Sevgili okurlarım, Recep Tayyip Erdoğan çok sayıda görev üstlenmiş durumda. Bir yanda “Tarafsız (!) Cumhurbaşkanı”, öbür yanda ise partisinin genel başkanı.
Her gün her konuda çeşitli polemiklere giriyor, karşıtlarını en ağır bir dille suçluyor, istediği gibi ve özgürce konuşuyor.
Kendisi ne derse desin, ne yaparsa yapsın, hakkında dava açmak mümkün değil. Anayasal dokunulmazlığı var.
Ama onun herkesten şikayetçi olma ve dava açma özgürlüğü var.
Büyük bir hukuk çelişkisidir.
Burada yazdığım çeşitli yazılar nedeniyle hakkımda 30 dolaylarında Cumhurbaşkanına hakaret davası açıldı.

* * *

Çeşitli zamanlarda savcılığa gidip ifadeler verdim.
Dava açıldığı takdirde bir ifade de mahkemede verdim.
Size şu kadarını söyleyeyim, isterseniz inanmayabilirsiniz, o yazıların hiçbirinde Cumhurbaşkanına hakaret falan yoktu.
Amaç bizleri korkutmak ve sindirmekti.
Nitekim bazı şikayet dilekçeleri için savcılıklar takipsizlik kararları verdi, dava açılan bazılarında ise mahkemelerde beraat ettim.
Ancak bunlar zaman alıcı işlemlerdi... Zamanımın çoğunu adliye koridorlarında geçirmek zorunda kaldım.
Sadece ben değil, (Türkiye genelinde sayısını tam olarak bilemiyorum ama) binlerce kişi hakkında Cumhurbaşkanına hakaret davaları açıldı.
Her kesimden nice insanlar tutuklandı.
Son olarak bir davadan daha beraat ettim. Elime henüz ulaşan bir mahkeme kararını, bir örnek olması nedeniyle şimdi sizlerle paylaşıyorum.
Hukukçu olmayan okurlar bile, biz gazetecilerin hangi davalarla nasıl uğraştırıldığını bu beraat kararından anlayacaktır. Ankara 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin kararını özetliyorum:

* * *

“Suç: Cumhurbaşkanına Hakaret
Suç tarihi: 12 Mayıs 2015
Suç yeri: Ankara
Karar tarihi: 25 Ocak 2018
Yukarıda açık kimliği yazılı sanık hakkında mahkememizde yapılan duruşma sonunda GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Sanık hakkında düzenlenen 16/06/2015 tarihli iddianame ile Sözcü Gazetesi’nin yazarı olduğu, 12/05/2015 tarihli SÖZCÜ Gazetesi’nde yayınlanan “Ama o hırsız değildi” başlıklı köşe yazısında sarf ettiği  “Evren ve askeri yönetim, o yönetimin bakanları asla hırsız değildi... Çalıp çırpmadılar...”
“Kendilerine SARAYLAR yaptırmadılar. SARAYLARDA yaşamadılar... Çünkü devlet yönetimini ele geçirdikten sonra aile boyu hırsızlık, yolsuzluk yapacak kadar ‘namussuz ve ahlaksız’ değillerdi’ şeklinde sözlerle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı kastederek kendisini  “Hırsızlık, namussuzluk ve ahlaksızlıkla” itham ederek hakarette bulunduğu iddia olunarak TCK’nın 299/1-2, 53 (Cumhurbaşkanına hakaret) maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.”

* * *

“Sanık savunmalarında yazısının amacının önceki cumhurbaşkanlarından Kenan Evren’in vefatı sonrasını iyi ve kötü yönleriyle ele alan ve kendince bunları yazıya döktüğü bir düşünceye yönelik olduğunu, onun hırsızlık yapmadığı, çalıp çırpmadığı, kendisine saraylar yaptırmadığı yönünde bir yazı olduğunu, müşteki (şikayetçi) Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın adının yazının hiçbir yerinde geçmediğini, ima yolu ile dahi herhangi bir satırda vurgu yapılmadığını, Cumhurbaşkanına yönelik bir hakaret kastıyla kesinlikle hareket etmediğini, beraatını istediğini, şikayetten vazgeçme olması halinde kabul ettiğini söylemiştir.”

