Okuyunca affınıza sığınarak yazıyorum, “OHA” demişim!..
Mısır’ın ünlü muhafazakar avukatlarından Nabih al-Wahsh katıldığı bir televizyon programında aynen şöyle dedi:
Sokakta poposunun yarısı görünen bir kız gördüğünüzde mutlu mu oluyorsunuz?..
Buraya kadar “eh, demek ki adam yırtık pırtık kotla gezinilmesinden hoşlanmıyor, onun görüşü de bu” diyebilirsiniz. Ama herif-i naşerif orada bırakmayıp şöyle devam ediyor:
-Ben diyorum ki, bir kız o şekilde dolaştığında ona cinsel tacizde bulunmak ve tecavüz etmek vatani bir görevdir!..
Herif düpedüz ülkenin ne kadar cinsel açıdan sorunlu erkeği varsa sokaklarda kadınlara tecavüze davet ediyor, üstelik bunu “vatani görev” olarak ilan ediyor, iyi mi!.. Haberi büyük bir mide bulantısıyla okuduktan sonra “Ne memleketler, ne insanlar var şu dünyada” dedim... Sonra kendi ülkemi düşündüm; daha dün haber merkezlerinin havuzuna düşen araştırmayı gördünüz mü? Altınbaş üniversitesi, Yüksek Öğretim Kurumu’nun(YÖK) isteği üzerine cinsel Taciz ve saldırı Birimi Kurmuş. Bu birimin araştırma sonuçlarını veriyorum, sıkı durun:
-Türkiye’de yaşayan kadınların yüzde 41’i hayatlarında mutlaka bir kez cinsel saldırıya uğramış!..
Korkunç değil mi?.. Bu oran dünya genelinde en yüksek oranlardan biri. Peki ya cinsel taciz oranı nedir diye soracak olursanız işte o oran:
-Yüzde 93!..
Yani, neredeyse Türkiye’deki her kadın cinsel tacize uğramış!.. Cinsel saldırıda kadın nüfusun neredeyse yarısı kadar, cinsel tacizde ise(Vücuda dokunmadan yapılan her türlü şaka, flört isteği söz veya mesaj yoluyla istekte bulunma vb..) neredeyse tümüne yakın kadını hedef alan bir ülkede yaşıyoruz!..
-Bu ülke aynı zamanda “6 yaşındaki kızla evlenilebilir” lafının mahkemece “düşünce özgürlüğü sayıldığı bir ülke!..

Pedofiliye beraat, eleştirene ceza!..


Pedofili ya da sübyancılık, yetişkin bir kimsenin küçük yaştaki çocukları cinsel açıdan çekici bulması ve cinsel eğiliminin onlara yönelik olmasına neden olan psikoseksüel rahatsızlık anlamına geliyor...
Maalesef ülkemiz, bu tür sapıklar ve onların yarattığı iğrenç olaylar konusunda da bahtsız bir ülke!.. Şimdi gelelim konumuza; Sosyal Doku Vakfı Başkanı Nurettin Yıldız, geçtiğimiz aylarda şöyle bir açıklama yaptı:
-Altı yaşında çocukla evlenilebilir.. Üç yaşında kız çocukları amcalarının yanına külotla çıkmamalı... Kız çocukları cehennem kadar risktir...
Böyle bir açıklama dünyanın her çağdaş ülkesinde büyük suçtur ve bunu söyleyenlere de tek bir sıfat yakıştırılır:
-Pedofil/Sübyancı!..
Ama bizde öyle olmadı; Nurettin Yıldız, ODATV haber müdürü Barış Terkoğlu hakkında bu sözleriyle ilgili olarak yapılan “Dinciler sapıklaşıyor” haberi üzerine suç duyurusunda bulundu. Savcı Yıldız’ın sözlerini “düşünce ve kanaat özgürlüğü” kapsamında değerlendirip, hakaret suçlamasıyla hapis cezası istedi!..
Ardından Sol yazarı Orhan Gökdemir aynı konu hakkında yazdığı yazı nedeniyle 2 bin 900 TL para cezasına çarptırıldı!.. Niçin 3 bin değil diye soracak olursanız, 3 bin liranın altıdaki cezalar temyize gidemiyor!..
-Üstelik daha başka yargılanan gazeteci-yazarlar da var!..

Aydın dayanışması!..


Bu durum gazeteci, yazar ve sanatçılar arasında büyük tepki yarattı. Kaleme sarılan aydınlar, aşağıda okuyacağınız “Bence de asıl yargılanması gereken pedofillerdir” başlıklı metni paylaşmaya başladı:
“Çocuk gelinler gibi isimlerle hafifletilen, cinayetler, intiharlar, karartılan yaşamlarla ağır bir toplumsal yara haline gelmiş, ilkel, çağdışı, 2017 Türkiye’sine yakışmayan bir toplumsal facianın hepimiz farkındayız. Ama bu farkındalığa ve kamuoyu baskısına kafa tutanlar yerlerinde durmuyor.
Nurettin Yıldız’ın kitle medyasına da yansıtmaktan çekinmediği “6 yaş nikah kız çocuğu için uygundur” sözleri kamuoyunda büyük tepkiye yol açtı. Ve bu sözler mahkemelerce aklandı! Türkiye Cumhuriyeti’nin bir mahkemesi sapıkça olmasının yanı sıra açıkça suç olan bu sözleri “düşünce özgürlüğü kapsamında değerlendirdi.
Nurettin Yıldız’ın sözlerini bu şekilde değerlendiren, bu sözler nedeniyle kendisine “pedofil” sıfatını uygun görenleri mahkum eden yargı kararları, bundan sonra bu derin yaranın insani maliyetine, kararan hayatların, ölüm ve intiharların sorumluluğuna ortak olmaktadır.
Pedofil Nurettin Yıldız’ın birkaç hakaret davasını kazanarak kendini aklamasını reddediyorum. Bu aklama davalarında suç olarak tespit edilip cezalandırılan fiile, Nurettin Yıldız’a “pedofil” sıfatını uygun görme eylemine benim de katıldığımı ilan ediyorum.”
Ben de “düşünce ve kanaat özgürlüğü” kapsamında bu metnin altına imzamı tüm kalbimle atıyorum!..