Çok korkuyorlar çoook!..
Referandumda kaybetmekten, iktidarın ellerinden kayıp gitmesinden, toplumun solcu, sağcı, muhafazakar, milliyetçi demeden tek vücut olmasından, yaptıklarının hesabının sorulmasından ölesiye korkuyorlar!..
Korkunca ne yapıyorlar? Çok basit; çirkefleşiyorlar!.. İçlerindeki nefreti, kini, ister istemez dışa vuruyorlar... Tehdit etmeye, en bayağısından şantaja, kaba kuvvete yöneliyorlar. Ufacık bir “Hayır” afişi gördüklerinde kırmızı görmüş boğaya dönüyor, sonuçta bir kağıt parçasını paramparça ediveriyorlar!..
-Ancak bu da yetmiyor!..
Gençler, kadınlar, yaşlı teyzeler, amcalar el ele, kol kola “Hayır” dedikçe çıldırıyorlar! Bunların kuyruğuna takıldığı “en büyük Türk büyükleri” parselledikleri ekranlarda, radyolarda, gazetelerde, devlet olanaklarını tepe tepe kullandıkları miting meydanlarında coşku vermek için yırtınıyorlar ancak bu da yeterli olmuyor!.. İktidara yamanmış anket şirketlerinin kanırtırcasına “Evet” oylarını önde gösterme çabası da içlerindeki korkuyu gideremiyor!..
O zaman ne oluyor peki!.. İçlerindeki o kapkara katran ortalığa saçılıyor... Düşmanına bile etmeyeceğin, edemeyeceğin alçakça hakaretler başlıyor, “Hayır” diyenlerin eşine, çocuğuna, ailesine şerefsizce dil uzatıyor, insanları işten atmakla tehdit ediyor, en bayağı yalanlara sarılıyorlar... Camileri, belediye hoparlörlerini, kamu kurumlarını bile kampanyalarına alet etmekten çekinmiyorlar...
Ama olmuyor! Harcadıkları milyarlar da, verdikleri ilanlar da, yüzlerce, binlerce saat televizyon şovları da yetmiyor...
-Korkunun soğuk pençesi yüreklerini kavramış bir kere!..

Milyonlarca kadın “Evetçilere” ganimet öyle mi?!.


Nasıl gözlerinin döndüğüne bir kaç örnek vereyim...
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Haller Müdürlüğü’nde “Gece Amiri” olarak çalışan Ömer Akbayrak isimli şerefsiz alçak, sosyal medya hesabından aynen şöyle bir paylaşımda bulundu:
-Sevgili dostlar, CHP açıkça savaş ilan ederek bu hususta elinden geleni ardına koymamaktadır. Meclis’te başladıkları saldırganlıklarını tüm eylem ve söylemleri ile “evet”çilerin üzerine çevirmişlerdir. 17 Nisan günü savaşı kazanınca, bunların karıları ve kızları ganimet olarak “evet” çilere helaldir!..
Bu herif-i naşerifin kaldığı Ortaçağ’da savaşın galibi olan tarafın “yağma” yapması, ganimet toplaması normaldi tabii!.. Bu hamamböceklerinin 2017 Türkiye’si için istediği düzen de tam olarak budur... Aşağılık komplekslerini, cinsel tatminsizliklerini, barbar duygularını serbestçe tatmin edebilecekleri, karşı çıkanı isterlerse “linç” edebilecekleri bir “yaratıklar ülkesidir” hayal ettikleri!..
Hadi bu herif, sapık hayaller içinde zavallı ve beyinsiz biridir diyelim; Peki, AKP’li Gaziantep Düziçi Belediye Başkanı Ökkeş Namlı’nın hadsizliğine ne demeli?.. Şu sözlerin neresinden tutacaksınız:
-Hem ekmeğini yiyip, hem hastaneye gidip ondan sonra “Hayırcıyım” demek şerefsizliktir!..
Şu kafaya bakın; sanki belediyenin bütçesi, devletin hastanesi babasının malı, belediyede çalışanlar da bu efendinin kölesi!.. Aslında o da tam bunu söylüyor, buyurun:
-Seçimlerden sonra hiç zannetmeyin ki sizlerin çoluk çocuğu dururken “Hayır” diyenleri, onları orada koyarsam namerdim!..
Şu çift taraflı namertliğe bakar mısınız; “Evet” diyenlere ballı börekli rüşvet, “Hayır” diyecek olanlara işten atma şantajı!.. Bu efendi, kendisini sultanlık rejiminde “padişahın kulu” Düziçi halkını da kendi kulu sanıyor galiba!.. Aslına bakarsanız gönlünden geçen düzeni kusuyor...
-Evet çıkması halinde gidilecek yerin orası olduğunu hesaplıyor!..
Elazığ Belediyesi’nin yaptığı ise bile bile suç işlemek!.. Belediye hoparlörlerinden “AKP İl Başkanı Ramazan Gürgöze’nin katılımı ile öğrencilere üzerinde ‘Evet’ yazılı eşofmanların dağıtılacağı” duyuruldu!.. Düşünün, CHP Bursa’da Atatürk’ün Nutuk adlı eserini okullarda dağıtmak istemiş, “propaganda aracı” sayılarak yasaklanmıştı!..
-İşte bu kadar zavallı, bu denli çaresizler!..

Mağduru oynamaya çalışıyorlar ama nafile!..


Yandaş medyada ise bir telaş, bir panik sormayın gitsin!..
Günlerdir ne darbeciliğini, ne FETÖ’cülüğünü bırakmadıkları CHP lideri üzerinden prim yapmaya çalışıyorlar, o da bir türlü tutmuyor!..
Son olarak “darbe” korkusu üzerinden saldıralım dediler pek komik oldular... Kemal Kılıçdaroğlu’nu taşıyan uçak önceki gün Bandırma 6. Hava Jet Üssü’ne indi. Burada bir manga asker tarafından askeri törenle karşılandı. Üs Komutanı “hoş geldiniz” diyerek elini sıktı. Yandaşlar ayağa kalktı. Bir ana muhalefet liderinin bir manga asker tarafından karşılanmasını “darbe olacak” havasına büründürmek için cansiperane bir gayret gösterdiler.
Öyle ki, muhteremlerden biri “Eyy Genelkurmay bu görüntüler nedir? 27 Mayıs’tan bir gün önceki 26 Mayıs 1960’ın hareketleridir bunlar. Ey millet uyanın” derken, bir diğeri “Darbeci Kemal Kılıçdaroğlu kimlere ne mesajı veriyor? Kampanya kisvesi altında darbe toplantıları mı yapılıyor?” diye yazabildi. Tabii üs komutanını asma girişimi de toplu olarak yapıldı; “atın bunu görevden” çığlıkları yükseldi!..
Onlar tam bunu yaparken Devlet Bey, Cumhurbaşkanı’nın Başdanışmanı’na ve tabii İktidara “eyalet” açıklamasından dolayı sert çıkmasın mı?!. Eyvah ki eyvah; seçime üç gün kala yapılacak şey miydi bu? Hadi bu kez MHP liderine sosyal medya üzerinden giydirmeye başladılar!..
Daha çok örnek var ama bu kadarı nasıl bir ruh hali içinde olduklarını göstermeye yeter de artar bile...
Bu ülkenin kadınları, genç kızları, bu “Ortaçağ kafasına” kendilerini “mal” olarak gören zihniyete haddini bildirecek, yiğit insanlar, bu kafanın düşlediği düzene geçit vermeyecek eminim...
-‘HAYIR diyenlerle aynı safta olmaktan şeref duyuyorum!..