Yeni yılı iyi dileklerle kutlamayı yineliyoruz. Uygar toplumsal yapının gücü, onu oluşturan bireylerin kişilik niteliklerine bağlıdır. Eğitimle dokunan kişisel yapı ulusal varlığın başlıca dayanağıdır. ATATÜRK ve arkadaşlarının eğitime verdiği önem, özdeyiş niteliğindeki güzel sözleriyle sık sık ortaya konulduğu gibi eğitim-öğretim için girişilen atılımlar, kazandırılan yapılar, yetiştirilen ve Avrupa’ya gönderilen öğrenciler, ders kitapları, izlenen bilimsel gelişmelerle kanıtlanmıştır. “Evrim teorisi”ne karşı çıkanlar, Atatürk ve laik cumhuriyetle ilgili bilgilerin dışlanırcasına yerini azaltanlar, safsatalarla ortaya çıkanlara tepkisiz kalan partizanlar ulusumuzun geleceğiyle oynadıklarının ayırdında değiller.
Amacı, yolu, yöntemi belli AKP iktidarına yeterince karşı çıkamayan, onu uyaramayan kesimlerin de bunda katkısı var. Kanun hükmünde kararnamelerle görevden uzaklaştırılanlar, gözaltına alınıp tutuklananlar yanında kimi tutarsız sözlerle topluma gözdağı veren siyasetçilerin yarattığı karanlıkta, durumundan endişe duyanlar da az değil. Demek ki iktidarın karşıtları etkin değil. Muhalefet güçlü olsa AKP böyle durabilir miydi? Üstelik muhalefette sanılan MHP iktidardan çok iktidarcı. Güçlü muhalefet rejimin de gücüdür. İktidarın da bir anlamda göstergesidir. İktidarların azgınlığı, muhalefetlerin zayıflığındandır. CHP yalnız kalıyor.
AKP genel başkanının karşısında muhalefet birliği yok. Toplumsal duruş yok. Demokratik kitle örgütleriyle sendikalar güçsüz ve etkisiz. Bunlar dışında kalanlar, başta üniversiteler suskun ve tepkisiz. 0ysa güçlü muhalefet İktidarlar için de güvencedir. Onları sakıncalardan, hukuksuzluktan alıkoyarak sağlıklı durumlarını sağlamış olur.
Ne var ki Atatürk’e, laikliğe saldıranlar başköşelere oturtulup önemli görevlere atanabiliyorlar. Eski FETÖ’cüler, itirafçılar şimdi kişilik değiştirmiş görünüyorlar. Hangi konuda ve hangi türde olursa olsun “çıkar” insanı gerçekten küçültüyor, aşağılıyor. Bilincinde, ayırdında olmamak, ne kötü.

YENİ YIL UMUTTUR

Başarmak, kotarmak ve istenilen sonuçlara ulaşmak için umut etmek, dilemek yetmez. İstek, çaba, istenç (irade) gerekir. Halk dilinde “Hazıra konmak” olarak nitelenen, “Ekmek piş, ağzıma düş” sözüyle anlatılan tembellikle bir yere varılamaz. Çocuklarımıza yaşamı anlamlı kılmak için yapmaları gerekenleri iyi anlatmalıyız. Dünyanın başa çıkmakla uğraştığı sorunları yenecek güç, eğitimle edinilir.
Sağlık ve ekonomi sorunlarından siyasal sorunlara uzanan geniş bir alanda yurttaşların yakınmaları giderek artarken sözden başka çözüm umudu veren hiçbir belirtiye rastlanmamaktadır. Eğitimde, ekonomide, siyasal yaşamda beliren olumsuzluklar birey sağlığını, mutluluğunu ve esenliğini olumsuz biçimde etkilemektedir. İletilen sorunlarla yakınmalar toplumsal bir çalkantı içinde olduğumuzu göstermektedir. Siyasal kesimin çekmediği geçim güçlüğü içinde bulunan çalışanlar ve emeklilerle adaletsizlikten bunalanlar her gün artmakta, özlemler, dilekler, umutlar gerçekleşmemektedir. Siyasal sorumlular birbirleriyle ağız dalaşı, güç ve gövde gösterisinden başka halka el uzatmamakta, iyi niyetli eleştiri ve uyarılar tepkiyle karşılanmaktadır. Halkını, yurttaşlarını dinlemeyen iktidarlar, görevliler ve yetkililer sorunların kaynağı, nedeni ve sorumlusudur.
Yazılıp çiziliyor. Kimsenin aldırdığı yok. Emeklilerin 2 milyonu çalışıyor, 3 milyonu da iş arıyor. Aydın işsizliği almış başını gidiyor. Öğrenim için, iş için, güvenli yaşam için yurtdışına gidip yerleşenler duyuluyor. Yetersiz aylıklar, okul ve üniversite sorunları, değişen düzenlemeler ve yöntemlerle uğraşılacak yerde Atatürk’e ve laikliğe saldırı ile prim yapmak, yer kapmak, döneklikle bir yere getirenlere yaranmak için abuk sabuk sözler edenler birbirine ekleniyor. Kadınlara saldırı sürüyor. Şüpheli sayısıyla dâva ve icra dosyaları kabarıyor. İstanbul’a ihanet ettiklerini itiraf eden AKP genel başkanı doğa kıyımına aldırış etmiyor. Kapanan şirket sayısı 1500’ü buldu.
Sürekli olarak içte ve dışta kanlı eylemlere girişen teröristlerden söz ediliyor. Bu aşağılık eşkıyalardan başka terörist yok mu? Örneğin medya teröristi, hukuk teröristi, Anayasa ve yasa teröristi, yasama ve yönetim teröristi, ticaret teröristi, parti teröristi, doğa teröristi. Önemli kavram, kurum, yapı ve kişiliklere saldıranlar terörist değil mi? Hepsine, her zaman karşı çıkılmalıdır.
Mutlu olmak hepimizin hakkıdır. Yeni yılda aykırılıkların ve sorunların son bulması dileğimizi yineleyerek toplumsal barış ve ulusal dayanışmanın önemini bir kez daha vurgulayalım.