Vallahi de billahi de bilmiyordum!..
Tam 4 küsur sene İngiltere’de yaşadım, çalıştım; burnumun dibinde “Isle of Man” diye bir cennet köşesi bulunduğunu, cingöz para avcılarının bu 88 bin nüfuslu devletçiğin topraklarında “paralarına para kattıklarından” aha şu kadarcık olsun haberim yoktu valla!..
-Yazık benim gazeteciliğime!..
İrlanda ile İngiltere arasında yer alan bu adacık devlet, bağımsız ama İngiltere Kraliçesi’ne bağlı, Avrupa’nın en eski parlamentosuna sahip, uluslararası telefon kodu olarak İngiltere’nin kodunu kullanıyor... Ne yerler, ne içerler, geçimlerini nereden kazanırlar diye baktım; koyduğu vergiler İngiltere’den çok daha düşük, bu nedenle de Avrupa’nın gözde finans merkezlerinden biri konumunda...
Adada şehirlerin dışında hız sınırı bulunmadığı için her yıl en büyük motosiklet yarışları burada yapılıyor. Haa, bu minnacık devlet bir de kuyruksuz kedisi ile meşhur!..
-İşte Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Erdoğan’ın akraba ve yakınlarının milyonlarca dolar yağdırdığı yer olarak açıkladığı Man Adası Devleti burası!..

Kutudan çıkan belgeler!..


Biliyorsunuz, geçtiğimiz hafta Erdoğan-Kılıçdaroğlu polemiği gündeme damgasını vurmuştu...
Kemal Kılıçdaroğlu, grup toplantısında Tayyip Erdoğan’a seslenerek aynen şunları söylemişti:
-Sevgili Erdoğan, çocuklarının, eniştenin, dünürünün, kardeşinin, eski özel kalem müdürünün yurtdışında vergi cennetlerinde bir şirkete milyonlarca dolar gönderdiklerini biliyor musun?..
İddia ağırdı... Cumhurbaşkanı Erdoğan bu sözlere karşı sert bir açıklama yaparak yanıt vermişti:
-Erdoğan’ın yurtdışında bir kuruş parası varsa ispat etsin. Ettiği anda Cumhurbaşkanlığı’nda bir dakika durmam...
Erdoğan’ın bu cümlesinde dikkatimi çeken “Erdoğan’ın parası varsa” kısmıydı!.. Oğlunun, kardeşinin, eniştesinin, dünürünün paraları varsa bunları kabul etmeyecek miydi yoksa?!.
Dün önce AKP Grup Toplantısı vardı... AKP Genel Başkanı, daha Kılıçdaroğlu bir açıklama yapmadan ne cibilliyetsizliğini bıraktı, ne iftiracılığını... Ardından CHP Grup toplantısında Kılıçdaroğlu, önündeki kutudan Erdoğan’ın akraba ve yakınlarıyla ilgili belgeleri çıkardı...
-Ama ne belgeler!..
Ayrıntılarını gazetemizde okuyacaksınız, ben yalnızca özetleyeyim: 1 Ağustos 2011’de Sıtkı Ayan isimli kişi Man Adası’nda “Belvev Limited Şirketi” ni kurar. Yönetim kurulu yalnızca kendisinden oluşan bu şirketin sermayesi ne kadardır biliyor musunuz?
-1 pound!..
Yazıyla bir pound yani 5 lira 30 kuruş!.. Bu sudan ucuz şirketi 15 Kasım 2001’de Kasım Öztaş’a devreder. İşte bu tarihten tam bir ay sonra 1 poundluk bu şirkete milyonlarca dolar yağmaya başlar!..
-Hem de yağmur misali!..

Bu paralar nereden geliyor?


Şirkete ilk havale Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eniştesi Ziya İlgen’den gelir:
-2.5 milyon dolar!..
İkinci havale kardeşi Mustafa Erdoğan’dan aynı miktarda gelir:
-2.5 milyon dolar!..
Sonra yine Ziya İlgen: 1.25 milyon dolar, yine Mustafa Erdoğan’dan aynı miktar: 1.25 milyon dolar... Sonra devreye Erdoğan’ın dünürü Osman Ketenci girer: 1.25 milyon dolar!.. Onu Erdoğan’ın eski Özel Kalem Müdürü Mustafa Gündoğan izler: 1.25 milyon dolar... Ertesi gün Gündoğan 250 bin dolar, Osman Ketenci ise 1 milyon dolar daha havale eder. Eldeki bilgilere göre Erdoğan’ın oğlu Ahmet Burak Erdoğan iki kere havale ile kapanışı yapar: önce 1.45 milyon dolar, ardından 2.3 milyon dolar!..
-Toplamda 15 milyon dolar!..
15 Kasım 2011 ile 4 Ocak 2012 arasında yani 20 gün içinde 1 pound sermayeli Belvev Ltd Şirketi’ne 15 milyon dolar aktarılır!..
Kılıçdaroğlu’nun anlattığı havalelerin kayıtları, dekontları, swift mesajları (paranın gönderildiğine dair mesaj) elinde mevcut, zaten hepsini kürsüden tek tek gösterdi... Buna karşılık AKP Grup Başkanvekili Bülent Turan gerçekten akıllara seza şu açıklamayı yaptı:
-Biz bu iddiayı zaten ciddiye almamıştık.... Bütün iddiaları yalan. Açıkladığı belgeler ticaret kaynaklı. İddialar çöktü, resmi işlemi belge diye sundu. Kılıçdaroğlu istifa etmeli!..
Gerçekten çok güldüm; demek Erdoğan’ın özel kalem müdürüyle eniştesi, oğlu, dünürü, kardeşi, vergi cenneti Man Adası’nda 1 pound sermayeli bir şirketle ticaret yapıyormuş öyle mi?!. Acaba hangi ticareti yapmışlar, ne almışlar, ne satmışlar pek merak ettim doğrusu!..
-Bir de bu paraları nereden bulmuşlar?..
Az buz değil valla, mesela özel kalem müdürü 1.5 milyon dolar, oğlu 3 milyon 750 bin dolar, kardeşi ve eniştesi 3 milyon 750’şer milyon dolar havale etmiş... Hadi dünürü zengin diyelim, ya diğerleri?..
Bu arada 15 milyon doların gönderildiği 1 poundluk şirketi kuran Sıtkı Ayan’ın WikiLeaks belgelerinde adının geçtiği yani gizli ABD yazışmalarına konu olduğu da ortaya çıktı. İsrail gazetesi Yediot Ahronot, bu belgelere dayanarak şu başlığı atmıştı:
-Erdoğan yakınlarına İran’da projeler ayarladı!..
Habere göre, WikiLeaks’de yer alan belgelerde zamanın başbakanı Erdoğan’ın yakınlarına İran’da enerji alanında projeler ayarlıyordu. Bu özel şirketlerden biri de Sıtkı Ayan’a ait SOM PETROL A.Ş idi!..
CHP lideri Kılıçdaroğlu, dün belgeleri açıkladıktan sonra konuyu şöyle bağladı:
-İspat etmezsen alçaksın diyorlar. Ben ispat ettim, şimdi söyle bakayım alçak kim?..
Kime sorsak acaba?!.