Evvel zaman içinde kalbur saman içinde pireler berber iken bir varmış, bir yokmuş.
Bir ülke varmış.
Bu ülkede liderler:
Milli değerler.
Yerli değerler.
Dini değerler.
Diye bağırırlarmış.
Ülkede yine de alametler belirmiş:  İşsizler, umutsuzluğa düşüp kendilerini yakmaya başlamışlar. Hakimler de adaleti ateşe vermeye koyulmuşlar.

* * *

Masal değil bu!
Bu ülkede Sıtkı Aydoğan adında 39 yaşında bir işçi, bir gün Büyük Millet Meclisi kapısına geldi, elinde bir bidon  benzini başından aşağı döktü ve kendini yaktı.
15 yıllık kalıpçı ustasıydı.
5 yıl önce Ankara’da bir büyük firmada taşeron işçi olmuştu. İnşaatının üçüncü katından düştü.
Omuriliği zedelendi.
Bir ay hastanede yattı.
Firmadan geldiler.
“Şikayetçi olma” dediler.
Sana ev alacağız.
Altına otomobil çekeceğiz.
Sözü verdiler.
Ne ev alındı, ne araba.
Hastaneden çıktı.
İşten de attılar.
İş bulamıyordu.
Mahkemeye gitti.
Tazminatını istedi.
Firmayı dava  etti.
BİRİNCİ HAKİM:
Davayı bitirmedi.
Değişti.
İKİNCİ HAKİM:
Davayı bitirmedi.
Değişti.
ÜÇÜNCÜ HAKİM:
Davayı bitirmedi.
Değişti.
DÖRDÜNCÜ HAKİM:
Davayı bitirmedi.
Değişti.
BEŞİNCİ HAKİM:
Davayı bitirmedi.
Değişti.
ALTINCI HAKİM:
Davayı bitirmedi.
Değişti.

* * *

5 yıldır mahkeme sürüyor, 6 hakim değişti fakat kalıp ustası işçi Sıtkı’nın milyarder işverenin firmasından istediği yasal hakkı “tazminat” için hakimlerden karar bir türlü çıkmıyordu.
İşsiz Sıtkı!
Bu kara lekeyi!
Adalete yakıştıramadı.
Meclis önüne geldi.
Tuttu, kendini yaktı.
Aslında Meclis kapısı önünde işçi Sıtkı’nın kavrulan etinde adaletin bizzat kendisi alev almış yanıyordu.
Kara vicdan!
Kapkara duman altında.
Gizlenmiş bakıyordu.
Hakimler hiç oralı olmadı.
İktidar liderleri:
Milli değerler.
Yerli değerler.
Dini değerler.
Diye bağırdılar.

* * *

Evvel zaman içinde kalbur saman içinde pireler berber iken bir varmış, bir yokmuş.
Bir ülke varmış.
Masal değil, gerçek.
Anayasa Mahkemesi karar aldı.
Ağır Ceza Mahkemesi dinlemedi.
Üst mahkeme!
“Adalet”  dedi.
Alt mahkeme!
“Tanımıyorum.”
“Yerine getirmiyorum” dedi.
Adalet, adaleti yaktı.
Hakim, hukuk kitabını ateşe verdi.  Ülkede,  hakimlerin adaletin terazisine değil iktidar liderinin ağzına bakar olduğu söylenir, yazılır oldu.
Bir varmış, bir yokmuş.
Adalet, hem varmış.
Hem yokmuş.
Hukuk, hem varmış.
Hem yokmuş.
Hakim, hem varmış.
Hem yokmuş.

* * *

İşsiz Sıtkı, adalet aradı.
Bulamadı.
Benzin alevinde kendini yaktı.
Hakim, adaleti ateşe verdi.
Ülkede alametler belirdi.