Kuruş kuruş ekliyor.  12 kuruşluk zammı da yokladı, litresi 6 liraya dayandı.  Benzinden sonra doğalgaza da zam biner. Enflasyon çift hanede kalıcı olur.  Fakirler, ücretle çalışanlar,  işsiz aileler daha çok zorlanır.
Kökünde vergi  var.
İsrafçı bir yapı oluştu.
Bol kepçe harcıyor.
Çok pahalıya mal ediyor.
Çok müsrifçe işletiyor.
Fatura hepimize “zam adı altında gizli vergi artışı” olarak biniyor.  Yaza yaza bir hal olduk: Köprü yapılmasına karşı değiliz. Çok pahalıya yapılmasına karşıyız.  Osmangazi Köprüsü, benzerleri içinde dünyanın en pahalı köprüsü oldu; yaklaşık 7 milyar dolara (6.9) mal oldu.  Üzerinden yılda 6.1 milyon araç geçmesi öngörüldü.  Geçiş garantisi de verdiler. Yıl sonunda “garanti edilen 6.1 milyon araç” geçmeyince Hazine’ye 1.4 milyar dolar yük bindi. Köprüyü yapan inşaat şirketleri, onlarla dost akraba siyasetçilerin, aracı komisyoncuların köprü yaptırma üzerinden kurdukları  “halkı hortumlama”  benzin zammı ile gizlenir oldu.
Adı zam.
Aslı vergi.

* * *

2017 yılı vergi hedefi:
511 milyar TL konulmuştu.
2017’de  toplanan vergi:
536 milyar TL oldu.
25 milyar TL fazla toplandı.
Hem çok vergi topluyor.
Hem geçmişimizi satıyor.
Devletin malını, mülkünü, arsasını, limanını, fabrikasını, imtiyazlarını “özelleştirme “adı altında yerli ve yabancı  özele  geçirmenin kabaca adı: geçmişimizi satmaktır. 2003’den 2017’ye 72 milyar dolarlık özelleştirme yapıldı. İsraf o kadar büyük ki, geçmişi satmak da yetmiyor. Başta devlet, toplumun her kurumuna “israf” yayıldı: İstanbul Belediyesi’nde eski başkan gönderilip,  yenisi getirilince 6 metro istasyonu ihalesi iptal edilmişti. İptal gerekçesi için “çok pahalıya ihale edilmiş” dediler. Ne kadar pahalıya, sorumlusu kim, hırsızlık mı var, hakkında neden soruşturma açılmadı? Cevap veren çıkmadı. Yeni belediye başkanı, “iptal edilen 6 metro hattına 3.3 milyar lira ödenek ayrılmasını”  karara bağladı.
İsraf yarışı korkunç.
Gelen,  gideni geçiyor.

* * *

İsraf mikrop gibi bulaşıyor.
S. Eyyubi Üniversitesi vardı.
Urfa Bulvarı üzerindeydi.
Tertemiz bir yapıydı.
Kapatıldı.
Öğrencileri Dicle Üniversitesi’ne aktarıldı. Dicle Üniversitesi şişirildi, balon irileşti. S. Eyyubi Üniversitesi’nin binası bir süre boş kaldı. Önünden geçenler bir gün baktılar ki, “İdare ve Maliye Mahkemesi” olmuş. İdare ve Maliye Mahkemesi daha önce Adliye Sarayı içindeydi.
Yeterliydi bina.
Hizmetler yürüyordu.
Kim aracı oldu?
Kim ne komisyon aldı?
Bölgede avukatlar, noterler yerli marka arabalarını yeniledi; yerli otomobillerin yerini Mercedesler, Audiler, BMW’ler aldı. Mercedes, yerli ve milli değer oldu.
Dayama, döşeme.
‘Müdür’e oda.
‘Şef’e oda.
Daire Başkanı’na oda.
Sekreterlere ayrı oda.
Eskiden devlet daireleri DMO’dan  alınan eşyalarla döşenirdi. Günümüzde mobilya mağazaları “devletin israfı” sayesinde bayram ediyor.

* * *

Benzinin içindeki vergiye kulak ver; sana anlatıyor:  Bu israf, bu savurganlık ülke batırır. Abdülmecit, Abdülaziz saraylar yaptırdı.  Aldığı borcun ana parası bir yana faizini bile ödeyemedi. Osmanlı battı.  Borcu Türk milleti 1950 yılına kadar ödedi. O saraylar şimdi yine dış borç alınarak, Yeni Osmanlı oluyoruz denilerek israflarla yenilenip, döşeniyor.