Ukrayna doğumlu gitarist Estas Tonne; bugüne kadar içlerinde Almanya, Avusturya, Hollanda, ABD, Belçika gibi birçok ülkede performans sergiledi. Müzik yeteneği ile elde ettiği popülerliğe başlangıçta sokakta performanslar sergileyerek ulaşan Tonne, bugün müzik camiasında gitar kompozisyonlarındaki ruhani temalarla tanınan dünyaca ünlü bir müzisyen. Sözcü'ye konuşan Estas Tonne, günümüzde sergilediği ve organize edilmiş müzik etkinliklerinden önce herhangi bir takvime ve plana uymadan yıllarca müzik için seyahat ettiğini belirtti.   [before_after_template position="50" label_left="Sokak " label_right="Salon" image_left="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2017/06/estastonnestreet.jpg" image_right="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2017/06/saloon.jpg">   Medyada yer alan birçok röportajınızda ve söyleminizde müziğinizi oluşturma sürecinde doğadan ve insanın ruhundan, kalbinden beslendiğinizi belirtiyorsunuz. Bu noktayı değerlendirecek olursak; müziğinizdeki ruhani temayı oluşturan konular size ne ifade ediyor? Müziği hayatı ifade edebilen bir performans sanatı olarak görüyorum. Bizler kendilerimizi performanslar için mümkün olan en iyi şekilde hazırlamaya çalışsak da her zaman beklenmeyen, yani plana dahil olmayan şartlarla karşılaşabiliriz. Diyelim ki; bir müzisyen iyi bir şarkı besteledi ve müzik kitlesinin karşısında notası, notasına ve tüm her şeyiyle doğru bir sunum ortaya koydu. Benim düşünceme göre doğa böyle gözlemlenemez ve işlemez. Bizler yeni güne tamamen hazır olabilir miyiz? Bu mümkün görünmüyor. Hayat kendini bizlere değişimle ifade etmektedir ve tek yapabileceğimiz hayatın kendisine güvenmektir Ukrayna Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti içerisinde doğan biri olarak müzik tutkunuzu ABD'de keşfettiniz ve çoğu ülkede performans sergilediniz. Bu kadar çok kültürlülük içerisinde müziğe dair ana tutkunuz neydi?  Hayatın kendisi başlı başına iyi bir neden diyebilirim. Elbette bunun içerisinde paylaşmak ve keşfetmek de yer alıyor.  
Fotoğraf: Paganel Studios Fotoğraf: Paganel Studios

'Yalnız ve kendim olduğum zamanları da seviyorum'

Kendinizi modern dünyanın "Trobadour"u olarak tanımlıyorsunuz. Avrupa'daki gezgin ozan ve şairleri niteleyen bu tarihi isimden yola çıkarsak, müzik seyahatlerinizi ve özellikle günümüzde yer aldığınız etkinliklerin organizasyon sürecini anlatabilir misiniz? Yıllarca herhangi bir takvime ve plana uymadan ülkeleri gezdim. O sıralarda farklı ülkeleri ve kültürleri keşfetme duygusuna daha yakınlık duyan birisiydim. Günümüzde artık organizasyonlar tarafından oluşturulan festivallerde ve konserlerde daha fazla yer alıyorum. Birçok yerden gelen talep ve davetiyelerin tümüne yanıt veremesem de; ekibimiz içerisinde yer alan kişilerin görüşleriyle birlikte gelen istekleri değerlendiriyoruz. Bunda doğal olarak ulaşım ve lojistik gibi değerlendirmeler de yer alıyor. Bunların yanında müziğimi paylaşmayı ne kadar sevsem de; bir o kadar yalnızlıktan da zevk almayı, yaratıcılığımı yansıttığım ve kendim olduğum zamanları da seviyorum.   [scroll_text title="Trobadaour" desc="Orta Çağ Avrupa'sında yaşayan ve lirik türevde eser üreten, gezgin olarak performans sergileyen halk şairi ve ozanlarına verilen isim" image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2017/06/puttin-kurtarildi-kurtarildi.jpg" width="1024" height="768">   Sizin gibi birçok sanatçının da özellikle sosyal medya kullanımı ile dünyanın birçok yerinden dinleyici bulabildiği bir gerçek. Sosyal medyanın bağımsız uluslararası sanatçılar için sağladığı avantaj hakkında ne düşünüyorsunuz? "Bağımsızlık" bir durumdan, konudan bağımsız olmayı gerektirir ve bu durum sosyal medyadan sağlanan beğeni, görüntülenme ve yorum sayılarıyla yönelik bir bağlılık gerektiğinde aldatıcı olabilir. Yine de yeni medya platformlarının çeşitli sanatların paylaşımı konusunda yeni bir yol açtığını kalbin saflığına inanan bir kişi olarak kabul ediyorum.  
Fotoğraf: Paganel Studios Fotoğraf: Paganel Studios
 

'Müzik hepimizi değiştiren bir dil'

Davranışlarınızın ve söylemlerinizin aynı yaptığınız müzik gibi "ruhani" bir tavırda olduğunu belirtmem gerekiyor... Türkiye'de performans vermeyi düşünüyor musunuz? 20 yıldır tanıdığınız insanların bile ne hale geldiğini ve neye dönüşeceğini ilişkilendirmenin zor olduğu bir dünyada herkesin karakteri değişiyor. Bu noktada müzik sadece beni değil, sizi ve herkesi değiştiren bir dil. Türkiye konusuna gelecek olursak; davet gelen her yerde performans vermeyi düşünen bir müzisyenim. Umut ediyorum ki Türkiye denen toprak ile yakında tanışacağım. Bunun için tüm kalbimle sabırsızlanıyorum.