İnsanlık, uygarlığın ve çağdaşlığın merdivenlerinden bilimin ışığında yükseklere çıkarken, ülkemizde inancın saygınlığını ve kişiselliğini özellikle partizan amaçları için sömürenler kutsallıkla bağdaşmayan, temizlik ve dürüstlükle ilgisi olmayan adımlar atmaktan çekinmiyorlar. Toplumsal düzeyin niteliklerini dokuyan ahlak ve bilim konularına gereken önem verilmediği gibi öğretim-eğitim izlenceleri (programları-müfredat) gerici ve tutucu eğilimler doğrultusunda hazırlanıyor, bilgiden çok inanca yer veriliyor. Dünyadaki tüm İslâm ülkelerindeki cami toplamından fazlası yalnız Türkiye’de iken her yere cami yapılıyor, camiler için tarihsel değeri olan binalar yıkılıyor.

Ankara’da Atatürk Bulvarı’nda, Devlet Tiyatrosu’nun karşısında, 1937’de yapılan İller Bankası cami için yıkıldı. ATATÜRK’ün parasını vererek mimar Ernst Eygli’ye yaptırdığı Marmara Köşkü (Ankara-Atatürk Orman Çiftliği’nde) yıkıldı. Orman Çiftliği’nin yapısını ve niteliğini olduğu gibi ATATÜRK’ün bağışına aykırı olarak arazisi ABD’ne satıldı.

TBMM’ni açan ATATÜRK’ün adını anmayan günümüz Meclis Başkanı’nın oluşturduğu olumsuz örneğin benzerleri özellikle söz, yazı ve eylemle iktidar kesimiyle yandaşları içinde giderek artıyor. Kimlerden cesaret aldıkları, onları kimlerin yüreklendirdikleri açık. Yabancı ülkelerdeki ATATÜRK sevgi ve saygısı bizdeki karşıtlarını utandırmıyor. Küba’daki ATATÜRK heykeliyle başka ülkelerdekiler, yabancı Atatürkçüler insanlık dersi sayılacak güzellikler iken bizdeki saldırgan sapkınlarla nankörlerin çirkinlikleri birbirine ekleniyor.

Terör olaylarıyla koşut aile içi şiddet, kadınlara saldırı, suç olayları, toplumsal yaşamımızı karartan olumsuzluklar giderek artıyor. Hukuksuzluk, adaletsizlik dizboyunu çoktan aştı. Ekonomik aldatmacalar yandaş medyanın abartısı. Toplumsal barış düş oldu. Geri gitmeyen, bozulmayan bir şey kalmamış gibi.

KÖTÜ ÖRNEKLER

İktidar başı Bay RTE’ın “Ruhu faşist, beslenme kaynağı komünist, söylemi popülist kesimlere sesleniyorum. Türkiye’de Cumhuriyetimizin ortak değerleri adına demokrasi düşmanlığı, millet düşmanlığı, ezan-bayrak düşmanlığı yaptığınız günler artık sona ermiştir” sözüyle karşıtlarına yönelttiği suçlama ve eleştiri, “80 milyon birlikteyiz” savıyla bağdaşmıyor. Hele “Yüzü manda derisi, mankafa, cahil” sözleri hiç yakışık almıyor. Konumuyla asla uyuşmuyor (Anayasa mad. 104/2).

Zaman durmadan akıyor. Biz zamanı eskitemiyoruz, o hep yeni. Ama zaman bizi eskitiyor. Yurdumuzun aydınlığını ATATÜRK’e borçluyuz. O olmasaydı, başaramasaydı bugün bizim de Irak’tan, Suriye’den farkımız olmaz, belki daha da kötü durumda olurduk. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun tenha salonunda konuşan Bay RTE’ın ABD Başkanı Trump’la görüşmesini “Dostluğun pekişmesi” olarak yansıtan yandaş medya ayrıca RTE’ın Trump’a “Dostum”, Trump’ın da RTE’a “Arkadaşım” dediğini duyurmuştu. Sözde sıcaklıkların sonunda kimi sorunları görüştüğü söylenen RTE ne kopardı? HİÇ! Çok yüzlü ABD, Kuzey Irak ve Suriye için bildiğini okuyor, karşıtlarımıza tonlarca silâh vermeyi sürdürüyor. Kudüs sorunu yepyeni.

Bir zamanlar AKP’nin onur konuğu olarak toplantısına katılan İKYB lideri Barzani’nin ibret alınacak konumu ortada. ABD Kudüs çıkışıyla şimdi Bay RTE’ın sert, hatta kaba konuşmalarının hedefi. Ne var ki Bay RTE Kudüs için yaptığı toplantıya katılanların hiçbiriyle Kıbrıs için eylem gerçekleştiremiyor, inanç bağı yine öne ve üste çıkıyor.

Çok açık ki yeni yıla yoğun sorunlarla gireceğiz. 2019’u ne olduğunu belirtmeden “..Kırılma noktası..” diye hedefleyen iktidarın seçimleri kazanmak için nelere başvuracağını izleyeceğiz.

BİLGİ   

Bugün saat 14’te Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Konferans Salonu’nda İsmet İNÖNÜ’yü anma etkinliğinde Sayın Özden İnönü TOKER de konuşacaktır.

SELÂM

Yönetici ve yazarlarının özgürlüklerine kavuşmasını dilediğimiz Cumhuriyet gazetesinin yazılarını beğeniyle izlediğimiz Sayın Emre KONGAR, yazılarının sonunda “Diren demokrasi!” diyor. Demokrasi kaldı mı ki dirensin?