24-sati-yilmaz
Canım aile üyelerim...
Tam her şeyden kurtulduk derken, sizlerden bir ayrılık daha yaşamak durumundayım. Bu ayrılık ebedi ayrılıktır.
Eğer öbür dünya varsa...
İlerde orada buluşuruz.
Ailemden kimseye küskün değilim.
Hepinizi çok seviyorum.
Hepinize bir hakkım geçtiyse, helal olsun.
Sizin de bana hakkınızı helal edeceğinizden eminim.
Bana sakın kızmayın.
Dayanacak halim yok.
Başınızı öne eğdirecek hiçbir şey yapmadım.
Başınızı dimdik tutun.
Ama ben, bu hukuksuzlukla yaşayamam.
Yaşadıklarımı ikinci defa kaldırmam mümkün değil.
O deliğe bir daha dönmektense mezara girmeyi tercih ederim.
Belki benim ölümüm, bu durumda olan başkalarının aydınlığa çıkışına ışık olur.
Boşu boşuna ölmemiş olurum.
Bu şekilde ölmeyi istemezdim.
Buna en çok karşı çıkan bendim.
Şu anda çok duygusal değilim.
Ağlamıyorum.
Yalnız içim buruk ve kırgın.
Bana bu oyunu oynayanlara ve sahip çıkmayanlara kırgınım.
Beni rahmetli babamın yanına gömün.
Karımı ve kızımı size emanet ediyorum.
Kızımı ve karımı yalnız bırakmayacağınızı, bu işin peşini bırakmayacağınızı biliyorum.
Tek tesellim, sizleri son bir defa, hep birlikte görmek oldu.
Gökçenim, canım kızım, derslerine çok iyi çalış.
İyi çalış ve önemli yerlere gel ki, benim hesabımı sorabilesin!
Hukuksuzluk sürecine hukuk adına saygı gösterilemez.
Bu şekilde giderseniz, ne yönetecek bir ordu, ne yaşayacak bir cumhuriyet, ne de bir ülke bulamayacaksınız.
Şunu bilin ki, en küçük suçu ve günahı olmayan ben, bu yapılan hukuksuzluğa isyan ve bu karanlığa bir nebze ışık olabilmek için hayatıma son veriyorum.

*

Veda mektubuydu bu.

*

Eline doğan çocuğu...
Eliyle toprağa verdi Satı anne.

*

Ve, dün nihayet çile doldu.
Ali’sine kavuştu.

*

Evlat acısı yaşayan anne için her gün ilk gündür, bu ıstırap ihtiyarlamaz derler.
Bunu yaşatanlar için de her gün ilk gün... Bin sene bile geçse, bu vebal unutulmaz.