Aydın DEMİR

Gıda ürünleri üretiminde kullanılan temel hammaddelerdeki fiyat artışları, gıda hilekarlığının her geçen gün büyüyerek kârlı bir sektör haline gelmesine neden oldu. Taklit ve tağşiş yapılan gıda ürünlerinin sayısı, denetimlerin yetersiz olmasından dolayı giderek artarken, gıda hilesi adına kullanılan yöntemler de en az üretim sanayisi kadar yaratıcı ve inovatif hale gelmiş durumda. Şeytanın bile aklına gelmeyecek yöntemler kullanan gıda hilekarları insan sağlığını tehdit eden ürünleri piyasaya sürüyor. Hileli gıda sektörünü yerinde inceleyerek, ne tür hileler yapıldığı ile en çok hangi ürünlerde taklit yapıldığını yerinde inceledik.

BAKANLIK EL ATMALI

Türkiye Ziraatçılar Derneği Genel Başkanı Hüseyin Demirtaş, hileli gıdaların gıda sektörüne maliyetinin 30 milyar TL’ye ulaştığını söylerken, hileli gıdacıların da 10 milyar TL ciroya sahip bir sektör haline geldiğini belirtti. Hileli gıdalar konusunda yapılan denetimlerin yetersiz kaldığını ifade eden Demirtaş, bunun da hilekarlara cesaret verdiğini kaydetti. Türkiye genelinde 575 bin gıda firmasının faaliyet gösterdiğine dikkat çeken Demirtaş, buna karşın 5 bin gıda denetçisinin görev yaptığını aktardı. Gıda terörünün hem ekonomiyi hem de halk sağlığını kemirdiğini kaydeden Demirtaş, Türkiye’de binlerce işsiz gıda mühendisi bulunduğunu, Tarım Bakanlığı’nın bu gençleri istihdam ederek, denetim mekanizmasını genişletebileceği önerisinde bulundu.

AR-GE DAHİ YAPIYORLAR

Gıda sahtekarlarının denetimli üretim yapan firmalar ile yarışır hale geldiğine dikkat çeken Gıda Sağlığı Uzmanı Gıda Mühendisi Nurten Sırma, “Kayıt dışı üretim yapan hilekarlar Ar-Ge merkezi bile kurmuşlar. Tarım Bakanlığı zaman zaman gıda hilekarlarını kamuoyuna ifşa ediyordu. Tüketici güveninde derin yaralar bırakan ve gıda sanayisine olan inancı yerle bir eden bu ifşa listeleri bir süredir ilan edilmiyor. Hileli gıda üreten firmaları açıklama konusunda bakanlık adeta sessizliğe büründü desek yalan olmaz” dedi.

Tarım Bakanlığı’nın denetimlerinden örnekler veren Sırma, 586 gıda firmasının ürünlerinden alınan numunelerin analizinin yapıldığına dikkat çekerek, “Hileli bulunan parti sayısı 965 olarak çıkmıştır. Analizlerde ette tek tırnak (at, eşek eti) hayvan dokusu bulunması, bazı gıda gruplarında olması gerekenlerin dışında katkı maddesi tespit ediliyor. Hileli gıda ürünlerini uzun süre yemek zorunda kalan tüketici zamanla bu tadı kanıksayarak damak tadının aslında o gıdanın orijinalinden çok farklı bir şekle dönüşmesine yol açıyor ve artık orijinal tadı damak yadırgıyor” diye konuştu.

basliksiz-3

Sektörün yarısı kayıt dışı


Ankara Üniversitesi Gıda Güvenliği Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Nevzat Arık ise Türkiye’de gıda sanayisinde yüzde 50 düzeyinde kayıt dışılığın mevcut olduğuna dikkat çekerek, kayıt dışı gıda üretimi yapanların hem ekonomiye zarar verdiğini hem de tüketicilerin sağlığını hiçe saydığını söyledi. En çok gıda hilesinin peynir, tereyağ, bal, kırmızı et, kıyma, sokak sütü ve kaşar peynirinde yapıldığını belirten Arık, tüketicilerin ürün etiketlerini dikkatle okumalarını önererek, “En iyi denetçi tüketicinin kendisidir” şeklinde konuştu.