Son yılların en sakıncalı durumlarından biri de toplumsal barışa, ulusal dayanışmaya aykırı, ayrılıkçı tutum ve davranışların giderek artmasıdır. Karşıtlık, kutuplaşma, yaşamın her alanında kötü örnek oluşturan siyasetçiler yüzünden üzücü bir düzeye gelmiştir. Birlikteliğin, barış, mutluluk ve erinç (huzur) kaynağı olduğu gerçeği yadsınırcasına aldırışsızlık ve umursamazlık sürmektedir. Yetmedi, imamlara siyaset yolu isteniyor.

Kimileri, kurtuluş ve kuruluş felsefesini, kurtarıcı ve kurucularını unutmaktan öte karalayıp suçlayarak partizan amaçlarını gerçekleştirmek isteyen karşıtlar, gerici ve tutucular her durumda ayrılıkçı girişim ve kalkışmalarını sürdürmekten geri kalmıyorlar. Siyasal yaşamın öğeleri olan siyasal partileri bir tür karşı cepheler durumuna dönüştürmekten, partilileri birbirlerinin düşmanı kılacak kötülüklerden kaçınmıyorlar. Uygar bir yönetim yarışı olan, seçimle gerçekleşen siyasal konum yöntemini bencil ve partizan duygularla karartıp kirletiyorlar. TÜSİAD Başkanı’nın bağımsız yargı çağrısı yılın en önemli önerisi.

Ulusal dayanışma, toplumsal birlik, insanlık, yurttaşlık, komşuluk, arkadaşlık, meslektaşlık ilişkilerinde yaşanan bozulmalar insanı derinden üzüyor. Karşıtlıklar, çekemezlikler, kıskançlıklar, kimi gösteri, kimi beklenti, kimi yaranma oyunlarıyla yıkıma dönüşmüş görünüyor. Ulusal yapının yıkımı sayılacak aymazlıklar, tembellikler, çıkar güdüleri partizanlıkla yıkımı körüklemektedir. FETÖ bağlantısı nedeniyle yargıda 4560 ihraç herkesi düşündürmelidir. Bireysel silâhlanma, kadınlara saldırı da. Diyanet’in çağdışı fetvaları da ayrı sorun.

DEĞİNİLER-ÖZETLER

AKP liderinin “Ey!.. Hey!..”li seslenişleriyle tepkileri karşılayıp bastırma ve üstün çıkma çabası Kudüs çığlıklarıyla birbirine karıştı. İslam Ülkeleri İşbirliği Örgütü’nün İstanbul toplantısına katılım ve açıklanacak sonuç durumu aydınlatacaktır.

Reza Zarrab’la ilişkileri nedeniyle adları geçen önceki bakanlar hakkında önceki Meclis kararına karşın yeni kanıtlarla dava açılabilir. İlişki ağı, zarar görme koşulu, olay yeri ve sorumlu kişiler gözetilerek olur. Aynı durum yurtdışındaki dava için de engel değildir. Kalkınma rakamlarıyla ancak kendilerini aldatabilen siyasetçiler halkın durumunu gözetmelidir. Kanun hükmünde kararname gölgesinde yönetim gücüyle siyasal gösteri, ağırlık ve üstünlük hiçbir yarar sağlamaz.

YURTTAŞLIK YÜKÜMLÜLÜĞÜ

Tebaa, kul-köle olmaktan kurtaran, ulusal egemenliği en iyi biçimde yaşama geçiren cumhuriyetin en belirgin yararı her yönden eşit yurttaşlığı gerçekleştirmesidir. Atatürk 1924’teki bir konuşmasında “Türk Ulusu ‘nun yapısına ve geleneklerine en uygun yönetim cumhuriyettir” demişti. Şimdilerde iktidar yandaşlığı başlıca ve belirgin bir ayrıcalık olarak günün gerçeğidir. Her şey düzeltilemez, onarılamaz ama siyasal çelişkiler ve bozukluklar siyasal atılımlarla gerçekleştirilir. Toplumsal yaşamı karartan, toplumsal yıkıma neden olan uygulamalar yurttaşların duyarlığı, uyanıklığı ve yurtseverliğiyle çözümlenir, önlenir, giderilir. Bu da partisinden çok ülkesini, ulusunu ve devletini sevmekle gerçekleşir. Duyarlı, gerçekçi olmak zorunluluğu bir yurttaşlık yükümlülüğüdür. Müftülere nikâh kıydırma ve “Helâl ilâç” girişimleri kötüye gidiştir.

Yaşam güçlükleri, devlet görevlilerinden kimilerinin geliş gidişlerinde kapanan yollar, engellenen geçişler, bir polis devleti görünümü veren uygulamalarla sert ve ölçüsüz kullanılan polis gücü, demokratik hak ve özgürlüklerin kullanılmasını vahşice engellemeler, gereksiz ve dayanaksız kanun hükmünde kararname düzenlemeleri, lüks taşıt giderleri, aşırı danışman ücretleri, şişirilen ve ayrıcalıkla doldurulan kadrolar, eğitim-öğretimdeki çelişkiler, zikzaklar, dinsel eğitime verilen öncelik ve ağırlık, üniversite özerkliklerinin eylemli biçimde kaldırılışı, hukuk devletinin ve yargı bağımsızlığının en yoğun tartışma konuları olması, ekonomik sorunların giderek karşılanması ve giderilmesi güç, hattâ olanaksız duruma gelmesi, emekli, memur ve işçinin yasal koşullarının ağırlaşması geleceğe ilişkin umutları kırmaktadır. Birbirimizi uyarmak, yaşam gerçekleri üzerinde birleşmeye çağırmak, hukuka bağlılıkla sorunları çözmekte uygar yol ve yöntemleri izlemek hepimizin görevi olmalıdır. Yurduna yararlı olmayan yurttaş olamaz.

KUTLAMA

Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesi önceki dekanlarından Prof. Dr. Nizamettin KOÇ’un eğitimin güncel sorunlarına ilişkin çalışması ile Zeki SARIHAN’ın Dil Bayramı’na ilişkin düşünce ve görüşlerini içeren iletilerini teşekkürle karşılıyor, kendilerini bu yararlı çalışmalarından dolayı içtenlikle kutluyoruz.