240 sene önce, 1777...
Charles Lynch çiftçiydi.
Tütün ekiyordu.
Sığır yetiştiriyordu.
Subay olmadığı halde “milis albay” oldu.
Hukukçu olmadığı halde “yargıç” oldu.
Devleti koruyorum ayaklarıyla beğenmediği insanları vatan haini ilan ederek astı... Yargılama yok, delil yok, tanık yok, herhangi birinden şüphelenmesi yetiyordu, hapsetti, malına el koydu, kırbaçlattı.
Keyfi nasıl biliyorsa, canı nasıl istiyorsa öyle ceza verdi. İnfaz ettiği kişilerin hangisi gerçekten suçlu, hangisi masum bilinmiyordu.
Hedef haline gelmemek için korkudan kimse sesini çıkarmıyordu.

*

Tarihe geçti!
Adını insanlık suçuna verdiler.
“Linç” kelimesinin sözlük karşılığı oldu.
Hukuk kisvesiyle hukuksuzluğun simgesi oldu.

*

240 sene sonra, 2017.

*

Kanun hükmünde kararname çıkarıldı: “Resmi sıfat taşıyıp taşımadıklarına veya resmi görev yerine getirip getirmediklerine bakılmaksızın 15 Temmuz darbe teşebbüsü ve terör eylemleriyle bunların devamı niteliğindeki eylemlerin bastırılması kapsamında hareket eden kişilerin, ceza ve tazminat sorumluluğu yoktur.”

*

Türkçe meali...

*

Devletin herhangi bir resmi sıfatını taşımayan tiplere, hakim yetkisi, savcı yetkisi, polis yetkisi, hatta öldürme yetkisi verildi. Kendisini “devlet” ilan eden paramiliter güçlere “dokunulmazlık” getirildi.

*

(Siz bakmayın Akp sözcüsünün “sadece 15 ve 16 temmuz günlerini kapsıyor” filan demesine... Ucu açıktır. Resmi Gazete’deki “devamı niteliğinde” cümlesi değişmeden hiçbir şey düzeltilmiş sayılamaz.)

*

Ahalinin şuurunu, bi’linç denilen kavramı öylesine eğip büktüler ki...

*

Yolsuzluğu savunurken sanki mağdurlarmış gibi “günah işleme özgürlüğümüze müdahale ediliyor” diyorlardı.
Şimdi de aynı mantıkla “istediğimizi öldürme özgürlüğümüze müdahale edilemez” demeye getiriyorlar!