Fransız müzik dünyasının en otantik gruplarından birisisiniz, bu farkı nasıl yarattınız? İlk albümler Belle'nin şarkı yazarlığını temel aldı ve her grup üyesi düzenlemelere katkıda bulundu. 2011'de tekrar birlikte çalışmaya başlayınca, '5' albümü için şarkıları birlikte yazmaya karar verdik. Son albümümüz olan 'Tako Tsubo' ağırlıklı olarak Belle ve David'in şarkılarının yer aldığı ve diğer grup üyelerinden daha fazla orijinal katkılar içeren bir albüm oldu. Paris Combo birçok farklı kültürden ve tarzdan izler taşıyan bir müzik yapıyor. Kendi şarkılarınızı söylediğinizde aslında grup için bir kimlik de oluşturuyorsunuz sanırım en önemli fark burada. 13 Kasım'da Cemal Reşit Rey'de sahne alacaksınız. Sizi izlemeye gelenlere ne vadediyorsunuz? İstanbul bizim için çok özel bir şehir. Tekrar dinleyicilerimizle buluşacağımız için çok heyecanlıyız. Konserde 'Tako Tsubo' albümünün şarkılarıyla, aynı zamanda 'Living Room' ve 'Senor' gibi dinleyicilerimizin en çok sevdiği şarkılardan oluşan bir repertuvar hazırladık. Müzikal altyapınızda ve geçmişinizde zengin bir miras var. Rumba, flamenko, Gypsy swing, cool jazz gibi... Bu eklektik hali nasıl Kontrol ediyorsunuz? Kendinize koyduğunuz tanım nedir? Farklı geleneklerin ve müzikal stillerin bir potada eritilmesi gibi, Müziğimizde de birçok ülkeden etkiler görmek mümkün. Caz ve çingene müziğinden bile izler taşıyor. Aslında herhangi bir tanımlama yapmıyoruz. İçimizden geldiği gibi ve dinlemekten keyif alacağımız kendi bestelerimizi seslendiriyoruz. İSTEDİĞİMİZİ YANSITTIK Daha önce Seine Nehri çevresindeki lokallerde, kafelerde sahne aldınız. Bu deneyimin size katkısı nedir? Müzik bizler için kendimizi ifade etmenin en güzel yolu. Belle yazdığı sözlerle ben müziğimle duygularımızı şarkılara aktarıyoruz. Paris Combo olarak sahnede çok mutluyuz bu ilk başladığımız yıllarda sahneye çıktığımız lokallerde de şimdi de aynı. O yılların en önemli tarafı kendimizi daha iyi tanımamızı tarzımızı oluşturmamızı sağlaması. Ve bu hepimiz için çok kıymetli. paris-combo-4 Son albümünüz Tako Tsubo'nın diğer albümlerinizden farkı nedir? Neyi anlatmak istediniz son albümde? Şarkılar aslında ilk albümün tarzına çok yakın. Albüm öncesi dönemde grupla birlikte ne yapmak istediğimizle ilgili uzun süre fikir yürüttük. Her şarkı için özellikle düzenlemeler konusunda kendi içerisinde nasıl bir kurgusu olacağı ile ilgili çalıştık bu nedenle hazırlık evresi çok uzun sürdü. Sonuç olarak Paris Combo’yu istediğimiz gibi yansıtan bir album ortaya çıktı. 'İSTANBUL'UN BÜYÜLEYİCİ BİR ENERJİSİ VAR' Türk dinleyicileriniz, sizin şarkılarınızı duyduktan sonra kederden, depresyondan uzaklaştıklarını, neşelendiklerini söylüyorlar. Bu etkiye değerlendirmeniz nedir? Bunu duymak gerçekten çok güzel bizler de her gelişimizde bunu hissediyoruz. Müzisyen olmanın ayrıcalığı ve en güzel tarafı da bu. Türk insanının ne kadar arkadaş canlısı ve misafirperver olduklarını biliyoruz. Her gelişimizde çok sıcak bir atmosferle karşılanıyoruz. 13 Kasım’da da tekrar birlikte olmak bizim için heyecan verici. [caption id="attachment_2086356" align="aligncenter" width="880"]paris-combo-1 Soldan sağa: Potzi (gitar), Belle du Berry (vokal), François Jeannin (Perküsyon), David Lewis (Trompet),[/caption] İstanbul için yazdığınız bir şarkı var. O şarkıyı yapmaya nasıl karar vermiştiniz? İstanbul’un büyüleyici bir dokusu, ruhani bir enerjisi var. Geceleri mekanlardan duyulan birbirinden farklı müzikler, vapur sesleri, camilerden gelen ezan çok etkileyici. Özellikle 9/8'lik ritm de bize çok ilginç geldi. Şehri çok sevdiğimiz için de böyle bir şarkı yaptık. Bu kentle ilgili biz son yıllarda negatif yönde değişimden şikayetçiyiz. Sizin gözlemleriniz nedir? İstanbul ile ilgili hep güzel anılarımız var. 2010 yılında da Belle ile birlikte ikimizin farklı bir projesiyle konser için gelmiştik. Konser sonrası bizlerle tanıştıktan sonra şehri gezdirmek isteyen birçok hayranımız olmuştu. Uzun bir aradan sonra tekrar İstanbul’a geliyoruz sanırım bu soruya İstanbul’u tekrar geldikten sonra yanıt verebiliriz. [old_news_related_template title="İpek Bağrıaçık ve Melis Sezen: 'Biz kötü değiliz'" desc="İpek Bağrıaçık ve Melis Sezen, ‘Siyah İnci’ dizisinde birbiriyle hiç anlaşamayan iki karakter olan Defne ve Ebru’yu canlandırıyor. Canlandırdıkları karakterlerle hiçbir ortak noktalarının bulunmadığını söyleyen iki isim, aşk konusunda ise “Aşık olunca duruma bakarız. Oluyorsa oluyordur, olmuyorsa zorlamayız’’ diyorlar..." image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2017/11/img_0058.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/hayatim/yasam-haberleri/ipek-bagriacik-ve-melis-sezen-biz-kotu-degiliz/"] [old_news_related_template title="Melek Baykal ve Suna Keskin: 'Atatürk’ten başka çıkışımız yok'" desc="‘Ahududu’ oyununu konuşmak için bir araya geldiğimiz Melek Baykal ve Suna Keskin röportaja başladığımız sırada 174 gündür tutuklu olan gazeteci arkadaşımız Gökmen Ulu’nun tahliye edildiğini öğrenince sevinçle ayağa fırladı. İki sanatçı, “Karar bizi aydınlık günler için yeniden umutlandırdı” diyerek gündemi, Atatürk sevgilerini ve adalet kavramını anlattı… " image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2017/11/ahududu-tiyatrokare.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/hayatim/kultur-sanat-haberleri/ataturkten-baska-cikisimiz-yok/"]