* * *

Müşteki vekili (Erdoğan’ın avukatı ise) yazılı beyanlarında ve şikayetinde, sanığın yazdığı yazının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef aldığını ve ona yönelik olarak yazdığını, yazıdaki sözlerin Cumhurbaşkanına hakaret niteliğinde olduğunu beyan etmiştir...
SÖZCÜ Gazetesi’nin 12/05/2015 tarihli nüshasının 5. sayfasında yer alan ve sanık tarafından kaleme alınan “Ama O Hırsız Değildi “ başlıklı köşe yazısının bütününün incelenmesinde, yazının daha önceden 12 Eylül Askeri darbesi sonrası Cumhurbaşkanı olarak görev yapan Kenan Evren’in 09/05/2015 tarihindeki ölümü üzerine yazıldığı ve Kenan Evren’in görevde bulunduğu süre içerisindeki hareket, davranış ve kişilik özellikleri üzerine olumlu ve olumsuz değer yargıları niteliğinde değerlendirmelerde bulunulduğu, bu değerlendirmeler sırasında Kenan Evren ve askeri yönetiminin asla hırsız olmadıkları, devlet yönetimini ele geçirdikten sonra aile boyu hırsızlık yolsuzluk yapacak kadar namussuz ve ahlaksız olmadıkları, devletin parasını, devletin olanaklarını bir gün olsun kendisinin ve ailesinin maddi çıkarları için kullanmadığını, Turgut ÖZAL’ın partisi ANAP’ın iktidar olmasından sonra hırsızlık, yolsuzluk, vurgun, rant elde etme sürecinin kapılarının açıldığını, Kenan Evren ve yönetiminin çalıp çırpmadıklarını, malı götürmediklerini, ülkeyi yağma etmediklerini ve ettirmediklerini belirttiği ve ayrıca kendilerine saraylar yaptırmadıklarını, saraylarda yaşamadıklarını, kendilerine saraylar yaptıracak kadar görgüsüz de olmadıklarını, görev süreleri bittiğinde kendi mütevazı evlerine çekildiklerini, kendi değer yargılarına göre yorum yaparak dile getirdiği görülmüştür.”

* * *

“Yazının bütününün incelenmesinde eski cumhurbaşkanlarından Kenan Evren’in ölümü üzerine ve hemen akabinde yazılmış güncel bir yazı olduğu ve Kenan Evren’in niteliklerini, kişilik özelliklerini sanığın kendince bir değer yargısı süzgecinden geçirerek aktardığı, bu nitelikleri ifade ederken “Çünkü devlet, yönetimini ele geçirdikten sonra aile boyu hırsızlık, yolsuzluk yapacak kadar namussuz ve ahlaksız değillerdi” şeklinde ifadede bulunurken bu sözlerde doğrudan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik ve onun adının ya da makamının geçtiği bir ifadenin yer almadığı, genel olarak yazılmış ibareler olduğu, bu ibarelerde her hangi bir kişi, kuruluş ya da makamı gösteren ifadelerin bulunmadığı, yazıda saraylardan bahsetmiş olmasının hakaret içeren, hırsızlık, yolsuzluk, namussuzluk ve ahlaksızlık ifadelerinin de Cumhurbaşkanına yönelik olduğunu göstermeye yeterli olmayacağı, zira yazının bütününde ANAP iktidarı döneminde hırsızlık, yolsuzluk, vurgun kapılarının açıldığının belirtildiği, bu nedenle suçlamaya konu hakaret sözlerinin hangi döneme ve kime yönelik olduğunun kesin olarak tespitinin mümkün olmadığı, bunun yorum yoluyla Cumhurbaşkanına yönelik olduğunun kabul edilemeyeceği, kaldı ki hakaret içeren sözlerin bulunduğu yazı bölümündeki anlatımın Kenan Evren ve onun askeri yönetiminin ahlaki niteliklerine yönelik olduğu, bu şekilde sanığın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a karşı hakaret kastıyla hareket ettiğinin sabit olmadığı anlaşılmakla, sanık Emin Çölaşan’ın Cumhurbaşkanına hakaret kastıyla suça konu yazıyı yazdığı sabit görülmediğinden üzerine atılı Cumhurbaşkanına hakaret suçundan BERAATİNE... 25 Ocak 2018.”