Önce “Bir gece ansızın gelebiliriz!” dedi..
Ansızın gidilecek yer Barzanistan yani Kuzey Irak, gidecek olan da Türk ordusuydu tabii!.. Yıllardır el üstünde tutulan, kırmızı halı ile devlet başkanı protokolüyle karşılanan, el ele, kol kola “Megri Megri” şarkıları söylenen, olmayan ülkenin bayrağı göndere çekilen, AKP’nin kuruluş yıldönümüne “şeref konuğu” olarak davet edilip alkışlara boğulan Barzani de aldatmıştı sonunda “en büyük Türk büyüklerini!”
Sonra, “Vanayı kapatırız, olur biter” dedi Saray... Yetinmedi, “Habur sınır kapısını kapatırız, aç kalırlar aç” diye ekledi!.. Millet “Aha da Barzani’nin canına ot tıkandı, bravo valla Reis’e” derken sahne ışıklarının altına Ticaret Bakanı Nihat Zeybekçi çıkıverdi!.. Ama ne çıkış; liderinin günlerdir haykırarak söylediği her şeyi bir çırpıda siliverdi, ekonomik ambargonun tehlikeli bir söylem olduğunu belirtti ve ekledi:
-Ticaretle, ekonomiyle ilgili faaliyetlerimizi devam ettireceğiz!..
Hadi buyurun, buradan yakın bakalım; bakan, liderine fena halde ayar verdi haberleri patlayıverdi doğal olarak!.. Gazetecilere açıklama yapan Zeybekci geçmişten çarpıcı örnekler vermekten de geri durmadı:
-İsrail’le de çok şeyler yaşadık ama ticaretin devam etmesinden yana oldum. Mısır’da da böyle oldu. Kuzey Irak’ta da devlet olarak ekonomiyle ilgili kararlar alınmadıkça böyle olmalı!..
Biz de böylece İsrail’e “katil” derken, “Van minit” diye diskur çekerken, Sisi’ye “diktatör” diye yüklenirken aslında ticaretin aslanlar gibi sürdürüldüğünü, yetkili bir ağızdan bir kez daha teyit etme imkanı bulmuş olduk!..
-Ayar, epey ağırcaydı yani!..

Oto sansüre uğrayan zehir zemberek mektup!..


Barzani’ye bağlı Rudaw Tv’yi biliyorsunuz...
Türkiye’de Türk televizyonlarından daha rahat, daha özgür çalışıyordu. Türksat uydusundan yayın yapıyordu. Referandumdan sonra RTÜK tarafından uydudan çıkarıldı... Eski güzel günler bir süreliğine de olsa askıya alınmıştı!..
İşte bu kurumun editörü Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’na gerçekten “zehir zemberek” denilebilecek bir mektup yazdı... Başlığı şöyleydi:
-Sayın Erdoğan “Er kişi” olun!
Mektupta epey ağır suçlamalar vardı. Rudaw editörü, işin içine Halkbank’ı da katarak şu iddiaları sıralıyordu:
-Sonra, ‘Vanayı kapatmakla’ tehdit ediyorsunuz. Bağdat’ın itirazlarına rağmen Kürt petrolü Ceyhan’a gönderilir ve oradan gemilerle-kimindi o gemiler?- Meksika Körfezi’ne kadar dolaşırken neden kapatmadınız vanayı? Sattığınız Kürt petrolünün paraları nereye gitti? Bağdat’ın itirazlarına rağmen paralar Halkbank’a yatarken vanayı kapatmak neden aklınıza gelmedi?..
Ağır ve de yanıtlanması zorunlu sorulardı tabii...Ancak kısa bir süre sonra mektubun bu bölümü Rudaw sitesinden kaldırıldı, daha doğrusu oto sansüre uğradı!.. O halde şimdi biz soralım:
-Bu mektuptan Barzani’nin haberi olmaması mümkün mü?.. Eğer haberi varsa bu düpedüz bir şantaj, bir tehdit içermiyor mu?.. Mektup işlevini yerine getirdikten sonra yukarıdaki ağır soruları içeren bölümün kaldırılmasına kargalar bile gülmez mi?..
En büyük Türk büyüklerine benden tavsiye; biraz açıp tarih okumaları... Günlük politikalarla, burnunun ucunu görmekten aciz danışmanlarla varılacak nokta işte budur!.. Bir de naçizane bir sorum olacak:
-Sahiden o gemiler kimindi muhterem zevat?!.