“2007’nin kasım ayında TRT Genel Müdürü olarak çalışmaya başladım. O tarihte Başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan benden İçişleri Bakanlığı mülki idareden birkaç kişiyi TRT’ye alarak burada yetiştirmemi emretti. Bunun üzerine İçişleri Bakanı olan Beşir Atalay’a durumu arz ettim. Atalay çalışma arkadaşlarına sorup bize ileteceğini söyledi. Daha sonra Ahmet Koyuncu’nun ismi öne çıktı ve biz onu talep ettik. Tam tarihini hatırlamamakla birlikte Ahmet Koyuncu ile ilk olarak TRT’nin Eğitim Daire Başkanlığı’nda çalıştırmaya başladık.”

‘KİMSE BENİ UYARMADI...’

“DAHA sonra Koyuncu, İdari İşlerden sorumlu genel müdür yardımcısı oldu. Ben TRT’ye personel alımı işini komisyonlarım aracılığıyla yürüttüm. Bu alımların yapıldığı zamanlarda FETÖ’nün varlığı bilinmiyordu. Ahmet Koyuncu’nun referansı ben değildim. Kendisinin ismi TRT’ye alınması için İçişleri Bakanlığı’ndan kurumumuza gelmiştir. Koyuncu’nun FETÖ silahlı terör örgütüyle irtibatlı olduğuna dair bana herhangi bir yerden veya kişiden herhangi bir bilgi ve belge gelmedi. Koyuncu’yu çocuklarının ve özellikle oğlunun hiperaktif bir yapıya sahip olması sebebiyle TRT’deki görevinde verimli olamayacağı düşüncesi ile görevden aldım.”

‘İSİM ÖNERİR, ISRAR ETMEZDİ’

“TRT’de Koyuncu’nun naklen veya açıktan personel atama yetkisi yoktu. Kendisi görev tanımı gereğince bana başarılı gördüğü personel alımı konusunda tekliflerde bulunurdu ancak illa bu kişi alınacak demezdi. Kamuoyunda çalıştığım dönemde alınan personelin yüzde 80’inin FETÖ mensubu olduğu iddia ediliyor. Benim dönemimde 2000-2500 arası personel alındı ancak şuanda ihraç edilen kişi sayısı yüzde 80’e teka bül etmiyor. Tüm iş ve işlemlerimi TRT’nin yönetmeliklerine göre yaptım. Kanun dışı hiçbir işlem yapmadım. Tek amacım dünya çapında izlenebilir bir TRT oluşturmaktı.”