CHP’nin hukukçu milletvekili Haluk Pekşen, satır aralarında kalan konuları irdeleyip soru önergesiyle, TBMM’de yaptığı konuşmalarla, basın toplantılarıyla gündeme getiriyor. Pekşen’in son dönemde üzerinde en çok durduğu da Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ) Kurumu ile ilgili yolsuzluk iddialarıydı.

Eğer dikkatlice okunursa, Sayıştay’ın 2015 ve 2016 yıllarına ait raporlarında Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı aracılığıyla dağıtılan kömürle ilgili önemli yolsuzluklar olduğu belirtiliyor. Trabzon Milletvekili Pekşen, “TKİ Yönetim Kurulu kararı olmadan, sanki yönetim kurulu kararı varmış gibi sahte kararlarla birtakım firmaların kayırılmasıyla ilgili önemli tespitler var” diyor.

SAHTE KARARLAR, PLAKALAR

Usulsüzlükler, kayırmalar TKİ’nin geçen yıl 226 milyon lira zararına neden oldu. Pekşen’in anlatımına göre bir firmayı kayırmak adına hayali kararlar alırsanız, kömür çıkarılmaya hazır saha için tonu 67 liradan firmaya devreder, onlar da bir ton kömürü 420 liraya satarsa TKİ niçin zarar etmesin?

Halka 2.2 milyon ton kömür dağıtılıyor, bunun için ihale bile yapılmayan işler oluyor. Yönetim kurulu kararı olmadan, sanki yönetim kurulu kararı varmış gibi 52 dosya işlem görüyor. Bunlar Sayıştay raporunda belirtiliyor, CHP’li Haluk Pekşen de açıklıyor.

Bakın, bin 30 kamyonla kömür dağıtılmış gibi gösteriliyor. Kamyonların plakaları da yazılıyor. Ancak incelendiğinde plakaları belirtilen kamyonların hiç olmadığı, plakaların motosikletlere, otomobillere ait olduğu anlaşılıyor. Yani plakalar da sahte. Öyle sahtekarlıklar yapılmış ki, örneğin üzerinde 20 ton kömür yüklü gösterilen araçla bir günde tam 2 bin 700 kilometre yol kat edilmiş. Pes doğrusu...

BÜYÜK OPERASYON BAŞLATILDI

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, TKİ’de büyük bir operasyon başlattı. Hepsi için yolsuzluk iddiaları diyemeyiz ama bazılarının görevden alınmasında kuşkusuz Sayıştay raporunda yer alan, Pekşen’in de gündeme getirdiği konular etkili olmuş olabilir. Ne mi oldu?

Genel Müdür Yardımcıları Mustafa Özdingiş, Muammer Bulut, Ömer Sezgin, Abdurrahman Murat, Tuğrul Alpar görevlerinden alındı. Mehmet Uygur ve Burhan Ayar vekaleten genel müdür yardımcılıklarına getirildi. 11 daire başkanı da alınan kadroyla müfettişliğe verildi. İlk kez bu kadar zarar eden, Sayıştay raporunda önemli iddialarla gündeme gelen TKİ, belki o uyarılardan ders çıkarır.

Milli Eğitim’in skandal sınavı


Milli Eğitim Bakanı değiştikçe, gelen bakan bir öncekinin uygulamasını ya değiştiriyor ya da kaldırıyor. O yapmazsa bile Danıştay bakanlığın yasaya aykırı birçok uygulamasını durduruyor.

AKP döneminde, Milli Eğitim Bakanlığı’nın deneyimli müfettişlerini etkisiz hale getirmek, emekliliğe zorlamak için yasal düzenlemeyle bakanlık müfettişleri de il müdürlüklerine bağlı “Maarif Müfettişi” adını aldı. Türkiye genelinde görevli 2 bin 304 maarif müfettişi arasından 500’ünün yeniden oluşturulması planlanan Bakanlık Maarif Müfettişliği’ne atanmaları öngörüldü. Özlük hakları açısından daha iyi olan bakanlık müfettişliğine geçmek için kılavuzdaki koşullara uyan bin 960 maarif müfettişi mülakata alındı.

BÖYLE MÜLAKAT OLUR MU?

Sonuçta, mülakata katılan iki kişi hariç herkese 70’in üstünde puan verildi ve “mülakatta başarılı oldunuz” denildi. Bazı müfettişler ise kılavuzdaki hükümler nedeniyle sınava alınmadı. Sonra kılavuzda düzenleme yapılıp bir daha sınav açıldı. Hoş, mülakatta başarılı sayılan bin 958 müfettişten de 500’ünün Bakanlık Maarif Müfettişliği’ne ataması yapılabildi. Çünkü o kadar kadro alınabilmişti. İyi de sizin kanunda olmayan ama kılavuzda belirtilen maddelerle de mağdur ettikleriniz var.

Tüm Eğitimciler ve Eğitim Müfettişleri Sendikası, konuyu Danıştay’a taşıdı. Kılavuzun “Mülakata Başvuruya Engel Durumlar” başlıklı maddesinin birinci fıkrasına yönelik olarak kılavuzla düzenleme yapılamayacağı belirtildi. Danıştay İdari Dava Daireler Kurulu, kılavuzun yürütmesinin durdurulmasına oy çokluğuyla karar verdi.

Danıştay, yürütmenin durdurulmasına karar verdi ama bu kez Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileri, “Kılavuzun yürütmesini durdurdunuz ama kanunun geçici maddesinin süresi de 9 Aralık’ta dolduğu için idarenin yapacak bir şeyi yok” dedi. Kanunda olmayan ama kılavuza konulan hükümler nedeniyle mülakata alınmayan müfettişler aynı işi yapmalarına rağmen 4 bin 500 lira alırken, müfettiş yapılanlar 6 bin 800 lira alıyor.

Öğrencileri protokollerle dini vakıf ve derneklere teslim eden Milli Eğitim Bakanlığı, kararlarıyla müfettişleri de cezalandırmış oldu.