'Kül Kızı' oyununda Mutlu Polat, kadının arkaik çağlardan beri süre gelen saklı doğası ve dili üzerine kurgulanan bir içe bakış, aydınlanma hikayesni anlatıyor. Kendi yazdığı, yönettiği ve oynadığı oyunda, bize içsel yolculuğunu anlatırken, yaşadığımız hayatın tüm karmaşasını da gösterinin içinde yer alan vizör aracılığıyla bazen kısa filmler bazen video-art çalışmaları ile gözler önüne seriyor. Polat, çekimler için aldı eline kamerasını, Güney Amerika'nın yolunu tuttu. Brezilya, Peru ve Bolivya'da çekimler yaptı. En özel görüntüleri ise Che Guavera'nın ihanete uğrayıp öldürüldüğü yerde, anlamı "Güneş Adası" olan Isla Del Sol'de elde etti. Yurda döndüğünde de İstanbul ve İzmir sokaklarında çekimleri tamamlayarak kurgusunu da kendisi gerçekleştirdi. Sahnedeki güçlü performansını sergilerken, perdeye yansıyan özel görüntüler eşlik ediyor "Kül Kızı"na. meddah2 Kül Kızı anlatıyor, diyor ki: Düşe düşe Düşe düştüm Bir hayal-i perdede düş oldum. Zaten bir düştüm Düşte düş oldum. Sinematik Müzikal Anlatı potasında olan "Kül Kızı"nın müziklerinin nefesli sazlarında ve doğaçlama müziğinde kuzeni Alpago Polat yer alıyor. Mutlu Polat on parmağında on marifet olan bir sanatçı. Tiyatro ve sinema oyunculuğunun yanısıra, aynı zamanda yazar, yönetmen, ressam ve müzisyen. Ve Türkiye'nin ilk kadın meddahı. Geleneksel Türk Tiyatrosu’nda sıklıkla kullanılan meddahlık sanatı, çağdaş ve çarpıcı biçimi ile Türkiye'de ilk kez bir kadın tarafından "Kül Kızı"nda kullanıldı. Birçok sinema ve tiyatro eserinde rol aldıktan sonra 2009 yılından itibaren kendi ürettiği projelere yönelen başarılı sanatçı Mutlu Polat, oyunun yanısıra, günümüz Türkiyesi'nde sanatı ve sanata bakış açısını SÖZCÜ'ye değerlendirdi. Polat, "Günümüde artık tırnak içerisinde sanatçı, tırnak içerisinde gazeteci var. Herkes her işi yapıyor ancak niteliksiz. Herkes televizyon dizilerinde oyunculuk yapabiliyor. Her şey anlamını yitiriyor. Evlendirme programlarında olduğu gibi aşk ve mahremiyet anlamını kaybediyor. Oysa, sanatta 'En baştan sistematik olarak kurgu haline getir, yaz-çiz, sanat yap, ondan sonra ortaya dök, insanın kalbine dokunarak bunu ilet' denildiğinde, bunun için eğitim, usta-çırak ilişkisi, erdem ve ahlak gerekiyor. Toplum kültürel erozyona uğratılıyor. Sistem sanat istemiyor. Çünkü sanat insana yüzleşme, bütün kalıpları yıkma ve sorgulatmayı öğretiyor. Yeni bir bakış açısı kazandırıyor. Halbuki herkesin tek tip ve biatçı olması isteniyor" dedi. meddah3 Mutlu Polat Kimdir? Sanat yaşamı Vedat Çorbacıoğlu’ndan aldığı klasik piyano eğitimi ile başlayan Mutlu Polat, 9 Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tiyatro bölümünde lisans eğitimini tamamlamıştır. İtalya'nın önemli üniversitelerinden Universita di Bologna’da yüksek lisans eğitimini reji üzerine yapan Polat, Dodele e Dodele isimli ilk grubunu kurarak İtalya’da kendi oyunlarını sahneye koymuştur. Uzun yıllar video, performans sanatı ve müzik ile üretimler veren sanatçı; Türkiye’ye dönüp “Son Osmanlı”, “Yandım Ali”, “Laleli’de Bir Azize”, “Azap Yolu”, “Çınaraltı”, “Üvey Baba” gibi önemli yapımlarda yer almıştır. Rol aldığı projelerin yanısıra; “Kara Kentin Çocukları”, “24 Saat”, “Çalınan Ceset” gibi TV ve Sinema projelerinin müziklerini yapmıştır. 2009 yılı itibarı ile kendi projelerini üretmeye geri dönen Polat, Sinematik Müzikal Anlatı potasında olan “Çoban Yıldızı” ve “Tünel” isimli işlerin ardından “Kül Kızı” eseriyle içsel yolculuklarımızdaki labirentleri farklı bir anlatımla ve çarpıcı bir biçimde ortaya koymaktadır.