Gerçek demokrasi, gerçek hukuk devleti niteliklerine aykırı bir halkoylamasıyla sağlanmak istenen tek adamlı yönetim biçimi nedeniyle siyasal partilerin yürüttüğü oy toplama çalışmalarını tarafsızlığını korumayan günümüz cumhurbaşkanı bir kavgaya dönüştürdü. Makamına ve sıfatına, yakışmayan sert sözlerle anamuhalefet liderine saldırıları istediği sonucu alırsa neler yapacağına ilişkin endişeleri ve düşünceleri ağırlaştırıyor. Pazartesi günü yaptığı konuşmalarda “Gazi Mustafa Kemal” diyerek Atatürk’ü anması oy için yaptığı dönüşlerin en ibret verici örneğidir. “İki ayyaş” nitelemesinden, kimi haksız ve ağır eleştirilerle yadsımalardan (inkârlardan) sonra Atatürk’ten yararlanma çabası ilginçtir.
İçtiği anda ve yürürlükteki kurallara aykırı olarak zamanından önce yaptığı konuşmalarla tarafsızlığını bir yana bırakan Bay RTE, iyi örnekler vermiyor. AKP’lilerin devlet olanaklarıyla propaganda yapması “Hak, adalet” sözlerine inanmayı engelliyor. Milleti “Millet” sözleriyle kandırmaya çalışıyorlar. Afişlerinde “Kanunları Meclis yapıyor” diyorlar. Şimdiye kadar kim yapıyordu? Bir kurala fazladan “Tarafsız” sözcüğünü ekleyecekler, “Bağımsız ve tarafsız yargı” diyorlar. Anayasa Mahkemesi’ne, Yüksek Hâkimler Kurulu’na cumhurbaşkanı ile buyruğunda olacak Meclis’in üye çoğunluğunu seçmesini saklıyorlar. Adalet Bakanı ile müsteşarının Yüksek Hâkimler Kurulu’nda başkanlık ve doğal üyeliğinden söz etmiyorlar. Yöneticisi tarafsız olmayan kurum tarafsız olamaz. Tarafsızlık Anayasa’nın 138. maddesine konulmalıydı.
Yönetim çift başlı değil. Çift başlı yapan Bay RTE... Anayasa’nın 104. maddesinde azaltılması gereken geniş yetkileriyle yetinmeyip başbakanın işine el attığı her şeyi kendine bağlamak istediği için iki başlılık görüntüsü doğuyor. Yargıyı bağımlı duruma getirenler bağımsızlıktan söz ederlerse asla inanılmaz. Anayasa’da tarafsız yazarken taraflı davranan “bir kimse yarın taraflı olduğunda nasıl davranır, neler yapmaz?” düşüncesi tedirgin ediyor.

İZLENENLER

Anamuhalefet partisinin, çamur atmaya, terbiyesizliklere, baskılara, gözdağlarına, yalanlara, suçlamalara, kavgaya ilgisiz kalması iyi ama haksızlığa, hukuksuzluğa, çirkinliklere karşı güçlü biçimde karşı çıkması gerekir. Afişlerdeki aldatmacalara, paket dağıtımlarına, yöneticilerin AKP yandaşlığına tepkisi ses getirmelidir. Devlet, iktidarın çiftliği değildir. İNÖNÜ takıntısından kurtulamayan Bay RTE dilini yurtdışına kadar uzattı. Çelişkili, ayrıştırıcı, kırıcı sözleri sınır tanımıyor. Devlet organları parti organına dönüştü. Bir de Meclis’i fesih, yeni seçim, kararnameler ve atamalara yetkili tek egemen...
FETÖ’nün siyasal ayağı açıklanmıyor. Kendilerinin soruşturulmasını engellemek için anayasa değişikliğini beklediklerinden ses çıkaramıyorlar. FETÖ sayesinde bir yere gelenler karşıtlarını suçlayarak aklanmak çabasındalar. AKP’nin en büyük zararı, toplumu ayrıştırması ve devleti partileştirmesi oldu. Toplum kesimleri karşı karşıya getirildi. Rüşvetin “Bahşiş, armağan, ödül, yardım, katkı” adlarıyla her katta etkin olduğu söylenen ortam, görülen lüks yaşam, gökdelenler, rezidans satımlarının artırdığı kuşku, devlete güveni sarsıyor. “Fiilî durumu meşrulaştırmak” sözüyle olup bitenlerin hukukdışılığı kabûl ediliyor. Korumakla yükümlü oldukları ilkeleri çiğniyorlar.
Halkoylamasında “Hayır” oyu verecekleri “Hain, düşman, zararlı” diye niteleyenler sonra nasıl bu yurttaşların karşısına çıkıp yüzlerine bakabilecek? Oy almak için başvurmadıkları yol-yöntem, düşmedikleri çukur kalmıyor. Türklük ve cumhuriyet düşmanı isyancılardan bile medet umuyorlar. İnanç sömürücüsü tarikatçıların “Evet”leri de daha çok sömürme olanağı edinmek için. İzlenenlerin çoğu ayıbın da ötesinde...

DÜŞÜNMELİ

Bay RTE, cumhurbaşkanı seçilmesine karşın kendini tutamayıp AKP’yi kongreye çağırdı. Yeni genel başkanı seçtirdi. And içtiği güne kadar Bakanlar Kurulu’nu topladı. Şimdi de “Türk tipi”nden öte AKP bile değil RTE Anayasası’nı oluşturmaya çalışıyor. Anayasa’ya uymayan, Anayasa’ya aykırı yasalar çıkaranlar bildiklerinden şaşmazlar. Anayasayı bugün dinlemeyen yarın hiç dinlemez. İktidarcıların el atmadıkları, ele geçirmedikleri yer kalmadı. Medya, üniversiteler, destekledikleri kimi kuruluşlar ortada... PKK’nın, YPG’nin, IŞİD’in silâhlanmaları, Suriye’ye geçmeleri, kazılan hendekler, karşılanıp uğurlanma toplantıları herkesi düşündürmelidir. Bay RTE, bir de partili olursa yarın neler olur kestirilmelidir. Ülkenin demografik yapısı bile bozuluyor. İşsizlik, adaletsizlik, eşitsizlik, ekonomi, eğitim, her konu, her sorun yansızlıkla değerlendirilip yurttaşlık görevi yerine getirilmelidir. Bu umut, yaşam gücünü artırır.