Yeni veriler, Avrupalı personelin geçen yıl üniversitelerden ayrılmalarında AB referandumu öncesine göre yüzde 19 artış olduğunu ve 2015-16 yılları arasında gerçekleşen 2130'tan istifadan yüzde 10'luk bir yükseliş olduğunu ortaya koyuyor.

Başbakan Theresa May, Britanya AB’yi terk ettikten sonra AB vatandaşlarını Birleşik Krallık’ta kalmaya teşvik etti; ancak, Brexit sonrası haklar konusundaki belirsizliğin uzun sürmesi bazı akademisyenleri geleceğe yönelik kaygılandırdı.

Britanya Akademisi'nden yayınlanan bir rapor, Birleşik Krallık’ın önde gelen üniversite sektörünün göçmenlik kurallarında yapılması muhtemel değişiklikler yüzünden özellikle modern diller ve ekonomi gibi alanların büyük tehditle karşı karşıya olabileceği konusunda uyarıda bulunmuştu.

Liberal Demokratlar'ın 105 üniversiteye yaptığı bilgi talep etme özgürlüğü başvurularına göre, en çok istifa alan kurum 2014-15 yılları arasındaki 171 istifa sayısının 230’a yükseldiği Oxford Üniversitesi oldu.

Bununla birlikte, üniversite çok sayıda AB personelini de işe aldığını ve böylece genel sayıların büyük ölçüde benzer olduğunu belirtti.

Üniversitenin sözcüsü, “AB'nin diğer bölgelerindeki meslektaşlarımızın durumu üniversitemiz için büyük bir endişe kaynağı oldu ve biz zaten burada bulunan veya bize katılmayı umut eden personeli ve öğrencileri rahatlatmak için bu konuda kesin taahhütlerde bulunduk”dedi.

Brexit görüşmeleriyle ilgili yakın tarihli ortak bir raporun, şu anda Birleşik Krallık’ta bulunan akademisyenlerin ve diğer personelin haklarını koruduğunu söyleyen üniversite sözcüsü, “Üniversite en son Brexit anlaşmasından sonra da AB’den gelen ve AB’ye giden akademik yetenekler için serbest dolaşım hakkını savunacak” diye ekledi.

Londra’da bulunan King’s College’dan istifa eden AB’li çalışanların sayısı referandum öncesi 108’den 139’a çıkarken, Cambridge Üniversitesi’nden istifa edenlerin sayısı, bir önceki yıl 153, ve 2014-15 yıllarında 141 iken, 173’e çıktı.

Liberal Demokratlar’a geri dönüş yapan üniversiteler Birleşik Krallık’ın ciddi bir sıkıntı çektiği bilim, mühendislik, matematik ve teknoloji gibi alanlarda çalışan 6 bin 633 akademisyen ile birlikte toplamda 25 bin 400'den fazla Avrupalı akademisyene sahip olduklarını söyledi.

Ayrıca 4 bin 922 akademisyen sağlık bilimleri, hemşirelik veya tıp gibi hayati alanlarda, bin 307’ü de işletme alanında çalışıyor.

AB’li vatandaş haklarına yönelik kampanyalar yapan “üç milyon” sözcüsü Maike Bohn, hükümetin bazı AB akademisyenleri haklarını garanti altına alma konusunda göstermiş olduğu yetersizliği yüzünden "kişisel olarak hakarete uğramış" hissettiğini ve birçok AB’li vatandaşın Brexit’in gelecekleri için ne ifade edeceği konusunda endişe duyduklarını söyledi.

Bristol Üniversitesi ve Oxford'daki Saïd İşletme Okulunda daha önce çalışmış olan Alman vatandaşı Bohn, The Independent'a şunları söyledi: "Sanırım bunun üzerinde zaman gecikmesi göreceğiz çünkü ayrılmadan önce durumun daha da kötüye gidip gitmeyeceğini bekleyen çok sayıda insan biliyorum. Avrupa’da da yeni bir iş bulmak zaman alıyor bu yüzden gecikmeli bir geri dönüş göreceğiz”dedi.

Liberal Demokrat eğitim sözcüsü Layla Moran, “Üniversitelerimizi terk eden AB akademisyenlerindeki bu endişe verici artış, zararlı bir Brexodus'un en son işaretidir” dedi.

Başbakan Theresa May Noel'den önce AB ile bir anlaşma imzaladı ve Mart 2019'a kadar gelen AB vatandaşlarına, beş yıldan fazla bir süre Birleşik Krallık'ta yaşıyorlarsa, yerleşim başvurusunda bulunmalarına izin verileceğini söyledi.

Ayrıca resmi çıkış tarihinden az bir süre önce ülkede yaşamaya başlamış AB vatandaşları, beş yıllık eşiğe ulaşıncaya kadar kalma başvurusunda bulunabilecek.