Şeyma Ulusoy/İSTANBUL

İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü, Bakırköy Kartaltepe'de bulunan ve tabelasında 'psikoloji merkezi' ibaresi bulunan bir iş yerinde denetleme yaptı. Yapılan denetimde G.S. adına kayıtlı iş yerinde part-time danışmanlık hizmeti verildiği görülürken, iş yerinin Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, belediye veya herhangi bir kurumdan alınmış iş yeri açma ve çalışma ruhsatının olmadığı tespit edildi.

SEKRETER SEMİNER VERMİŞ!


Denetimler sırasında merkezde sekreter olarak çalışan M.S.’nin iş yerinde "Anne-Çocuk eğitimleri ve seminerler" verdiği öğrenildi. Öte yandan P.H., A.K., A.S., T.K., N.B.K., H.A., A,E.U., Ü.Ç., isimli kişilerin part-time psikolog olarak çalıştıkları tespit edildi.

MÜHÜRLENDİ KONU SAVCILIĞA TAŞINDI


Psikolojik danışmanlık merkezi mühürlenip kapatılırken savcılığa suç duyurusunda bulunuldu. Merkezin sahibi olarak görünen G.S. ve merkezde psikolog olarak görev yapan A.S., A.E.U., N.F.B., T.K. ve Ü.Ç., isimli psikologlar hakkında “Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun’a aykırılıktan iki yıldan 5 yıla kadar hapis cezası istemiyle asliye ceza mahkemesine dava açıldı. Savcı, merkez ile ilgili adı geçen diğer şüpheliler P.H., H.A., A.K. hakkında 1219 sayılı Kanuna Aykırılık suçundan kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi

Davanın ilk celsesinde sanıklardan Ü.Ç., savunmasında” Ben suçlamayı  kabul  etmem. Yönetim danışmanı olarak çalışırım. Dava konusu iş yeri ile ilgim yoktur. Psikoloji üzerine master ve yüksek lisansım vardır. A. hanımı eğitimlerden tanırım. Kendisi ile iş yerine kurumsal yönetim danışmanlığı vermek için konuşmuştuk. Fakat böyle bir hizmet vermedim. Hayatımda hiçbir zaman psikolog veya psikiyatr olarak görev yapmadım.” dedi.

Kaçak olduğu ortaya çıkan psikoloji merkezi kişi başı 60 liradan seminer hizmeti de sunuyordu. Kaçak olduğu ortaya çıkan psikoloji merkezi kişi başı 60 liradan seminer hizmeti de sunuyordu.


Sanıklardan  A.S. ise; “Ben klinik psikolog olarak çalışırım. Bu şirket annem G.S. adına kayıtlıydı. Bu olaydan sonra kapandı. Dava konusu yerde ailelere eğitimler verdim. Psikolog sıfatı ile bu hizmeti verdim.  Psikolojik danışmanlık eğitimim vardır. Sanık Ü.'nün savunması doğrudur.  İş yerimizde hiç çalışmamıştır.  Çalışmadığı gibi hiç bulunmamıştır.  Diğer sanıklar T.K. ve N.F. B. süpervizyon yaptığımız kişilerdir.  Zaman zaman vaka ve bilgi paylaşımı yaptık. Sağlık hizmeti sunmadılar. Ruhsat için başvurulmuştu.  Fakat evraklar kaybedildiği için ruhsatı veremediler.  A.E. U. sadece bir gün bir danışanla görüşmüştür.  O da klinik psikologdur. Ben de sağlık hizmeti vermedim. Sadece ailelere seminer verdim. Atılı suçu işlemedim. Beraatımı istiyorum.” Şeklinde savunma yaptı.

Klinik psikolog olarak üniversitede çalıştığını belirten sanık T.K.' da; “Dava konusu iş yerinde de eğitsel faaliyetleri planlamak ve süpervizyon desteği için bir araya geldik. Ben orada sadece A. hanımı tanırım. İşi de ondan aldım. Ben danışma yapmadım. Sağlık hizmeti vermedim. Yaptığım iş karşılığında ücret de almadım. İş yerinin ruhsatı olup olmadığından haberim yoktu.” diyerek kendisini savundu.

Bir üniversitede araştırma görevlisi olarak çalışan N.F.B., “Psikoloji mezunuyum. Benim dava konusu iş yeri ile bir bağlantım yoktur. Bir kere vaka paylaşımı için toplanılmıştı. A. hanım beni çağırmıştı. Oraya vaka paylaşımı için gittim. Para almadım. Danışanlara sağlık hizmeti vermedim. İş yerinin ruhsatı olup olmadığı konusunda bilgim yoktur.” dedi.

Klinik psikolog olarak görev yapan A.E.U da savunmasında şunları söyledi; “Dava konusu iş yerinde birkaç kez danışan olarak görüştüm.  Bunun karşılığında ücretimi iş yerinden aldım. Ben dava konusu iş yerine A.hanımın annesinin işlettiğini biliyorum.”