Nasıl bir dönemde yaşıyoruz?
Polis raporlarına bakın:
Fuhuş, kalleşlik, sapıklık!
Yolsuzluk, hırsızlık, rüşvet!
Seks skandalı, porno, iftira!
Küçük yaştaki çocuklara tecavüz!
Siyaset raporlarına bakın:
Yolsuzluk dosyaları raflarda yığılı...
Ülkede tarikatçılık, cemaatçilik hâlâ dörtnala gidiyor.
Toplumsal bir ahlâk çöküntüsü içindeyiz.
Kadınlara şiddet her geçen gün artıyor.
Dağ gibi büyüyen sorunlar orta yerde dururken, bunları çözmeye çalışacağımız yerde yedi düvelle kavgalıyız!
Ülkenin nasıl bu duruma geldiğini sorgu­lamayacak mıyız?
Bu gidişe dur demeyecek miyiz?
Ülkesini seven yok mu Allah aşkına?
“Kargalar ötmeye başlayınca bülbüller susar” denir. Ortalıkta bülbül kalmadı! Neden?
Çünkü öten bülbüller hemen kafese konuluyor!
Bu gidişle hep kargaları dinlemek zorun­da kalacağız!
Zulme razı olanın hakkı zulümdür. Hakarete razı olanın hakkı hakarettir.
Sen razı olmazsan, kimse sana küfrede­mez, kimse ezemez seni...
Limon gibi sıkılıp suyumuz çıkarılıyorsa, hata bizdedir!