Dünyaca ünlü oyuncu Andie MacDowell, 53. Antalya Film Festivali için geldiği ülkemize hayran kaldığını açıkladı. “Keşke daha önce Türkiye’ye gelseydim” diyen Hollywood yıldızı Türkiye’de sevdiği şeyleri tek tek sıraladı. - Antalya’nın dağlarına, denizine bayıldım - Buradaki hava hiçbir yerde yok - İnsanınız çok misafirperver - Yemekleriniz enfes Antalya Film Festivali hakkında ne düşünüyorsunuz? Bu organizasyonu beklediğimden çok daha güzel buldum. Bölgedeki dağlar ve denizleri çok beğendim. Özellikle burada gördüğüm tarihi eserler çok ilgi çekiciydi. Amerika 200 yıllık bir yapılanma olduğu için orada bu tarz şeyler görme fırsatı pek olmuyor. Bütün dünyayı gezdim ama buradaki atmosfer beni bir başka etkiledi. İnsanlar, coğrafya ve beni karşılama şekilleri çok hoş. Bütün arkadaşlarımı buraya gelmeleri için teşvik edebilirim. Türkiye’ye ilk defa mı geliyorsunuz? Evet fakat daha önce de gelmek istemiştim çünkü 25 yıldır Anadolu çoban köpeği bakıyorum. Ayrıca televizyonda, Anadolu çoban köpekleriyle göçen bir grubun hikayesini izlemiştim. Göçebelere yani o gruba turist olarak katılabileceğinizi ve bütün Türkiye’de kamp yaparak gezebileceğinizi görmüştüm. Bu benim çok ilgimi çekti. andie-ic   Türkiye’ye ilk defa gelen ve 25 yıldır evinde Anadolu çoban köpeği besleyen güzel oyuncu Andie MacDowell’la sohbet ederken onun bizlere çok da uzak bir insan olmadığını fark ettim.  Kendinizi tanımlamanız gerekse, siz nasıl bir kadınsınız? Karmaşık ve değişken bir kadınım. Onun için tek bir karakter oynamıyorum ve hep farklı karakterlere bürünüyorum. Bildiğim kadarıyla yüzünüzde hiç estetik yok. Estetik yaptırmayı düşünmediniz mi? Doğru biliyorsunuz… Yaşlanmak kendiliğinden gelişen, doğal bir süreç. Ve bu doğal süreçte insanların yaşlandıkça güzelleştiğine inanıyorum. Georgia O’Keeffe adlı ressamın bir resmini evimde tutarım ve daima onun yaşlı hallerini gözümün önüne getiririm. O, gerçekten yaşlandıkça güzelleştiğine inandığım bir karakter. Güzellik sırlarınızı merak ediyorum. Bunlardan birkaçını hayranlarınızla paylaşır mısınız? Her gün spor ve yoga yapıyorum. Onun dışında beslenmeme dikkat ediyorum ve bol bol nemlendirici sürüyorum. Peki aşk konusunda ne söylemek istersiniz? Gerçek aşk tutku değildir; gerçek aşk bir seçimdir. Birbirimizi sevmeyi seçebiliriz ama hissetmek de lazım. Tutkulu ve romantik olmak insana ilaç gibi gelir. 3

Bütün dünya orta yaş kadın oyuncuya karşı

Hollywood’da orta yaşı geçen kadın oyunculara karşı acımasız davranıldığını düşünüyor musunuz? Bütün dünya orta yaş ve orta yaşı geçen kadın oyunculara karşı. Bence Hollywood da gerçek hayatın izlerini taşıyor. Gündeminizde yeni projeler var mı? Yeni bir filme hazırlanıyorum ama televizyonda program veya dizi yapmak bana daha çekici gelmeye başladı. Her fırsat bulduğumda özellikle dizilerde yer edinmeye çalışıyorum. Dizilerdeki devamlılık ve süreklilik çok hoşuma gidiyor. Tanıdığınız Türk aktör ya da aktris var mı? Evet; artık var ( gülüyor). Festivalde iki Türk filmi gördüm ve çok beğendim ama jüri üyesi olduğum için sana bunları söyleyemiyorum. 4

Ailemi kangal köpeklerine emanet ediyorum

Kangal köpeği tercih etmenizin özel bir nedeni var mı? Büyük bir çiftliğim var ve o bölgede yabani kurtlar çoğunlukta. Orada ailemi ve üç çocuğum koruması için Kangal köpeği aldım. İki kızım ve oğlum köpeğimiz Leyla’ya bayılıyorlar. Bundan önceki köpeğimin ismi de Sefa idi. Şimdikinin ismi ise ‘Leyla ve Mecnun’ filminden esinlenerek Leyla... O filmi izlemedim ama internette hakkında bir araştırma yaptım ve çok beğendim. Bunun üzerine de köpeğimin adını Leyla koydum. Türk yemeklerinden en çok hangisini sevdiniz? Öncelikle bütün başlangıçları çok sevdim. Patlıcanla, kuzu etiyle yapılan tüm yemeklerinize ve salatalarınıza bayıldım. Daha doğrusu Türkiye’deki bütün yemekleri çok sevdim; mutfağınız harika. 2

John Malkovich’in bendeki yeri çok özel

Bruce Willis, Hugh Grant, Bill Murray, John Malkovich, John Travolta gibi aktörlerle de çalıştınız. İçlerinde arkadaşlığından en çok keyif aldığınız hangisi oldu? Hepsini çok seviyorum ama benim için en büyük keyif John Malkovich’le çalışmaktı çünkü o beni çok güldürüyordu.