2012 yılında piyasaya çıkardığı ilk kitabı ‘Beyaz Türk Yatçıları'ndan sonra 'Armatore' adlı kitabını çıkaran Kunt, üçüncü kitabı 'Yatçılık Kültürünün Yazılı Olmayan Kuralları'nı da okurlarıyla buluşturdu. Kunt, iş adamı kimliğinin yanı sıra tekne ve deniz tutkusuyla tanınıyor. Kunt'un yeni kitabı da öncekiler gibi deniz ve yat tutkunlarına hitap ediyor. Emir Kunt, yeni kitabıyla ilgili yazdığı metin, 'Dalgalı Sohbetler' başlığıyla Serhat Yiğit tarafından seslendirildi. Yazmak üzerine bir metin kaleme alan Kunt'un satırları şöyle: emirkunt2 "İnsanın içinde biriken gözlemlerin, duyguların bir anda tetiklenmesiyle gelir. Yüzlerce belki binlerce okunan şeyi, yaşadıklarınızı veya yaşayamadıklarınızı... Gördüklerinizi veya görmemezlikten geldiklerinizi, bir kevgir gibi süzen beyin, bir yağmur bulutu gibi dolu, yağmayı bekler. Yağdıkça kelimeler dökülür, cümleler olup satırlardan akar. Islatır yakalanırsan ya da ıslanırsın yakalarsan, ıskalatır kaçarsan, bazen ıskalarsın kaçmasan da. Dağlardan akan, yollardan taşan su gibi coşarsın yazarken, yazdıkça akarsın. Bir de yazmadıkların ve yazamadıkların vardır. Olsun, cümleler birbirini kovaladıkça rahatlarsın. Tekrar tekrar okuyup sefasını sürersin. Bazen gülersin, bazen gözlerini silersin, ama akıtmaya devam edersin. Ta ki denize ulaşıp dökülene kadar. Dökülüp rahatladıktan sonra bulandırırsın suyu. Ama geçicidir. O tortular dibe çöküp de berrak suyu gördüğünde, bir keyif sigarası yakmışcasına, sevgilinin elini tutmuşcasına veya ılık bir meltemde teknenin arkasında güneşin batışını seyredermişcesine bir hazla dolarsın. 'ÜSTÜ ÖRTÜLMÜŞ CÜMLELERİ SEVERİM' Birisi kitap okurken suratına bakarım, güzel mi diye sormam. Bir bakışın anlattığını 6 saatte anlatamazsın çünkü. Okurken göğüse düşen, günlerce ortalarda dolaşan kitapları sevmem. Bir gecede biten kitapları severim. Günlerce yazılan şeyler de bana göre değil, sağanak yağış severim. Ağdalı sözler, kurgulu tasvirler ve zorlama tarifler bir kitabı rafa kaldırmak için en önemli kriterlerdir. Film senaryosu okumayı sevmem, çünkü film seyretmeyi severim. Süzülmüş, hatta biraz da üstü örtülmüş cümleleri severim. Biraz da kendime göre anlamak, düşünüp, yaşamak isterim. 140 kelimede Twitter'a sıkışmayı da sevmem. Çünkü Instagram'a bir resim koyarım, iki kitap bir araya gelse anlatamaz. Susarak okuyanı değil, kusarak yazanı severim. armatore 'YAZ YAĞMURU GİBİ GELİP GEÇERİM' Ben öyle sürekli yazamam, yaz yağmuru gibi gelip geçerim. Sonrasında güneş açsın isterim. Güneş açınca da mayışır, sıvışırım. Edebi eleştirilere kapalıyım, ama edepsiz eleştirilere her zaman açığım. Çünkü yazar değilim. Övgünün kararında olanı beni coşkulandırır. Ama abartılı olanı kuşkulandırır. Zaten dedim ya, okuyup da anlayanı veya okumayıp zoruna gideni suratından anlarım. Yazdıklarımla ilgili bugüne kadar aldığım en güzel geri dönüş, beni tanıyan bir kişinin, "Kitabını okurken bütün gece seninle sohbet etmiş gibi oldum" demesiydi. Yazılanı anlamak, yazanı tanımaktan geçer. Bir gazeteci sormuştu, "Yazılarınızda neden hep denizi kullanıyorsunuz?" Ben de "Karayı da yazılarımı yazarken kullanıyorum. Hiç denizin üstünde yazı yazmadım" cevabını verdim. "Edebiyat yelpazesi miyim ulan ben! Arada sırada tıngırdatıp yazıyorum" demek geldi içimden ama kendimi tuttum. 'İKİ LAFIN BELİNİ KIRALIM...' Onun için lütfen yazdıklarımı okurken "Yazar ne yazmış", değil, "İki lafın belini kıralım" kafasıyla okuyun. Çünkü ben harbiden yazar değilim. Hatta edebiyat mezunu olmama rağmen, imla hatalarına karşı büyük sempatim vardır. Yazar olmak vakit ister, ama cesaretle yazmak hem vakit hem de nakit ister. emirkunt EMİR KUNT KİMDİR? 17 Ocak 1972 yılında İstanbul’da doğdu. Şişli Terakki Lisesi’nden mezun olduktan sonra Bilkent Üniversitesi Turizm Bölümü’ne devam eden Kunt, ardından eğitimini İstanbul Üniversitesi Turizm Bölümü’nde tamamladı. Ayrıca Anadolu Üniversitesi Muhasebe-Finansman Bölümü’nden ön lisans diploması da aldı. Lise yıllarında aile şirketi YKM’de çalışmaya başlayan Kunt, YKM Grubu’nda çeşitli şirketlerde yönetim kurulu üyeliği de yaptı. 2012 yılında aile şirketi YKM’nin satışını gerçekleştirdikten sonra işi ile hobilerini buluşturma gayesi ile Bubago Sport’u kurdu. Yabancı markaların mümessilliğini yapan şirketin önde gelen markalarından bir tanesi de dünyanın en ünlü extreme yelkencilerin markası SAIL RACING’dir. Denizciliğe olan aşkı çocukluğunun ilk yıllarında babasının teknesinde başlayan ve bir anlamda teknede büyüyen Emir Kunt’un; hobi olarak deniz hayatı üzerine yazdığı yazıları sırasıyla Mavi Yaşam, Motor Boat ve Yacht dergilerinde yayımlandı.