Siyasetçilerin kimileri “her şeye herkesten çok akıllarının erdiği, birçok şeyi herkesten daha iyi anlayıp başaracağı, çok kimseden birçok yönden daha üstün olduğu” savındaymış gibi davranmakta, kusurunu, yanlışlığını ve hatâsını asla kabûl edip düzeltmemekte direnmektedir. Ankara’da Atatürk Bulvarı’ndan Çankaya’ya çıkarken İsmet İnönü Alanı’na yönelme, İçişleri Bakanlığı’nın önünden geçilme kapatılarak engellenmiş, altgeçit zorunlu kılınmıştır. Yurttaşlara güçlük çıkaran bu uygulamanın sürekli olması, devletin yetersiz kalmasına bağlanmaması için kaldırılması beklenmektedir.
TEOG’un kaldırılması nasıl iktidar partisi genel başkanının buyruğuyla olmuşsa eğitim-öğretimde dinsel ağırlık çabaları da onun dinsel söylemleriyle yol almaktadır. Cami yapımları da öyle. Tıpkı eğitim-öğretim kurumlarında öğretmenler, öğretim üyeleriyle öğrencilerin sıkmabaş ayrılığının artması, yargıda ve emniyette bile (yakında askerlikte de olur) uygulama alanı bulması gibi. Ama ortaklık (şirket) kapatmaları, iflâslar, kiralık ve satılık taşınmaz ilânları, giderek artan aydın işsizliği, genel işsizlik siyasal kesimde gereken ilgiyi görmemektedir.
Nasıl Bay RTE partisinin gelecek seçimi yitirmemesi için Anayasa değişikliğiyle genel başkanlığı almışsa, nasıl MHP önceleri en ağır dille eleştirdiği AKP genel başkanına bugün koşulsuz destek veriyor, Türk ve Türkçülük sözlerine bile cılız eleştiriyle yaklaşıyorsa, dış ilişkilerde de NATO ortaklarımız ve kimi komşularımız yaraşır olmayan tutumlarla ilişkilerini düzenlemeye çalışıyorlar.
ATATÜRK Türkiyesi aydınlanmasının kaynağı CUMHURİYET’imizin 94. yıldönümüne tüm olumsuzluklara karşın umutla, kurucularına ve ilkelerine yürekten bağlılıkla giriyoruz.
VE...
AKP genel başkanı “Ya..”1ı ve “Sen kimsin?”li konuşmalarıyla saldırılarına aynı ağırlık, aynı doğrultu ve aynı amaçla yanıt verilirse, “Hak ettiği ve yaraşır olduğu” söylense, yasal konumu nedeniyle, savunmalar ağır ceza almayı önleyemez. Bay RTE ise istediği gibi konuşup saldırabiliyor, suçluyor, hakaret ediyor. Birçok kimse de Bay RTE’a tapınma görünümünde. Uygar yaşamın, doğal siyaset anlayışının tersine durumlar, Cumhurbaşkanlığı makamının tartışma ve eleştiri konusu yapılması insanı üzüyor. Saygınlığı korunamıyor. Giderek bozulan toplumsal ilişkilerin başlıca nedeni toplumsal barışa, ulusal dayanışmaya önem vermeyen çıkarcı siyasettir. Kesimleri karşı karşıya getiren, siyasal kutuplaşmalarla yaşam düzeyini bozan ilkel tutum ve davranışların yıkımına neden olanlar bağışlanamaz.
Devlet yönetimi bir tutku değil geçiciliği çok doğal hizmet ve yararlı olma duygusudur. Değişikliği yasaklamışçasına bencillik anlamsız bir direniştir. Hizmet yarışması olarak algılanması gereken devlet yönetiminin, kişilerin ya da partilerin sürekli egemenliği olarak anlayışı çağdışılıktır.

SOĞUKLUK

Birçok devlet organı iktidar kurumu durumuna dönüştü. Örneğin TRT tam bir iktidar borazanı kesildi, sanat ve spor programları dışında yalnız haftanın çalışma günleri saat 13’te biten BİLİMİN ÖNCÜLERİ programını dinliyoruz. Yansızlık ilkesine asla aldırış edilmiyor, uyulmuyor.
Okuma alışkanlığı gerçekleşmedi. Cep telefonu ve tv tutkusu bağımlılık durumuna gelmiş. Avrupa’da trenlerde, otobüslerde, dinlence yerlerinde, kentlerarası ve ülkelerarası uçak yolculuklarında, elverişli her ortamda insanlar bir şeyler okuyor. Bizde okuma düşkünlüğü genelde olmadığı gibi Atatürk’ten, milliyetçilikten, dinden soğutma yanlışlıkları yakınmalarına neden olan tutum ve davranışlardan söz ediliyor.
İstanbul’a, ihanet sorumlularından olduğunu açıklayan RTE’ın gençlere son söylediklerinden “Arapça öğrenmeleri” tavsiyesi ile kürtçülük ile Türkçülüğü bir tutma yanlışı çok tartışılacak sanıyoruz. İyi bilmediği konularda konumuna ve sıfatına güvenerek konuşması kimi sorunlara neden olabilir. Gelişigüzellikten kaçınmak gerekir. Ayrımcılık ve ayrıcalık sakıncalıdır. Kürtçülükle Türkçülüğü bir tutması en kötüsüdür. Yaşanan gerçek cumhuriyet karşıtı RTE’ın “tramvay demokrasisi”dir.