- Eyvallah albümünün her şeyinde sizin imzanız var. Prodüktörlük de size ait, şarkılar da. Nasıl bir duygu bu? Enteresan bir sektörle mücadele ediyoruz. Herkesin çok ünlü olduğu ama ünlü olmanın önemli olmadığı, samimiyetin kazandığı bir dönemdeyiz. Her zaman ‘büyümek için küçülmek lazım’ felsefesine inananlardanım. Bedenselden tutun da, büyük firmalara kadar... Sektörün içerisinde bunca yıl hizmet vermiş, kendi niteliğimde devrim yapmış bir insanım. Sezen Aksu bana hâlâ bugün, “Yaptığın müziği erken yaptın” der. Bu teknoloji çağında ilerlerken insanoğlu olarak, yarınlarıma, çocuklarıma bir şeyler bırakmak istedim. Bunca yıl yaptığım hiçbir şey bana ait değildi çünkü. Başkaları için bir şey yaptım. Patronlar, plak firmaları... Benim kariyerimde hepsinin çok önemli yeri var. Ama güne damga vurmak değil amacım. Yarına damga atabilmek. Ve bunun için bu şirketi kurmam gerekiyordu. - Patronsuz çalışmak nasıl bir duygu? Çok güzel bir lüksmüş yahu! - Siz nasıl bir patronsunuz? Sert miyim, değilim. Ama ne istediğini bilen ve her gün biraz daha araştıran bir kadınım. Ben 17 sene önceki yerde değilim. isin_karaca_eyvallah_9 - Küçülürken aslında öz ortaya çıkıyor, değil mi? Çok güzel oluyor. O kadar arınarak geliyorsun ki. Samimiyet ortaya çıkıyor. Biz iki üç yıldır, yeni çıkan isimlerle birlikte, Koray Avcı, Mabel Matiz, Ceylan Ertem gibi, enteresan kavramlar kazandık müzikte. Dinlemeye çok açığım. Ben iş kadınıyım, aynı zamanda şarkıcıyım, ev kadınıyım, çocuklarım var, anneyim. Çok acayip bir döngü aslında. - Bütün bunlar arasındaki dengeyi nasıl sağlıyorsunuz? Hiç sorma! Uyumuyorum. Çok az uyumaya başladım. 5-6 saat bana yetiyor. Gece erken yatmayı da öğrendim Mia ile birlikte. isin-karaca Dominant kadınlar tarafından yetiştirildim - Müzikte kadın sanatçı olarak vardınız. Şimdi de kadın prodüktör olarak varsınız. Erkeklerin ağırlıklı olduğu bir alanda nasıl ayakta kalabiliyorsunuz? Allah’tan testesteronu yüksek bir kadınım (Gülüyor). Dominant kadınlar tarafından yetiştirildim. Dış kabuğum bir şey sakladığım için değil. Kadınlığımla iş yapmıyorum, sanatçı olarak iş yapıyorum. Çok enteresan bir araştırmamın sonucunda şunu keşfettim: "Ajda Pekkan, Sezen Aksu ve Nilüfer hep kadın. Çok fazla erkek sanatçı belirli bir yaştan sonra piyasada olamıyor." Tabii her erkeği bir kadın eğitir. Annelikle başlar, sevgiliye döner, sonra eşi olur. Bu erkek egemenliği muhabbeti beni hayatım boyunca yormuştur. Kadınlığı kullanmadan bir yere gelebilmek de çok zor bir durum. Ben yeteneğimle yürüdüm bugüne kadar. Bilirler ki, bir tartışma varsa, bir erkek kadar sert üslubumla onların karşısında dururum. Bu konuda da hiç hoşnut değilim ayrıca (Gülüyor). Daha güzel bir anı olamaz - Eyvallah’ın ilk klibini ‘Bize de Bu Yakışır’a çektiniz ve ailenizle birlikte kamera karşısına geçtiniz... Hayatımın en güzel günlerinden bir tanesiydi. Klipteki annem ve anneannem kanserle mücadele etti. Ailemizin sevgisi onları ayakta tuttu. Dedem Alhzeimer hastası. Doktoruna danıştığımda, “Alternatif tıpta müzik ve dans Alhzeimer hastaları için çok önemli” dedi. İnanılmaz eğlendi. Kardeşlerim, çocuklar, hayattaki en büyük lütfum eşim, kardeşimin eşi gelinim, yeğenim... O kadar eğlendik ki. klip-foto-1 - Tuğrul (Odabaş) Bey ile evliliğiniz nasıl gidiyor? Çok komik. 25 yıllık kanka olunca... Günde üç kez Tuğrul’a “Erkek arkadaşın değilim, kankan değilim, kendine gel” diyorum (Gülüyor). Şunu öğrendim: "Bir ilişkinin temel noktası, dürüstlüktür." Şişmanken bile kendimi seviyordum - Hâlâ başınızı ağrıtan şeyler de oluyor. Eski eşinizle ilgili özellikle. Ne yazık ki, benim de sınavım bu oldu. Kızımın da sınavı. Yaşadığımızı kabul edip, sindirip yola devam etmeyi öğretiyorum kızıma. Ben yaşadığım kötülükleri hiç konuşmadım. Çünkü bunları ben yapmadım. Benim kötülüklerim değildi. - Tüm bunlar yaşayıp, ayakta dimdik durmanız da kadınlara bir örnek teşkil ediyor. Türk kadını olarak hayatımız boyunca baskı içinde büyüdük. Cinsiyet ayrımı asla olmamalı. Yeni jenerasyon kadınların başı çok dik. Zekalarıyla, savaşmayı öğrendiler. isin_karaca_eyvallah_10 - Temel sorunlarımızdan birisi de kendimizi sevmemek olabilir mi? Tabii! Biz kendimizi sevmiyoruz ki. Ben şişmanken bile “Kendimi seviyorum” diyebiliyordum. - Kiloları verdikten sonra nasıl gidiyor hayat? Güzellik için mi, sağlık için mi ameliyat oldunuz? Ben çok ciddi bir metabolizma hastasıydım. Şeker, tiroid vardı. Çıkış yolum yoktu. 80 kiloyken ameliyat olanlara büyük kılım. - Ameliyat masasına yatarken korktunuz mu? Hiç korkmadım. 110 kilodan 70 kiloya düştüm. İyi ki yaptım. İyi ki obezite cerrahi diye bir kavram var. Bu işin sonrası çok önemli. Mideyle beyin arasındaki bağ kurulunca hayat sıfırlanıyor. isin_karaca_eyvallah_8

Şarkı söylemezsem ölürüm

- Arabesk, funk, soul, jazz, pop, Türk Sanat Müziği gibi türlerde eserler verdiniz. Tür olarak hepsinden bir adım önde olan var mı sizin açınızdan? Ben şarkı söylemezsem ölürüm. Bunun türüyle bir anlamı olmadığını keşfettim. Yolun başında “Batıya dönük bir şarkıcıyım” diyordum. Şimdi o dönemdeki ben ile çok dalga geçiyorum. Bana arabesk projesiyle geldiklerinde “Hadi lan” demiştim. Sonra, müziğin dış yüzüne baktığımı fark ettim. Dünya nasıl bir kabuksa ve ortasındaki çekirdek her şeyden güçlüyse, müzikteki çekirdek de öyle.