Kıvranıp duruyorlardı zaten...
Daha düne kadar “öfkeli çocuklar” olarak mazur göstermek için çabaladıkları, son sıralarda da sözde üstü kapalı ama aleni şekilde koruyup kolladıkları IŞİD’in yılbaşında gerçekleştirdiği alçakça katliam, bu fanatik, ilkel kafalı yobazları pek sevindirmiş, mutlu etmişti aslında... Sosyal medyada, gazete demeye dilimin varmadığı gerici paçavraların manşetlerinde, köşelerinde, ekranlarında bu insanlık dışı, vicdan yoksunu sevincin yansımalarını açıkça görebilirdiniz...
Ancak iş katliamı gerçekleştiren alçağın mensup olduğu adrese geldiğinde hedef saptırmak, dikkatleri başka yöne çekmek, etkiledikleri kitleyi daha da kemikleştirmek için her türlü melaneti sergileyecekleri de apaçık bir gerçekti... Nitekim öyle de oldu; Bu çevrelerin en pespaye paçavralarından biri IŞİD barbarlığını gözlerden saklamak için dün şu manşeti attı:
-CIA-MOSSAD-FETÖ ORTAK YAPIMI!..
Kim olduğu belli olmayan “istihbarat uzmanlarına” dayandırılan haberde, IŞİD’in adı bile geçmiyordu!.. Halbuki bu kanlı terör örgütü, iki gün önce katliamı kendi web sitesinde açıklama yaparak üstlenmiş, vahşeti gerçekleştiren katili de “kahraman” olarak selamlamıştı!.. O IŞİD’ki, Yalnızca Türkiye’de son 3.5 yılda gerçekleştirdiği bombalı saldırılarda 347 kişiyi öldürdü, bin 170 kişinin yaralanmasına yol açtı... Bu barbarlığın sonucunda ne oldu peki?
-Yalnızca 7 IŞİD teröristi ceza aldı!..
İşin içinde istihbarat örgütleri bulunabilir, Türkiye’yi bir kaosa sürükleyecek her melanetin altına imza atabilir, bu tabii ki hesaba alınması gereken bir olasılık... Kimin elinin kimin cebinde olduğu bilinmeyen Ortadoğu coğrafyasında, hangi terör örgütünün, hangi istihbarat örgütü tarafından tepe tepe kullanıldığı bilinmeyen bir şey değil... PKK terör örgütünün, Fethullahçı zalimlerin nasıl ve hangi güçler tarafından kullanıldığını anlamak için papatya falı açmaya da hiç gerek yok!.. MOSSAD’ın ise özellikle Kuzey Irak’ta yaptıkları kitaplara, belgesellere bile konu oldu...
Ancak, daha dün hükümetin Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’un “Suriye politikası başından beri yanlıştı” diye bir kez daha itiraf ettiği, yüzbinlerce insanın katledildiği, tecavüze uğradığı, yurdundan edildiği kanlı savaş yıllarında adeta mantar gibi yerden biten IŞİD’i yıkayıp, temizlemek uğruna gerçekleri halı altına süpürmek, ancak aynı kaynaktan beslenenlerin taktiğidir...
-Kanı kanla temizleme meraklısı yobaz kafanın eseridir!..

Toplumu germeye ayrıştırmaya devam!..


Yılbaşı katliamından sonraki bir kaç günde yaşananlara bakın ne yapılmaya çalışıldığını açıkça görebilirsiniz...
CHP başta olmak üzere toplumun cumhuriyetçi, laik kesimleri hedef alınmaya başlandı, hem de koro halinde... Örneğin AKP Milletvekili Aydın Ünal, Yeni Şafak gazetesindeki köşesinde “Konu laikliğe nasıl geldi” başlıklı yazısında laiklik savunusu yapanları hedefe oturttu... İktidar dışında neredeyse herkesi suçladı... Yeni yıldan haftalar önce başlatılan küfür kıyamet tehditlere hiç değinmeden Konunun bilinçli olarak laikliğe getirildiğini yazdı.
Nevşehir’de iktidar yanlısı Eğitim-Bir Sen Şube Başkan Yardımcısı ve Yunus Emre İmam Hatip Ortaokulu Müdürü İskender Çınar’ın şu paylaşımları ortaya çıktı mesela:
-İlk laik şeytandır. Dünyada ne kadar hırsız, p.....k varsa laiktir!..
Eli altındaki çocukları nasıl yetiştirdiği, kafalarına neler işlemeye çalıştığı gayet aşikar olan bu herifin yediği herzeler bununla sınırlı değil tabii; medreselerin kapatılmasını, hilafetin kaldırılmasını, ezanın Türkçeleştirilmesini ve laiklik ilkesinin anayasaya girdiği yılları “nasıl dinsizleştirildik?” başlığı altında paylaşan okul müdürü kapanışı da şu sözlerle yaptı:
-2024’te hilafet geri gelecek. Diğerlerini söylemeye gerek bile yok!..
Bu yobazın üyesi olduğu Eğitim Bir-Sen de müfredat önerilerini açıkladı. 50 akademisyen ve 400 öğretmen tarafından hazırlandığı belirtilen rapordan iki öneriyi paylaşayım sizlerle.
-İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük dersleri günlük hayatta işe yaramadığı için öğrenciler tarafından dikkate alınmıyor ortaokul ve lise müfredatından çıkarılmalı...
-Din ve ahlak eğitimi birinci sınıftan başlatılmalı...
Raporda, Cumhuriyet’in ilk yıllarından başlayan eğitim raporu da yerden yere vurularak aynen şu sözcüklere yer verildi:
-Aklı ve bilimi kutsayan ve dini aşağılayan pozitivist anlayışıyla insan yetiştirmek hedeflenmiştir!..
Siz hala tarikatların, dinci teröristlerin bu topraklarda nasıl fink attıklarına, laikliğin suç olmasına şaşırıyor musunuz acaba?!.

Nefret suçu!..


İzmir Karşıyaka’da afiş asan beş yurttaş gözaltına alındı... Sebep ne peki?..
-Nefret suçu!..
Ne yapmıştı bu yurttaşlar? Üzerinde “Şeriata, faşizme, başkanlığa hayır” yazılı afişleri duvarlara yapıştırmışlardı!.. Polis tarafından karakola götürüldüler. Önce idari para cezası kesileceği söylendi. Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığı arandı. Nöbetçi savcı şu talimatı verdi:
-Para cezası kesin. Ayrıca nefret suçundan ifadelerini alın!..
Neresinde nefret suçu var diye baktım, gözüme “başkanlık” sözcüğü çarptı!.. Nefret suçu TCK’nın 122. maddesinde şöyle tanımlanıyor:
-Dil, ırk, milliyet, renk, cinsiyet, engellilik, siyasi düşünce, felsefi inanç, din veya mezhep farklılığından kaynaklanan nefret nedeniyle... insanlara çeşitli şekillerde kalıcı zarar vermek.
Peki, afişte yer alan sözcüklerden hangisi bu suça giriyor acaba?..
-Pes doğrusu, “başkanlık” diyor ya
nal gibi!..