ATATÜRK, İNÖNÜ ve arkadaşlarına özellikle iktidar kesiminden yönelen haksız eleştiri, benzetme, karalama ve suçlamaları büyük bir üzüntüyle izlerken Ankara Üniversiteler Vakfı’nın önündeki bir ayakkabı boyacısının tutumuna tanık olan Yük. Mimar Vedat YALÇINKAYA ağabeyimizin ilettiği olay değerbilir herkesi duygulandıracak içerikte. Kaldırım kenarında sandığına boyaması için ayakkabısını koyan orta yaşlı bir adam penceredeki Atatürk resmini görünce “Ne oluyor yani, Atatürk dediğin nedir, alt tarafı bir asker!” deyince boyacı “Çekin ayağınızı, sizin ayakkabılarınızı boyamam” yanıtını veriyor.
22 Haziran’da Amasya Genelgesi’nin 98. yıldönümünde iktidarcılardan bu konuda ses çıkmadı. Ulusal Kurtuluş Savaşı bayrağının anlamlı bir genelgeyle açılmasının Amasya’da anılıp kutlanmasıyla yetinilmiştir. Dinsel içerikli ve amaçlı etkinliklerin giderek artırıldığı, okullarda mescit açılmasına karar verildiği günümüzde bir ayakkabı boyacısının yukarıda özetlediğimiz tutumu hepimizi düşündürmelidir.

BAŞKA NELER

İktidar üstleri Anayasa’ya aldırış etmiyor, hatta içtikleri anda aykırı yanlılıklarıyla yurttaşlarına ağır sözlerden çekinmiyor. Sonra dönüp “Kimse yasaları ayakları altına alamaz” diyorlar. Kimse yasaların ayaklar altına alınmasını istemez. Anayasa Mahkemesi kararı için “Tanımıyorum, saygı duymuyorum” diyenlerin işlerine gelmeyince karşıtlarını ağır sözlerle suçlamaları siyasal çelişkinin ilginç örneklerinden biri.
Saraylara, Suriyelilere, siyasal gösterilere para var. Memura, emekliye, işçiye yok.
İktidar 15 Temmuz’u sanki bir fırsat gibi kullanmış, el koyup değiştirmek istediği birçok kurumu amaçladığı biçime sokmuştur. Hâlâ 15 Temmuz üzerinden siyasal tartışmalar sürdürülmekte, ülkenin yaşamsal sorunları savsaklanmaktadır. Demokrasinin kaynağı olan yurttaş eşitliği gözardı edilmektedir. İktidar şakşakçısı olmayanlara karşı gözler ve kulaklar kapalıdır. Gazeteler, ayrıcalıklı iktidar yandaşlarının yerleştikleri yerleri, aldıkları aylıkları yazmaktadır. Kayırma her alanda izlenmektedir.
İktidarcılarda demokratik ruh, demokratik anlayış ve demokratik tutum yok. Sivri dil, partizanlık, hukuksuzluk belirgin durumları. Demokrasinin eşitlikçi, birleştirici, dayanışmacı, barışçı özelliklerini bilmezlikten geliyorlar. Kavga, karşıtlık, karışıklık, kargaşa, kumpas, kışkırtma günlük yöntemleri. Karalayıp suçlayarak aklık çabasındalar.

KESTİRİM (TAHMİN)

İktidarın ATATÜRK’e soğuk duruşu, amaçlarına engel görmelerinden olacak. Askerlerle ilgisi olmasa 30 Ağustos Zaferi’nin Başkomutanı Atatürk olduğu için Bayramını kutlamazlar.
AKP Genel Başkanı RTE, arada “rabia” işaretinin kendisi yönünden açıklamasını “tek millet, tek devlet, tek vatan, tek bayrak” diye yaparken asıl amacını saklı tutuyor, sanıyoruz. 2019’da bu dördü “Tek adam!” diyerek beşe çıkaracağını kestiriyoruz. Kaldıki zaten millet de, devlet de, vatan da, bayrak da tektir. Asıl olan bunları korumak, değerlerine ve saygınlıklarına, yaşamsal önemlerine toz kondurmadan sonsuza değin yaşatmaktır. İktidarın dış siyaset yanlışlıkları nedeniyle karşılaştığımız olumsuzlukları aşarak ulusal varlığımızı bağımsız biçimde onurla sürdürmektir.

ANIMSAMA ve KUTLAMA

Lozan Barış Antlaşması’nın 94. yıldönümü olan bugün tüm içtenliğimizle başta ATATÜRK ve İNÖNÜ olmak üzere bu tarihsel belgeyi kazandıranları övgü, sevgi, saygı ve şükranla anıyoruz.