‘İstanbullu Gelin’in yeni sezonunda olaylar adeta zincirleme gidiyor. İzleyiciyi yeni bölümlerde neler bekliyor?
Bunu inanın ben de bilmiyorum. Ancak herkes gibi tahmin edebiliyorum. Dizide yine aşk ve entrikalar olacak...
Peki ya Esma Sultan?
Esma Sultan yine rahat durmayacak. Ben o kadının kolay kolay değişeceğini sanmıyorum. Esma’ya ben de bazen kızıyorum. Bu arada Esma Boran’ın geçmişi yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlayacak.
Böyle bir rolü oynamak sizi hangi açılardan zorladı?
“Bu kadar da olmaz” dediğim bölümlerde Esma’yı inandırıcı ve gerçek şekilde oynayabilmek, onun ruh halini yansıtabilmek beni çok zorladı, zorluyor. Kadın kaba ve tuhaf bir kadın ana hatlarıyla ama onun da acıları, hayalleri, üzüntüleri, sevdikleri var. Her rolde önce karakteri anlamaya çalışırız. Ben de bunu yapıyorum.
Kaynanam olmadı hiç
- Gelin-kaynana uzlaşmazlığı olduğunda artık Esma Sultan örnek olarak veriliyor...
Toplumumuzda öteden beri bir gelin-kaynana meselesi var. Ben bunu hiç yaşamadım çünkü kaynanam olmadı. Toplumda her gelin-kaynana arasında illa sorun olacakmış gibi pompalanması kötü bir şey. Şaka yapmak bile çeşitli önyargıların oluşmasına sebep oluyor.
‘Öğrendim bitti’ diye bir şey yoktur
- Sizin bir de eğitmen yönünüz var. Atölye Craft’ta oyunculuk üzerine dersler veriyorsunuz...
Evet, oyuncu arkadaşlarımla orada altı sene çalıştık. Elimden geldiğince oyunculuğun bir hayata bakış açısı olduğunu öğretmeye çalıştım. Herkes aldıklarını farklı farklı kullanıyor, ki zaten öyle olması lazım. Bazısı dizileri, bazıları tiyatroyu seçiyor ve kendilerince sonsuz mücadeleyle başa çıkmaya çalışıyorlar.
Oyuncu adaylarına neler öğütlüyorsunuz?
Oyunculuk, bir başından geçirme, yaşamadır. Ne kadar söylerseniz söyleyin, bir bilgi ancak kişinin başından geçince yerine oturur. Hayat boyu süren uzun ince bir yoldaki mücadelelerdir oyunculuk. “Öğrendim bitti” diye bir şey yoktur. Hep yeniden öğrenme, anlamaya çalışma. Dizi değil ama sanat sonsuz çünkü.
- Programınızda yeni bir oyun var mı?
Craft Tiyatro’da geçen sezon perde açan, Ezgi Mola ile Enis Arıkan’ın oynadığı ve yönetmenliğini yaptığım ‘10 11 12’ adlı
oyun bu sezon da devam ediyor.
Erkekler de feminist olmalı
- Üzerinde ısrarla durduğunuz konulardan biri de ülkemizdeki kadın hakları...
Kadın hakları çok önemli çünkü bu ülkede kadınlar eziliyor. Bu durumda kadın dayanışması erkek desteği de alarak, büyüyerek devam etmeli. Bu belki kutuplaşmaları da önleyebilir.
- Peki sizce kadına şiddeti, tacizi ve tecavüzü nasıl önleyebiliriz?
Erkekler de feminist olmalı. Cinsiyetlerin bu kadar keskin bir şekilde ayrılmasının özendirilmemesi gerekiyor. Burada annelere çok büyük görev düşüyor. Erkeklerin sadece kadına da değil, bu kadar kolay şiddete başvurduğu başka bir ülke var mıdır bilemiyorum!
- Bu konuda sanatçılara ne gibi görevler düşüyor?
Eğer “Sanat yoluyla ne yapılabilir?” diyorsanız, tiyatroya gelen kişi zaten incelmiştir. Öyle hazlar peşindeyse, mühim olan daha çok insanı erken yaştan sanatla buluşturmak çünkü en kaba hatlarıyla sanat insanı inceltir illa bir fayda arıyorsak.
