Ülkemizin toprakları kadar toplumsal alanı çok verimli. Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın amaçlarını, cumhuriyetin kuruluş ilkelerini ve yöneldiği düzeyi savsaklama ve sapkınlıkla gözardı edip Sevr’i unutarak Misak-ı Millî’ ye, Lozan’a ve özünü insanlık değerlerinin oluşturduğu “Yurtta barış, dünyada barış” ilkesinin kazandırdıklarını karalayıp devletimizin kurucularına saldıran aymazlar türedi. İktidardakilerin kötü örnek oluşturan tutum ve davranışlarıyla abuk sabuk söylemlerinin yol açıp şımarttığı bozuk yapılılar, her gün çekinmeden, savaş çığlıklarıyla toplumu kışkırtmayı sürdürüyor. Sözde milliyetçilik taslayarak, yurtseverlik yaldızlı konuşmalarıyla tehlikeli dönemeçlere uzanıyorlar. Ülkenin, başta terör olmak üzere, çözemedikleri sorunlarını bir yana bırakıp, dış ilişkilerde sakıncalı kalkışmalara girişiyorlar. 15 Temmuz olayını bahane ederek hukuksuzlukları kanun hükmünde kararnamelerle sürekli kılmaya çalışıyorlar. Ayrıca, kendilerinin neden olduğu, her istediklerini verdiklerini söyledikleri eski kankaları, ortaklık ve birliktelikleri açık Fethullahçıların yerine her yere, kendi adamlarını yerleştirme çabalarına her gün ağırlık veriyorlar. Partizanlığın yoğunlaşacağı açıktır.
Ağırlığı yıllarca sürecek yargıdaki olumsuzluklarla üniversitelerdeki sarsıntılar partizanca ve tek adamlık dayatmalarıyla iyice çözümlenemez duruma getiriliyor. Silâhlı Kuvvetler’de yaşananların onarımı bir yana, devlet yapısındaki bozulmalar ürkütücü boyutunu koruyor. İktidarın demokrasiye karşı diktaya elverişli başkanlık sistemi tutkusu durumu büsbütün kötüleştiriyor. Önceki AKP’li yöneticilerin yargıç olarak atanmaları adalet konusundaki endişeleri artırmıştır.

NELER Mİ?

İktidar başlarının kurtarıcı ve kurucu büyüklerimizle, yakınlarını ve kazandırdıklarını karalayıp kötülemeleri zamanın ve ülkenin koşullarını gözetmeden sergiledikleri karşıtlık ve suçlamalarla sözde eleştirileri, kendi bilgisizlik ve yetersizliklerinin dışa vurumudur. Bu sakıncalı gidiş, kimi usdışı durumları da ateşlemektedir. Zihinsel sağlığı kuşkulu, insanlık ve yurttaşlık niteliklerinden yoksun medya soytarısı kimi sapkınlar, son günlerde, karşıt yayın organlarında, yandaşı oldukları iktidara güvenerek olacak, ATATÜRK ve İNÖNÜ’yle tanınmış cumhuriyetçi kimseleri, karalayan ve suçlayan çirkin anlatımlar, ahlâk ve insanlıkdışı yakıştırmalar, gerçekdışı olaylar, bilgisizlik, bağnazlık ve yobazlık yansıtan abuk sabuk konuşma ve yazılarla aşağılamaya çalışıyorlar. Yalanla örülü amaçlı savları, kişiliksizliklerinin yüzlerini daha çok kirletecek saçmalıklardır. Hukukdışı olayların son yıllarda artması rastlantı olamaz. 1980’li yıllarda Sabiha GÖKÇEN ile Özden (İNÖNÜ) TOKER’in şiddetle kınayıp reddettiği bu çirkin söylemleri uyduran ve yayanların bozukluklarını tanımlamak güçtür. Böyle kimselerin inançlı olmaları yalandır.
“Kürt savaşı” söylemiyle PKK’nın destekçileriyle koruyucularının yürüttüğü siyaseti, kavgayı, geçerli sayıp devletin önleme ve savunma çalışmalarını kötüleyenler var. Yetmedi, “Kemalist rejimin dayattığı ak-kara tarih, toplum, siyaset tasavvurları.. - ..Türkiye aslında Kemalizm’in dar penceresini çoktan yırtmış.. - ..Kemalizm’in inşa zemininden bile daha derme çatma..” diyerek aşağılama, küçümseme, karalama yazılarıyla tarihsel değeri ölçülemez cumhuriyet yıllarını değerlendirenler var. Topluma ışık tutacak, gençlere örnek olacak çabalar yerine değerleri değersiz kılarak ilericilik savında bulunmak gülünecek tutarsızlıklardır.

SAPKINLIK

Türkiye’ de değişik soydan ve inançtan olmakla birlikte yurttaşlık yapısında herkes birdir. Atatürk’ün “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk Ulusu denir” özdeyişi, tüm T.C. yurttaşlarının her yönden tam eşitlikle yaşamlarını sürdürmelerinin gerçek anlatımıdır. Ticarette, ulaşımda, yapı sektöründe, pazarcılıkta, turizmde, otelcilikte önlerde olmanın yanında her alanda çalışıp kazanan değişik soydaki yurttaşların varlığına karşı kimi kürt soyluların terörle ülkeyi bölme çabaları düşmanlıktan başka bir şey değildir.
TBMM’nde, Silâhlı Kuvvetler’de, yargıda, üniversitede, meslek odalarında, her yerde bulunan değişik kökenlilere karşın terör yanlısı ve destekçilerinin ayrımcılık ve yabancı maşalığı yaparak sorunlara neden olanların direnişi tam bir sapkınlıktır. Saldırıp yurttaşlara kıyarak, yakıp yıkarak, tonlarca patlayıcı madde, binlerce silâh, roketatar, uyuşturucu kullanarak, asker ve polislerle yöneticilere uzanarak kötülüklerini sürdürenler amaçlarına asla ulaşamayacaklardır. Köktendincilerin dolaylı desteği de onları kurtaramayacaktır. iktidar ve muhalefet birlikteliğinde ulusal duruş her kötülüğün üstesinden gelir. Yeter ki dayanışma sağlansın.