“Evet” cephesi yeni haftaya aslanlar gibi başladı...
Saray zaten o kent benim, öbürü senin “toplu açılış ve kurdele kesme” törenleri vesilesiyle sürekli gezi halinde... Devletin tüm olanaklarının seferber edildiği, memur, işçi, öğrenci olmadı Suriyeli mültecilerin “izinli” sayılarak açılış törenlerine kibarca davet edildiği, toplu taşıma araçlarının bu davete icabet etmesi gereken yurttaşları hedefe ulaştırmakla görevli olması da malumunuz!..
Başbakan Binali Bey ise eli kulağında, meydanlarda esmeye, gürlemeye başlayacak; bakalım Devlet Bey’le el ele ne zaman arz-ı endam eyleyecek, orası henüz puslu... Ancak bu da o denli önem arz etmiyor artık; MHP İstanbul İl Başkanlığı bunu da aşacak bir “marifete” imza attı bile!.. İl Başkanlığı, “Evet” propagandası yapmak için “Sevdamız Türkiye” adı altında bir gece düzenledi. Duvarlar da doğal olarak Başbuğ Türkeş’in fotoğrafı vardı. Atatürk’ün fotoğrafı da tabii; onun yanında da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın fotoğrafı asılıydı!.. Devlet Bey ve Binali Bey’in birlikte miting filan yapması, bu görüntünün gerisinde kalıvermişti!.. Gazeteciler espri yaptı:
-MHP diye AKP toplantısına gelmiş olmayalım!..
Tabii “öcü propagandası” da aynı hızla berdevam; yurtiçi ya da dışı fark etmiyor, “Hayır” çıkması durumunda “iç savaş” yaşanacağı tehditleri “dün gece de emmimgildeydik” rahatlığı ve huzuru içinde ortalığa saçılmış durumda!..
-Tabii bir de “Erdoğan’ın Milisleri” meselesi var!..

“Kardeş Kal Türkiye!”


Saray’ın dünürü, diğer bir anlatımla Cumhurbaşkanı’nın oğlu Bilal Erdoğan’ın kayınpederi Orhan Uzuner, “Yeni bir darbe girişiminde, kalkışmalarda, halkı en kısa zamanda sokağa dökmek” için geniş bir iletişim ağı kurdu. Amacı bu şekilde açıklanan bu ağın adı da pek sevimli, pek anlamlı:
-Kardeş Kal Türkiye!..
Kamuoyunda “Erdoğan’ın Milisleri” algısı yaratan bu grubun üyeleri, “kardeş kalabilmek için” 4 ayrı başlık altında eğitiliyor; Sağlık Bakanlığı sertifikalı ilkyardım, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü sertifikalı insansız hava aracı “Drone” kullanımı kursları düzenleniyor... Kurulacak telsiz ağı için, telsiz lisans sınavına uygun eğitim de veriliyor. Ayrıca internet radyosu da kuruldu ve radyo lisansı için girişimde bulunuldu...
-Tümü “kardeş kalmak için” tabii...
Kardeş kalmak için niçin “Drone” eğitimi aldıklarını anlayamadım ama vardır elbet bir bildikleri!.. Grubun ocak ayında yapılan ilk toplantısında dünür Uzuner, “Gereken her türlü cihazı aldık” diye başladığı konuşmasında şunları söyledi:
-En küçük cihazımız düdük. Arabamda megafon var. Gerektiği zaman kullanacağımız silah var. Böyle hazırlıkları yapmamız lazım. Liderimiz Cumhurbaşkanı Erdoğan etrafında kenetlendik...
Nasıl kenetlendikleri gayet açık bir şekilde ortada da, insan düşünmeden edemiyor, “böylesine organize hazırlıklar” referandum sırasında sahne alacak mı, Uzuner’in denetimi altındaki anlık iletişim için Whatsapp grupları devreye sokulacak mı?.. Soru çok tabii, lakin benim aklıma bir de “Ak Milisler Örgütlenmesi” düşüverdi...
-Onlar da sosyal medya üzerinden “silahlanın” çağrısı yapmıştı...

“Evet” için her şey serbest!..


Çok değil, daha bir kaç ay önce Ak Gençlik’in silahlanarak milis güçleri oluşturması gerekliliği AKP’ye yakın hesaplarda dillendirilmeye başlanmıştı!..
Osmanlı Ocakları 1453 Genel Başkanı Emin Canpolat Twitter hesabından şu çağrıyı yapmıştı:
-Bizimle hareket eden tüm kardeşlerimize duyurumuzdur. Vatan için, Bayrak için, Erdoğan için SİLAHLANIN!..
Gayet açık değil mi?! Silahlanıp ne yapacaklar acaba? “Kardeşliği koruyacaklar” desem, daha geçen gün Düzce’de ellerine silah alıp, “Hayırcıları bekliyoruz “diye mesaj atan iki zibidiyi düşününce içim kaldırmıyor!..
Kırmızı Kedi Yayınevi ve Müjdat Gezen Sanat Merkezi’ne saldıran herif-i naşerifleri görünce bu meselenin hiç de “kardeşlikle” ilgili olmadığını, “kindar” muhteremlerin gemi azıya aldıklarını görüyorum!..
“Milisler” işin “örgütlenme, haberleşme, silahlanma” kısmını yürütürken, iktidar ne yapıyor acaba?. Çok kolay, onlar da yayın ihlallerine yaptırım yetkisi kaldırılan Yüksek Seçim Kurulu’na şöyle esaslısından bir darbe daha vurmakla meşgul; YSK artık anket yasağına uymayanlar hakkında da işlem yapamayacak, iyi mi!.. Bu ne demek oluyor derseniz, şu demek oluyor:
-Parasını veren istediği yayını yapabilecek, istediği anket sonucunu topluma açıklayabilecek!..
Biraz daha açayım; sabahtan akşama kadar yandaş medyada en büyük Türk büyüklerini izleyip, “Evet” oylarının yüzde 60’ı, olur mu canım 70’i geçtiğini izleyecek, dinleyeceksiniz!.. Göbels’de böyle yapmıştı; her köşeye yerleştirdiği radyo megafonları aracılığıyla günde 50 bin kez aynı şeyleri tekrarlatıp durur, milletin beynini lapaya dönüştürürdü!.. Ama bin sayfalık “propaganda notları” nın son sayfasında NAZİ’leri çok ağır bir yenilgi bekliyordu...
-Tüm korku, tüm panik, tüm baskı ve zorbalık da bu yüzden zaten!..