Cari açık, dış ticaret açığı, büyüme, faiz oranları falan hikâye... Tavuk dönerdir Türkiye’nin esaslı gerçeği...
Yıllardır toplarım, çarparım, bölerim, çıkartırım, dört işlemin anasını ağlatırım lakin yarım ekmek tavuk döner ile kutu ayran birlikte nasıl üç liraya satılır dersen orada kalırım.

* * *

Hem de İstanbul’da... Gidin iskelelere, bakın büfelere tavuk döner her köşede... Üç lira ödersiniz öğlen yemeğine...
Hesap bir türlü tutmaz. Bir tas çorbanın beş lira olduğu yerde üç lira olur mu tavuk döner ayranıyla birlikte? Çalışanın maaşı var, elektriği, suyu var. Vergisi, stopajı, kirası var. Hepsi kar olsa kaç yazar? Üç liraya başka yiyecek mi satıyorlar? Sahi ne yediriyor bunlar.

* * *

Ne etidir çok da belli değildir... Kimse gıda kontrolü yapmaz, ne satılıyor diye bakmaz. Muhtemelen tavuk diye yediğin sakatattır, kıkırdaktır, deridir. Lakin lezzetlidir.
Ucuz yollu hayatta kalma yiyeceği, memleketin vazgeçilmezi... Yine de ilginçtir, sigara gibi de bağımlılık yapar. İnsanı fena alıştırır. Halk kahramanıdır, karın doyurur, öğün atlatır.

* * *

Bundan 20 yıl önce, döner denince, akla “et” gelirdi sadece... Et fiyatları depreşti, insanlar fakirleşti. Tavuk döner oldu sokakların vazgeçilmezi. Fiyat-performans oranıyla cezbetti herkesi... Eskiden öyle miydi?
Zira tavuk döner Türkiye’nin son yirmi yılının özeti... 90’lı yılların sonunda yaygınlaşmaya başlamasıyla oldu ülkenin milli yiyeceği, ekonominin bir numaralı göstergesi...

* * *

Koskoca bir yemek kültürünün çaresizlikten gelip düştüğü hale bak... Kuru fasulyeydi fakirin sofrasının hası... Şimdi onunla bile açıldı arası...
“Et döner dururken tavuk döner yenir mi?” diyorlar. Et fiyatları durmuyor ki! Çoğu kıymadan yapılıyor zaten... Onu bile kaldırmaz bütçen.

* * *

Et bildiğin zengin işi... Tavuk döner öyle mi? Fukara dostu, öğrenci yemeği... Girin bir semte bakın büfelerde satılan yiyeceklere...
Et döner yoksa devasa tavuk dönerler kesiliyorsa anlayın ki gariban yerdesiniz.

* * *

Tabureye oturup yerken ikinciyi söyleyip söylememe konusunda tereddütteysen, seni kim buna mahkûm etti bir düşünsen...
Saman, et, zeytinyağı bile ithal ederken, yönetici ithal edemeyeceğimize göre, işte o zaman ilk adımı sen atacaksın. Kafanı kaldıracaksın. Yol, köprü ile karnını doyurmayacaksın!