilgisi olmadan “zaten bir teori, olsa da olur olmasa da” biçimindeki görüşün sefaletini de yaşadık!
ABC gazetesi Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ’da, Mert’in “yeni gericiliğin” sözcüsü olduğunu belirterek şu satırlar yazdı:
-Cumhuriyet, Nuray Mert gibi yeni gericilik(post-modernizm) artıklarına sütunlarını açtığı sürece, temsil ettiği değerlere ihanet eder...
Yazıyı burada noktalayacaktım ancak gözüm yeni bir “Nuray Mert” e takılınca paylaşmadan geçemedim!.. Habertürk’teki “Türkiye’nin Gündemi” programına katılan Harran Üniversitesi Dekanı Prof. Dr. Hasan Akan aynen şöyle demişti:
-Bir profesör hocamız anlatıyor; çocuk okula gidiyor. Eve gelince babaannesinin önündeki seccadeyi kaldırıyor. Okulda evrim adı altında bunlar öğretiliyor!..
Şu düşünsel sefalete bakar mısınız; çocuklarımız üniversitelerde dahi bu kafanın zararlarından, kötülüklerinden kurtulamıyor ne yazık ki!..
-Nuray Mert’i Harran Üniversitesi’ne dekan, bu adamcağızı da Cumhuriyete köşe yazarı yapsanız inanın kimsenin ruhu bile duymaz, yazık bu ülkeye!..