Çok ayıp; çünkü Alman gazetesi Die Welt’in Türkiye Temsilcisi  Deniz Yücel, iddianame yazılmadan bir yıl cezaevinde tutuldu. Çok ilginç; çünkü henüz mahkemesi görülmemiş, suçlu bulunmamış gazeteci Deniz Yücel’i iktidar yakını gazete yazarları “suçlu... casus...” ilan ettiler, bir yıl boyunca sözle ve yazıyla ağır saldırı altında tuttular. Çok düşündürücü; çünkü Başbakan Yıldırım, Alman Başbakanı Merkel’i ziyarete gitti. Görüşme sonrası kendisine gazeteci Deniz Yücel’in durumu soruldu. Başbakan Yıldırım, “kısa sürede bırakılır” dedi. Başbakan’ın bu sözü üzerinden 24 saat geçmeden Deniz Yücel serbest bırakıldı.
Çok ayıp!
Çok ilginç!
Çok düşündürücü!
Ve çok korkutucu!
Hukuk hımara girmiş.

* * *

Hımar, Arap örf adetlerinde kadınların elleri ve gözleri dışında vücutlarının görünmeyecek şekilde giydikleri siyah kara çarşafın adı. Şu günlerde Türkiye’ye sığınmış“ Mısırlı hımarlı bir kadının” başından geçen çok ayıp, çok ilginç, çok düşündürücü olay kulaktan kulağa yayılıyor:
“Mısır’dan 2017 yılı Kasım ayında Konya’ya geldim. İkametgâh izni için Konya Göç İdaresi Müdürlüğüne gittim. İsmini bilmediğim Yemenli bir kadın yanıma gelip benim işimi kurum yetkilisinin çözebileceğini söyledi. İsminin Ahmet B. olduğunu öğrendiğim Göç İdaresi yetkilisinin yanına çıktım. Kimlikte resmin bana ait olup olmadığını teşhis etmesi gerektiğini ve yüzümdeki peçeyi açmamı istedi. Açtım. ‘Tamam, sensin sana yardımcı olacağım sen şimdi git’ dedi. Saat 18.30 sıralarında evime geldi. İkisi kız biri erkek çocuklarım kendi odalarına geçti. Bu sırada bana ‘Sen çok hoşuma gittin senle evlenmek istiyorum‘ dedi. Şaşırdım. Hiçbir şey demedim. Sonra kalkıp gitti. Ne yapacağımı bilemedim. Konya Göç İdaresi Müdürü ertesi gün saat 11:00 sıralarında tekrar arayarak evime geleceğini söyledi. 5-6 dakika sonra kapı çaldı. Kapıyı açtığımda kendisi karşımdaydı. Eve girdi. Bir süre oturdu. Kızım mutfağa çay almaya gittiğinde ‘benimle birlikte olmak istediğini’ söyledi. Çok korktum. İki kızımı yanıma alıp Ankara’ya gittim. Burada bir ev tutup oğlumu ve eşyalarımı almak için tekrar Konya’ya döndüm. Cuma günü evde akşam namazı kılarken kapı çaldı. Oğlum kapıyı açmış. İçeri girdiğimde Ahmet B. oturuyordu. Oğluma para verip bakkala gönderdi. Yanıma yaklaşıp ‘Bak şimdi yalnızız seni açık görmek istiyorum. Saçlarını, tenini görmek istiyorum’ dedi. Bu sırada oğlum gelince geri çekildi. 1 saat daha oturup gitti. Cumartesi günü ben evde yalnızken Konya Göç Müdürü Ahmet B. saat 12.30 sıralarında evime geldi. Kapıyı açtım. İçeri girdi. Hemen oğluma polisi araması için mesaj attım. Yaklaşık 10-15 dakika sonra oğlum Kerem ile polisler eve geldi. Odada oturan Ahmet B.’yi polisler alıp götürdü. Kendisinden şikâyetçi oldum”

* * *

Kulaktan kulağa Türkiye’ye yayılan bu haber; bizim SÖZCÜ Gazetesi’nde hafta başında yayınlandı. Haberde adı geçen Konya Göç İdaresi Müdürü Ahmet B... iktidar partisinden bir milletvekilinin kardeşi çıktı. Milletvekilinin kardeşi bu yüksek bürokrat poliste sorgusu yapıldıktan sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Onun serbest bırakılmasını takip eden günlerde Cumhurbaşkanı’nın eşi Emine Erdoğan, onur konuğu olarak katıldığı AFAD toplantısında; “Yaklaşık 7 yıldır, kadınları evsizliğe, çocukları anne babasızlığa, insanları vatansız komaya mecbur bırakan dünya düzeniyle karşı karşıyayız... İnsanlığı düştüğü yerden kaldıracak bir vicdan devrimi yapmak zorundayız...” dedi. Mısırlı hımarlı çaresiz kadına sevişme karşılığında ikametgah vermeyi teklif eden yüksek devlet bürokratı Konya Göç İdaresi Müdürü de tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldığı için Emine Hanım’ı dinlemeye gelmişti. Alkışlayanlar arasında onu görenlerin yalancısıyım!
Çok düşündürücü!