Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianameye göre; olay günü Ali Ayberk Kahveci evlilik hazırlıkları ile ilgili eksikleri tamamlamak amacıyla evin anahtarını almak için Ayşenur Yılmaz‘ın Esenyurt’daki evine gitti. Ayşenur Yılmaz ve nişanlısı Ali Ayberk arasında gün içinde telefonla tartışmalar yaşandı. Anahtarı almak için Kahveci'nin eve gitmesi üzerine çift arasında tartışma büyüdü. Ali Ayberk, küfür edip nişanlısı Ayşenur’a süpürgenin sopasıyla vurdu.
KUZENE 6 YILA KADAR HAPİS İSTEMİ
İddianamede, mutfağa kaçan Ayşenur Yılmaz, peşinden giden nişanlısına tezgahın üzerindeki bıçakla bir kez vurduğu öne sürülerek daha sonrasında ise yaralanan nişanlısı için dışarıda bekleyen arkadaşlarından yardım istediği ve birlikte hastaneye kaldırılrdıkları belirtildi.
"EVE GİT BIÇAĞI TEMİZLE"
Gelin adayı Yılmaz, hastanedeyken telefonla akrabası Fatih Ardıç'ı arayarak olay yerini ve bıçağı temizlemesini istediği iddia edildi. İddianamede, Ayşenur Yılmaz'ın ''haksız tahrik altında kasten öldürmek'' ve ''şuç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme'' suçundan 12 yıl 6 aydan 24 yıla kadar hapis cezası istendi. Sanık Fatih Arduç ise ''şuç delillerini yok etme , gizleme veya değiştirme'' suçundan 6 aydan 6 yıla kadar hapis istendi.
''NİKAHIMIZA 4 GÜN KALMIŞTI''
Bakırköy 16. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın ilk duruşmasına tutuklu sanık Ayşenur Yılmaz katıldı. Tutuklu sanık Ayşenur Yılmaz savunmasında, ''Ben Ali Ayberk Kahveci ile 1 buçuk yıldır nişanlıydım. Nikahımıza 4 gün kalmıştı. Evimizi yerleştirmiştik. Olay günü de telefonda konuşurken bana bağırdı. 'Neden telefonu açmıyorsun, bakmıyorsun' dedi. Bende sakin olmasını istedim. Bana defalarca ağır küfürler etti. Ben ailemle yaşadığım evdeydim. Evde sadece kuzenim Fatih Arduç vardı, Ali bu eve geldi. Bana saldırıp beni dövdü. Kuzenim araya girmeye çalıştı fakat başaramadı. Ben o arada mutfağa doğru kaçtım. Burada elektrik süpürgesinin sopası ile kafama doğru vuracakken kolumu kaldırıp kafama vurmasına engel oldum. Üzerime doğru gelmeye devam etti. Ben de bu sırada mutfak tezgahı üzerinde bulunan bıçağı aldım. Ancak bu bıçağı sağa, sola sallamadım ve savurmadım.'' dedi.
''HAYALLERİMİZ VARDI''
Savunmasının devamında nişanlısı Ali Ayberk'e 'Beni mi öldüreceksin?' diye soran Ayşenur Yılmaz: ''Benim üzerime çullandığı sırada bıçak ona batmış ben bunu fark etmedim. Kendisi bıçağın battığını söyledi. 'Şaka mı yapıyorsun?' dedim, bana 'hayır şaka değil' dedi. Bir iki adım attıktan sonra yere çöktü. Camı açtığımda arkadaşlarını görüp onları çağırdım. Ali Ayberk’i hastaneye götürdük. Doktorlar öldüğünü söylediler. Ben zaten şoka girmiştim. Kuzenim Fatih'i arayıp suç delillerini yok etmesi için bir şey söylemedim. Ben Ali Ayberk'i çok seviyordum. Hayallerimiz vardı. Öldürmek gibi bir kastım yoktu.'' dedi.
''ALİ AYBERK GAYET MUTLUYDU''
Olay günü Ali Ayberk Kahveci’nin yanında olan arkadaşı Deniz Ürek duruşmada tanık olarak dinlendi. Ürek olay hakkında, ''Olay günü Ali Ayberk beni arayarak arabayla nişanlısı Ayşenur Yılmaz'ın bulunduğu eve gitmek istemişti. Ali'yi alarak söylediği adrese gittik. Ben kapıda bekledim, Ali Ayberk ise yukarı çıktı. 15 dakika kadar sonra bir ses geldi. Ayşenur'un kardeşi olduğunu zannettiğim şahıs 'Abi yukarıya gelir misiniz?' dedi ve aşağıya inip kapıyı açtı. Yukarı çıktık ve Ali Ayberk'in kanlar içinde olduğunu gördük. Panik yapıp ambulansı çağırmadan kendimiz hastaneye götürdük. Biz hastanedeyken sanık Ayşenur benim telefonumdan evde kalan, bizi yukarı çağıran kişiyi arayarak 'Ortalığı temizler misin, annemler gelecek' dediğini duydum. Ayşenur bize şakalaşma sırasında bıçağın Ali'yi sıyırdığını da söyledi. Ayşenurlara giderken aralarında herhangi bir telefon görüşmesi olmadı. Ali gayet mutluydu.'' şeklinde konuştu.
BABASI TANIKLIK YAPMAK İSTEMEDİ
Duruşmada sanık Ayşenur Yılmaz’ın babası Şerafettin Yılmaz ise tanıklıktan çekilme hakkını kullanarak tanıklık yapmadı. Mahkeme, eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.
