Kirli bir savaşın yüz binlerce kurbanlarından birisiydi Azmide Dabah... Suriye'nin aristokrat sınıfına dahil olan ailesi, iş adamı olan eşi ve oğluyla yaşadıkları Halep'te çıkan iç savaşla birlikte Suriye gerçekleriyle yüz yüze geldiler... Önce annesini kaybetti, ardından babası ve eşi gözlerinin önünde katledildi. Oğlu elinden alınıp kampa gönderilirken, defalarca tecavüze uğradı. Sonra küçük rütbeli bir teröristin kölesi yapıldı. Yine de yaşadı oğlu için… Ege Denizi'nde yaşamı son bulan Azmide Dabah'ın gerçek günlüğü, 'Şarkısını Söylüyordu Deniz'e ilham oldu. Okurken kirli bir savaşın iğrenç yüzüne, bir annenin gerçek günlüğüne yazdıklarıyla kez daha tanık olacaksınız. HER ŞEY O KÜÇÜK DEFTERLE BAŞLADI Kitabın yazarı Haluk Özdil, 'Şarkısını Söylüyordu Deniz'in bir roman olarak doğmadığını, her şeyin 2015 yılında Bodrum-Yalıkavak'ta bulunduğu sırada başladığını belirterek, "Evdekilere sezdirmeden, usulca dışarıya çıktım ve kayalıklar bölgesine doğru yürümeye başladım. Bir amacım yoktu, hedefim de, sadece yürüyordum. İşte o anda, kayalıkların yakınında onları gördüm: On yedi cansız beden... Jandarma ve görevliler dışında birkaç tane balıkçı vardı çevrelerinde. Büyülenmiş gibiydim, sanki beni çağıran bir ses varmış gibi yürümeye başladım, ta ki on yedi göçmenin cansız bedenlerinin yanı başına kadar. Kimse engellememişti beni, belki de o karmaşa içinde görememişlerdi; bilemiyorum. Ama bildiğim tek bir şey var, tam Azmide Dabah'ın başucunda gülümseyen yüzüne bakarken buldum kendimi. Evet gülümsüyordu bu genç anne... Bir insan ölürken neden gülümserdi ki? Sonra o naylona sarılmış küçük ıslak defteri takıldı gözüme; cansız bedeninin yanı başında duruyordu. Üstündeki montun yan cebinden düştüğü belliydi... Ve o küçük defteri aldığım an her şey başladı" dedi. halukozdil [old_news_related_template title="Paul Auster’dan bir aile destanı: 4 3 2 1" desc="'Auster’ın en büyük, en yürek burkan, en doyurucu romanı, gerçeklerin ve olasılıkların, aşkın ve yaşamın sürükleyici ve şaşırtıcı öyküsü' olarak tanımlanan 4 3 2 1, bir aile destanı havasında başlıyor ve o aile bireylerinden birinin kendi yaşamını 'ya öyle olmasaydı' diye sürdürmesiyle devam ediyor." image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2017/10/paulaster2.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/hayatim/kultur-sanat-haberleri/paul-austerdan-bir-aile-destani-4-3-2-1/"]