Başarılı kariyerinin yanı sıra Hatice Aslan, hayattaki duruşuyla da dikkat çekiyor. Yılların deneyimli Devlet Tiyatrosu oyuncusu Aslan, 55 yaşında olmasına rağmen güzelliği ve mesleki başarılarıyla gençlere örnek oluyor. ‘İçimdeki Fırtına’ dizisiyle ekranlara döndünüz… Diziyle ilgili duygularınızı nasıl özetlersiniz? Bu dizide olmaktan dolayı çok mutluyum. Çok güzel bir ekiple çalışıyoruz. 8 Bu diziyi kabul etmenizdeki en büyük etken neydi? Çalışmayı özlediğim bir döneme denk geldi ‘İçimdeki Fırtına’. Ayrıca ‘Rauf’ filmini Antalya Film Festivali’nde seyrettim ve çok etkilendim. Aslan Film’in ‘Rauf’un ortak yapımcısı olduğunu gördüm ve çok gururlandım. Bu da seçim sürecinde büyük bir etken oldu. 2 Asıl okul set Birlikte oynadığınız genç oyuncuların performanslarını nasıl buluyorsunuz? Gençler eskiye nazaran oyunculuğu daha ciddiye alıyor. Eskiden sadece kamera karşısında poz veriyorlardı; şimdi ise oyunculuğun ne kadar zor bir şey olduğunun farkındalar. Onun için çok mutluyum. Çok ciddiye alıyorlar bu işi. Keyif alıyorum onlarla birlikte sahne paylaşmaktan. Alaylı ve okullu oyuncular var. Herkes okullu oyuncu olmak zorunda değil çünkü iyi bir yönetmenden çok şey öğrenilebilir. Birçoğu dil biliyor, kariyerlerine destek vermesi bakımından dünya çapında yapılan işleri seyrediyor. Genç oyuncular tecrübeli oyuncularla çalışmaktan zevk alıyor. Nuri Bilge Ceylan filminde boy göstermiş bir isim olarak, Türk sinemasında komedi filmlerinin daha çok gişe yapmasını neye bağlıyorsunuz? İkisi çok farklı kategoriler. Sanat filmleri ve gişe kaygısı güden filmler var. İkisi de bana keyif veriyor. Rol aldığınız her dizi iyi reyting alıyor. Bunun sırrı nedir? Bu başarıda yapımcının ve kanalın projenin arkasında durmasının büyük payı var. Sanatçısından ışıkçısına kadar dizide kim varsa tüm dizi ekibinin işini çok iyi bilen insanlardan oluşması gerekiyor. 7 40’lı yaşlarımda iki dönüm noktam var 40’lı yaşlarınıza dair “dönüm noktam” dediğiniz olaylar yaşadınız mı? İlk dönüm noktam İstanbul’a taşınmam ve İstanbul Devlet Tiyatrosu’nda göreve başlamam. İkincisi ise ‘Üç Maymun’ filmiyle sinemanın tadına varmam. Kadın olarak ve mesleki anlamda olgunluğa ulaştığım bir dönem bu. Herkes birbirine düşman Ülkemizin gündemi çok yoğun. Peki sizin gündeminize gelirsek en çok nelerle derdiniz var? Irkçılıkla ilgili çok büyük derdim var. Biz ırkçılığı sadece deri rengiyle bütünleştiriyoruz ama bana göre ırkçılık bir Urfalıyla İstanbulluyu ayırmaktır. Bana göre ırkçılık bir insanı ekonomik durumuna göre ayırmaktır. Aydın dediğimiz birinin başka bir insanın fikrine tahammülünün olmaması beni üzüyor. İnsanların birbirlerini anlamaya çalışmamaları, farklı fikirde olanlara hakaret edecek boyuta gelmesi en büyük dertlerim arasında. Peki çözüm için ne yapılması gerektiğini düşünüyorsunuz? İnsanların bir süre sosyal medyadan kopup içlerine dönmeleri ve kendilerini tanımaları gerektiğini düşünüyorum. Ülkeyi kurtarmaya çalışmak yerine kendine dönüp ailesine, çevresine, komşusuna yardım etsin, çevresini güzelleştirsin. Ondan sonra daha ötesine bakar. Uzun süredir gazete okumaktan, haber dinlemekten ürküyorum çünkü herkes birbirine düşman. 6 Anne olmayı oğlumdan öğrendim 24 yaşında oğlunuz Ekin’i doğurduğunuz. Erken yaşta anne olmaktan hiç pişmanlık duydunuz mu? Tek pişmanlığım çok çocuk doğurmamış olmam çünkü çocukları çok severim ve anaç bir insanım. Anne- oğul ilişkinizi nasıl tarif edersiniz? Ana-oğul ilişkisi olarak tarif ederim çünkü arkadaş arkadaşımdır, oğlum ise oğlumdur. İnsanlar anne olmayı çocuklarından öğreniyorlar, ben de oğlumdan öğrendim. Bu bambaşka bir şey… 5 İçimi güzel duygularla yıkıyorum Oyunculuğunuz kadar fiziğinizle de adınızdan söz ettiriyorsunuz. Fiziğinizi nasıl koruyorsunuz? İçten dışa giderek… Önce içimi güzel duygularla yıkıyorum. İç duyguların yıkanması derken, şükretmek, işini severek yapmak, yorgunluğun aslında zihinle alakalı bir şey olduğunu bilmekten bahsediyorum. Çok su içerim, az yerim ve doğal gıdalar tüketirim. Her şeyi mevsiminde tüketiyorum. Rejim yapmıyorum.